Hafta'nın Cuma Hutbesi (4 Kasım 2016)

Diyanet (4 Kasım 2016) Türkiye Geneli Cuma Hutbesi yayımlandı. Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından camiilerde okunan cuma hutbesini incelemek için haber detayımızı ziyaret ediniz

İLİ : GENEL TARİH : 04.11.2016
ÖRNEK ÜMMET OLABİLMEK



Cumanız Mübarek Olsun Aziz Kardeşlerim!
Okuduğum âyet-i kerimede Yüce Rabbimiz, şöyle buyuruyor: “Doğrusu sizin ümmetiniz yani İslam ümmeti bir tek ümmettir. Ben de sizin Rabbinizim. Öyleyse bana ibadet ediniz” 1 Okuduğum hadis-i şerifte ise Peygamberimiz (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Müminlerin birbirlerine olan bağlılığı, birbirine kenetlenerek inşa edilmiş bir binanın tuğlaları gibidir.”2

Kardeşlerim!
Sahabeden birkaç kişi, Mescid-i Nebevi’de kendi aralarında sohbet ediyorlardı. O esnada sahabeden Selman, mescide girdi. Bunun üzerine sohbet etmekte olanlardan birisi yanındakilere sırayla “aileniz, soyunuz sopunuz nedir?” diye sordu. Sohbet halkasında bulunanlardan her biri kendi ailesini, soyunu sopunu överek zikretmeye başladı. Nihayet bu şahıs, Selman’a dönerek “Senin soyun sopun, sülalen nedir ey Selman?” dedi. Aslında bu soruyla onu zor durumda bırakmayı arzuluyordu. Zira onun Selman’la arasında şahsi bir problemi vardı. Herkes Selman’ın ne diyeceğini merakla beklerken şu ibretlik sözler döküldü dilinden: أن ا س ا ا ب ن ا ل س ل ن ل م م Ben İslam oğlu Selman’ım. ض ا ّ لل ب م ح ّ م د Allah, dalaletteydim Ben ن ت ك ا ف ه دان ي ّلً beni Muhammed Aleyhisselam ile hidayete erdirdi. beni Allah, fakirdim Ben ن ت ك ا فأ غ نان ي ا ّ لل ب م ح ّ م د قيرً ف Muhammed Mustafa’yla zenginleştirdi. ن ت م م ك لوكًا ف beni Allah, köleydim Ben ا عت ق ن ي ا ّ لل ب م ح ّ م د Muhammed Mustafa’yla özgürleştirdi.” Bu konuşmaları duyan Hazreti Ömer topluluğun yanına gelerek, “Benim kim olduğumu, benim de soyumu sopumu öğrenmek ister misiniz?” diye sordu. Ve sonra dedi ki: “ س خو أ ا ل س ل ن ل ما ن ا ب ا ب ن ا ل س ل ر أن ا ع م م Ben م de İslam oğlu Ömer’im, İslam oğlu Selman’ın kardeşiyim.”

Kardeşlerim!
Din-i Mübin-i İslam, iki büyük temel üzerine inşa edilmiştir: Birisi tevhit, diğeri vahdettir. Tevhit, Allah’ın birliğine imandır, Allah’ın vahdaniyetini ikrardır. Kur’an-ı Kerim bir tevhit kitabıdır. Bütün peygamberler ve Hatemü’l-Enbiya Muhammed Mustafa (s.a.s), bir tevhit peygamberidir. Allah’ın bize farz kıldığı bütün ibadetler; namazımız, orucumuz, haccımız, kurbanımız, zekâtımız, her biri birer tevhit eylemidir. Kıymetli Kardeşlerim! Tevhitten sonra en büyük temel ilke vahdettir, müminler arasında birliktir. Birlik olmadan ümmet olmaz, ümmet olmadan tevhid olmaz. Tevhid ve vahdet olmadan da Yüce Rabbimizin, şu âyet-i kerimesinin gayesi gerçekleşmez: “Siz, insanlar için var kılınmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarsınız ve siz Allah’a iman edersiniz.”3

Aziz Müminler!
Bu âyet-i kerime bizlere göstermektedir ki; İslam ümmetinin en büyük gayesi, yeryüzünde iyiliği egemen kılmak, kötülüğü ortadan kaldırmaktır. Her daim ahlak, adalet, fazilet ve iyiliğin yanında yer almaktır. Her türlü kötülüğün, şerrin ve batılın karşısında durmaktır. Nerede bir zulüm, bir haksızlık, bir adaletsizlik varsa ona engel olmak için gayret göstermektir. Zira bu güzellikler, Rabbimizin övgüyle söz ettiği en hayırlı ümmetin vasıflarıdır.

Aziz Kardeşlerim!
Tevhide karşı en büyük günah, en büyük zulüm şirktir. Allah’a ortak koşmaktır. Tevhidi bozmaktır. Allah’ın vahdaniyetini ikrardan, O’na imandan yüz çevirmektir. Vahdete karşı en büyük günah ise tefrikadır. Ümmeti bölmektir. Ümmeti parçalamaktır. Bozgunculuk yapmaktır. Ümmetin arasına fitne, fesat ve nifak sokmaktır. Asabiyet, kin, öfke, nefret, gibi cahiliye kalıntılarıyla kardeşleri birbirine düşürmeye çalışmaktır.

Kardeşlerim!
Bugün müminler topluluğu olarak ümmet bilincini yeniden inşa etmeye ihtiyacımız var. Bugün İslam coğrafyasında barış ve esenliği, şefkat ve merhameti, hak ve hakikati yeniden egemen kılmaya ihtiyacımız var. Unutmayalım ki, örnek ümmet olabilmenin yolu gönülleri bir, gayeleri bir, samimiyet ve sadakatle bezenmiş kardeşler olmaktan geçer. Aziz Kardeşlerim! Hutbemizi şu duayla bitirmek istiyorum: Allah’ım! Bozgunculuktan, düşmanlıktan, münafıklıktan, ihanetten ve kötü ahlaktan sana sığınırız. 4 Bizleri bu kötülüklerden muhafaza eyle! Ümmeti Muhammed’i yeniden ve ebediyen aziz bir ümmet eyle Allah’ım! 1 Enbiyâ, 21/92.
2 Buhari, Salat, 88; Müslim, Birr ve Sıla, 65.
3 Âl-i İmran, 3/110.
4 Ebû Dâvûd, Vitr, 32.
Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

İslam Haberleri