İçtimâî Bir Fecaat: Romantik İslâmcılık-3

Abdulkadir ÇELEBİOĞLU

Aşk acısı çekip de buna binâen "Canı yanan sabretsin, canı yakan da yanacağı günü beklesin. - Hz. Muhammed (asm)" şeklinde paylaşımları sıkça görmüşsünüzdür. Resûl-i Ekrem (asm) Efendimiz'in şu şekliyle bir hadîsleri, mevcut hiçbir hadîs kaynağında geçmemektedir. Bu gibi sözlerin anlamı doğru olsa dahi, hadîs diye paylaşmak vebâldir. Hadîs-i sahîhte geçen tehdîd-i Nebevî'ye ittibâen bu gibi paylaşımları görünce uyaralım, paylaşarak günaha şerik olmayalım. Unutmayalım ki, "çok silik söz ticarette geziyor." (Münâzarât, s. 14) ve "her söylenen sözün kalbe girmesine yol vermeyiniz." (Münâzarât, s. 14)

Sosyal medya üzerinde Romantik İslâmcıları, "meftun" ve "meftune" tavırları ile tanıyabilirsiniz. Bir de Allah'ın razı olmadığı işlere bile İslâmî kılıf uydurmada maharetlerinden. Bir şey olduğunda da 'Zaten evleneceğiz!' derler. 'Madem evlenmeye karar vermişsiniz o hâlde evlenin!' demek gerekir, onlara. 'Evleneceğiz!' kılıfı arkasına sığınıp günahlara dalanları, Rabbim (cc) rahmet ve inâyetiyle kurtarsın. Cümlemize bilinç ve şuur ihsan eylesin.

Romantik İslâmcılar, Hz. Fatıma (r. anha) Vâlidemize de şu uydurma sözü isnâd etmekten de geri kalmazlar: "Seven, sevdiğinin gönlünü hoş etmeden su bile içmez." Böyle bir ifadenin Hz. Fatıma (r. anha) Vâlidemize ait olduğuna dair değil sahîh kaynak, bu ifadenin Arabî şekli dahi mevcut değildir. "Gönlünü hoş etmek" tabiri, Türkçeye uyumlu ve bizim halkımızın anlayacağı bir ifadedir. Yani anlayacağınız mantık şudur; Kendilerine göre sözler uydurup, bunlara itibar edilsin diye meşhur kimselere atfederler.

Romantik İslâmcılık edebiyatının gençler arasındaki dehşetli te'sirlerinden biri de وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى "Zinâya yaklaşmayın!" (İsrâ Sûresi, 32. Âyet-i Kerîme ve Meâli'nden) âyetinde geçen nehye rağmen, "Gayr-ı meşru muhabbet" ve "Zinâya yaklaştıran fiiliyâta" kılıf bulunarak, güya içlerini tatmin etmeleridir.

Romantik İslâmcılıktan ve Romantik İslâmcılardan uzak duralım, bu istismara karşı safımızı belli edelim. "Zira helâl dairesi geniştir, keyfe kâfi gelir. Harama girmeye hiç lüzum yoktur." (Sözler, s. 29) Eğer ki iki genç birbirini seviyor ise haram yollara tevessül etmek yerine, ailelerine haber vermeleri gerekir. Aileleri de "İçinizden bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden sâlih/iyi olanları (durumu uygun/nikâha müsait olanları) evlendirin!" (Nur Sûresi, 32. Âyet-i Kerîme Meâli'nden) meâlindeki âyete ittibâen onlara yardım edip evlendirmelidirler.

Âyette وَاَنْكِحُوا "...evlendirin!" buyurularak bu işte ehil olanlara da vazife verilmiştir.

Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimiz de ferman etmiş:
تَنَاكَحُوا تَكَاثَرُوا فَاِنّٖى اُبَاهٖى بِكُمُ اْلاُمَمَ
-ev kema kâl- Yani: "İzdivac ediniz [evleniniz]; çoğalınız. Ben kıyamette, sizin kesretinizle [çokluğunuzla] iftihar edeceğim." (el-Münâvî, Feyzü'l-Kadîr, 3:269, no: 3366; el-Aclûnî, Keşfü'l-Hafâ, 1021)

Bu sebeple İslâm gençlerine sahip çıkmak, onların 'Romantik İslâmcıların' ellerine düşmemesine çalışmak bizler üzerine bir vazifedir. Şuurlu ve bilinçli her gencin, bunların gerçek yüzünü sahîh kaynaklarla görünce inşâallah hakikati göreceklerinden şüphemiz yoktur.

(Devam Edecek)

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.