Ev ne ki?

Hüseyin EREN

Haramların etrafında dolaşıp bir çıkış yolu, bir tevil boyutu aramakla, ondan kaçma yollarını aramak, uzaklaşma cehdi gayreti içinde olmak aynı şey değil. Keza şüpheli şeylerden kaçmak da! Bu zamanda zor demek imtihan olmayı hafifleştirmez; zor ve kolay iki imtihan şekli zira.

Bu kafa ve gönül meselesi. Kafa şüphe bulutlarıyla kaplı, kalp vesvese karanlığıyla doluysa nasıl “furkan”a sahip olacak da hakkı ve batılı berrak görecek, ona göre davranacak ve de örnek olacak. Haramın batılın paganlığın bütün cazibesiyle hücum ettiği devirde dik ve diri durmak, birilerine göre akıntıya kürek çekmek gibi; varlık bu denli zor!

Zorluğun bir adım ötesi kolaylık umudunda olanlara hep bir çıkış yolu vardır.

Bu zamanda ev sahibi olmak ne kadar da zor keza kiracı olmak da! Bankaların kapısına gitmeden kaç kişi ev sahibi olur? Enflasyon altı cazibesine kapılmayan, zor şartlarda kirasını ödeyen, helalle yetinmeye çalışan azlar; içlerinde büyüttüğü umutla yaşıyor o kapı bu kapı fetva arayışlarıyla değil!

Ev sahibi olmak farz değil ama haramlara bulaşmamak farz.

“Büyük günahları işlemeyen farzları yerine getiren kurtulur” hükmü cümle olarak küçük ama mana olarak büyük. “Menhiyattan içtinap etmek olan takva ile yaşamak çok amel-i salihe bedeldir” der Bediüzzaman. Az şey yapmak hatta yapmamak çok şey yapmak yerine geçer; zorluğun hüküm sürdüğü bu demde!

‘Kanaat’e kanaat etmek, tevekkül hale bürünmek dünyaya meydan okumak gibi bir şey; ebedi bir dünyayı kazanmanın başka bir yolu var mı?

“İman hem nurdur hem kuvvettir hakiki imanı elde eden kainata meydan okuyabilir” içte büyütülüp derinleştiğinde dünya ayaklar altına alınır; haram haram bilinir kaçılır, helal ihtiyaç derecesinde alınır!

Ev, araba, seyahat normal ihtiyaçlardan, büyütülüp Everest kadar yüksek şeylerden değil; ona erişilmesi zorlaşacaksa tercih, şüpheli şeylerden, haramlardan kaçmakla olmalı.

Bu bağlamda teselli vermek teselli almak önemli, emri bilma'ruf nehyi anil münker de! TOKi sohbetlerinin sonu imani bir müzakereye dönüyor, iman bir zerre artıyorsa Said Nursi'nin ifadesiyle “Bir hazine” kazanılmıştır. Kırmızı çay içerken kırmızı kitap okumak hayata yansıtılır bu vesileyle.

İhtiyaçsa dar alanda ve genelde buna çok ihtiyacımız var.

Öncelik sağlam bir kalp evine sahip olmak; sonra içine evi almak sonra şehri sonra ülkeyi sonra dünyayı. Cennet evine dünyadayken girilir böylelikle.

Ev ne ki?

“Gerçek şu ki, insanlar için yapılmış ilk ev, alemlere bir hidayet ve bereket kaynağı olan Mekke’deki evdir.” (Ali imran, 96)

Şimdi gönül evini vesveselerden, haram kirlerden, putlardan temizleme zamanı.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.