Sözüm ona bilgi çağı, şu çağı, bu çağı. Bir yandan da paganlık yükselişte, ölmüş bir insanı "sonsuz" diyecek kadar yükselişte; çok acı, daha acısı bir kısım ehli imanın onu sevmesi...
Kelime-i Tevhidin ne manaya gelindiği bilinseydi böylesi düşüşler yaşanmaz, akrep yuvasına girilmez, ebediyet tehlikeye sokulmazdı!
İlah yoktur, bir tek ilah vardır O da Allah'tır. Yaratan O, Rızık veren O, zulmetten Nura çıkaran O, O’ndan başka Mevla ve yardımcı yok.
Sorsan öyle derler ama yaptıkları, tavırları, halleri öyle demez. Akıl şüphe içinde, kalpte vesvese ve endişe, hisler bulanık ve karanlık, nefis zevke tiryakilik derecesinde alışmış bırakamıyor. Derdi fincancı katırları ürkütmemek!
Müslüman kime sığınır, kimden imdat ister, kime dayanır, kimden yardım bekler? Resul-ü Ekrem'i (asm) rehber kabul eden, Ebu Cehil’e şirin görünmeye çalışır mı? Onun kapısına gider mi? Ona yönelir mi?
Haram haramdır helal helaldir, emirler belli nehiler bellidir... Sıratı müstakim, sırat köprüsü kadar nettir. Tercihleri yenilemek, nereye gittiğini fark etmek, tövbe ve istiğfar etmek; hepimizin üzerine düşen büyük vazife, uzun uzun belegat, fesahat yapılmayacak kadar durum açık...
Manevi kuraklık yaşadığımızı görelim artık. Görmeyi sözle değil yaşantı ile belli edelim. Şu yapsın bu yapsın, şu yapmıyor bunlar şöyle gibisinden suçu birilerine atmak değil kendimiz ne yapıyoruz ona bakmalı...
Tek rakibimiz kendimiz!
Büyüklerden birisine çok hürmet edilince "benim kusurlarımı bilseniz selam bile vermezsiniz" diyor. Büyüklük böyle bir şey. İçteki canavarı fark etmek mesaiyi onu ehlileştirmek için yoğunlaştırmak...
Allah'ın havl ve kuvveti olmadan iyiliğe yönelinemyeceği, kötülüklerden korunulamayacağı şuuruna erişmek...
Putları deviren, baltayı saplayan İbrahim (selam üzerine olsun) olmak... Gönül hanemiz put dolu, bu putlar varken Nur nasıl gelir de aydınlatır?
Ülfet ve zevk tiryakiliği oturduğumuz yerden kalkıp da baltayı almayı mecal bırakmıyor, oyunlara kaptırmış derin rüyalar içindeyiz!
Modernlik habire put üretiyor, putçuluk bile endüstrileşti, endüstrileşmenin kendisi putçuluk derekesinde...
Bu kadar labirentlerden geçip gerçeği görmek, hakikat güneşine erişmek; çalışmak ister, gayret ister, bedel ister, samimiyet ister...
Evet ne yaptık da bu haldeyiz, ne yapalım da bu halden kurtulalım? Önce halimizi görelim vesselam.