Hangisi daha etkin? Hakikate isal edici, hikmete eriştirici, gerçeği gösterici… Okunan kitaba, edilen sohbete göre değişir elbet; kitap ne kitabı, sohbet ne sohbeti?
Rehber-i Ekmel Resul-ü Ekrem (Salat ve selam ebeden üzerine olsun) cahiliye insanını nasıl eğitti de ashap yaptı, medenilere üstad eyledi? Bunu bilirsek soruyu çözmüş oluruz.
Şehir insanlarının merkezinde hakikat var, mescid var. Öncelikle, niyet ve nazar o yönde, merak da öyle! O mescidi mescid yapan Muallim-i Ekmel var, sadece namaz kılınmıyor, sohbet yapılıyor, istişare yapılıyor, kararlar alınıyor...
Ashap sorular soruyor, bir bedevi gelse de soramadıklarımızı sorsa deniyor.
Yüz yüze gönül gönüle olmak başka bir şey, hal transferi oluyor, ilim transferi oluyor, sekine iniyor, rahmet yağıyor...
Bir taraftan gelen vahiyler ezberleniyor, yazılıyor. Ayeti anlamak yaşamak üzerine konuşuluyor. Ticaret hayatı, gündelik akış devam ediyor. O kadar ki mescide gelen bazı sahabeler çalışmaktan terli geliyorlar!
Mekke'de Darul Erkam, Medine’de Ashab-ı Suffe var, düşündürücü değil mi?
Tek başına kitap okumakla böyle bir mecliste olmak aynı olmasa gerek. Sahabelere erişilememesi bundan olmalı. Böyle bir Muallim-i Ekmelle beraber olmak.
Zaman değişti farklı milletler farklı anlayışlar, yeni usuller gelişti, meslekler, meşrepler ortaya çıktı, kimi sohbeti, kimi yazılı metni önceledi...
Hepsinin de kendine göre güzelliği var. Farklı fıtratlara hitap ettiği yönüyle bir şekilde dairede tutuyor, daireyi genişletiyor.
Risale mesleği yazıyı öne alan, önceliği ona veren bir meslek. Olsa olsa bir "Üstadlık Makamı" var diyor. Nazarları kitaba çeviriyor. Şahsı yok etmiyor "satır arasında" beni görebilirsiniz diyor. "Fenafil İhvan"ı esas alıyor.
Kitabı iyi okuyan, özümseyen, yaşama gayretinde olanlar bir araya geldiğinde konuştukları aynı minval üzere devam eder; çeşitlenir, renklenir, derinlik kazanır, yeni pencereler açılır. "Sahabe mesleğine" yaklaşılmış olunur.
Göz ucuyla okuyan, ülfetle bakan, suri seyir yapanlar bir araya geldiğinde konuştukları da bu minval üzere devam eder; o kadar açılım olur, gündemden çıkılamaz, suretten öte sirete inilmez, görünüşte daire içindedirler, hatta hamaset nutuklar bile atılır!
Niyet, nazar, merak kitaba, hakikate ise, bunda yoğunluk yaşanıyorsa evet kitap, sohbet evet...
Bu bağlamda Nur Vakfı’nın yazıyı ve sohbeti birleştiren NİP'i (Nur İhtisas Programı) önemsiyor, benzer usullerin geliştirilmesini temenni ediyorum vesselam.