Şüphesiz ırkçılık büyük bir illettir. Düşüncede hakikatsizdir. Kan ve kafatasına yaptığı üstünlük atfı, eblehliği aşan bir eşeklik. Ankara, bu eşekliği bir devirde fiilen binlerin kafatasını ölçecek kadar ileri götürmüş, Mimar Sinan'ın kafatasını kabrinden çıkarıp ölçmekle de insanlık ve zıvanadan çıkmıştı.
Nokta-i istinadı kuvvettir. Üstünlük iddiasını kuvvetten alır. Bu sebeple de ister istemez mütecavizdir. Zayıflara hayat hakkı tanımaz. Kendisi efendi, diğerleri kendisine hizmetle mükellef kölelerdir. Başkaları hak taleb edemezler, esasen bir hakları da yoktur. Yedikleri bir lokma kuru ekmek, bir yudum su da efendilerinin lütuf ve keremidir!
Bu dehşetli hezeyanlar bahsini daha fazla tevsi edip midenizi kaldırmayayım: Aklınızda en iğrenç ve ebleh içtimâî bir beliyye olarak kalsın.
Türk ve Kürt milliyetçilikleri de kaskatı bir ırkçılığa inkılab etmiş vaziyetteler; müsbet değil menfiler. Şartlar müsaid olduğunda yukarıdaki şekle bürünmekte tereddüd etmezler, etmeyeceklerdir. Nitekim Diyarbakır hapishanesinde mahkûmlara kendi dışkılarını yedirten namussuz da milliyetçi olduğunu söyleyen bir Türk ırkçısıydı. Kürt ırkçıları bir hâkimiyet fırsatı yakalayamadıkları için örneklemek zor ama hiç şübheniz olmasın ki, kendilerinden küçüklere Türk ırkçılarından farklı davranmayacaklardır.
Bahçeli’nin önünü açtığı sulh arayışları devrinde PKK için dile getirilen her menfiyi az bulurum, ancak şunu unutmayınız ki, PKK’yı doğuran, Kamalist Ankara'dır, Türk milletinin yarısından fazlasını ikraren, gerisini de zımnen Kamalistleştiren bu zihniyet devlete hâkim oldukça, hiçbir birlik kalıcı olarak tesis edilemez. Sen Türk böbürlenmesiyle göğsünü yumrukladıkça karşındaki Kürt kasılmasıyla göğüs kafesini daha fazla yumruklamaya devam edecektir.
Ankara düzelirse, bu toprakların Kürt meselesi diye bir meselesi kalmaz. Sözüm bütün vatanperverlere: Mesainizi Ankara’nın ıslahına sarfetseniz Türklere de, Kürtlere de, ümmete de daha büyük hizmet etmiş olursunuz. Esasen bu çetin bölgede yaşamanızın, yaşayabilmenizin başka da bir yolu yok. Kardeş olduğunuzu hatırlayıp İslâmiyet, tarih ve vatan müştereklerinde ittihad etmezseniz, edemezseniz yaşayamayacaksınız; yaşatmayacaklar. Önce dahilde, sonra da hariçde sair İslâm halk ve devletleri ile ittihad edebilirseniz hem hayatınızı emniyete almış olacaksınız hem de hayattan çok daha kıymetli olan itibar, şeref ve haysiyetiniz çiğnenmemiş olacak.
İsrail maskeli Amerika ve Avrupalı şerikleri, size yüz yıl önce yaşattıklarından daha kötüsünü yaşatmak için ne zamandır diş biliyor. Ağızlarından boşalan salyaları görmüyor, diş gıcırtılarını işitmiyorsanız büsbütün kör ve sağır olmalısınız. Şuursuzluk ise daha büyük felâket.
Kısacası hep birlikte Müslümanlaşmamız gerekiyor. Biraz Müslüman, daha çok Kamalist veya PKKlı veya Türk veya Kürt kalarak doğru bir yere varamayız. Bırakınız doğru bir yere varmayı, hayatta kalamayız.