Günde 85 kere telefona bakıyoruz, nasıl kurtulacağız bu dertten?

Elimizden düşürmediğimiz, onsuz adımımızı atmadığımız akıllı telefonlarımızdan gelen bildirim sesleri hem dikkatimizi dağıtıyor hem de bizi strese sokuyor. Peki olumsuz etkilerden nasıl kurtulacağız?

eknoloji geliştikçe teknolojiye bağlı sorunlar da gittikçe çoğalıyor. Artık hepimiz akıllı telefonlarımızın kontrolündeyiz. Sadece bir cihaz olmaktan çıkıp “her şeyimiz” haline gelen telefonlarımız olmadan adım atamaz hale geldik. Telefonlarımıza alarm kuruyoruz, hatırlatma notlarımızı yazıyoruz, e-postalarımızı kontrol ediyoruz, indirim mesajları alıyoruz, onlarca WhatsApp grubunda yazışıyoruz, bir de üstüne sosyal medya hesaplarımızdan etrafımızda olan biteni takip ediyoruz. Haliyle bildirim sesleri neredeyse hiç susmuyor.

Avustralya'nın Geelong şehrinde bulunan Deakin Üniversitesi'nde psikoloji alanında kıdemli öğretim üyesi olan Sharon Horwood, dikkat dağıtmak için telefonunun ses çıkarmasının bile gerekmediğini, ister sessizde olsun ister 'bip'lesin akıllı telefonların varlığının bile dikkatimizi dağıtmak için yeterli olduğuna dair kanıtlar bulunduğunu söyledi.

HER 15 DAKİKADA BİR TELEFONLARI KONTROL EDİYORUZ

Gün içerisinde gelen Telefon Bildirimleri, yanıt verme ihtiyacı nedeniyle kendimizi daha stresli ve endişeli hissetmemize neden oluyor.

Bilim insanları, akıllı telefonunuza gelen her yeni bildirimin, 'Stres Hormonu' olarak bilinen kortizolü tetikleyerek beyninizin kimyasını değiştirdiği konusunda uyarıyor. Ne zaman bir bildirim gelse, vücut küçük bir miktar kortizol salgılıyor, bu da kalp atış hızında artışa neden olup, kasları geriyor ve avuç içlerinin terlemesine neden oluyor.

Tahminler değişebilse de bir kişi telefonunu günde ortalama 85 kez, yani her 15 dakikada bir kontrol ediyor. Bu kesintilerden sonra konsantrasyonumuzu tam olarak geri kazanmamız ise birkaç dakikayı alabiliyor.

TV izlerken bu tarz bir dikkat kaybı önemli olmayabilir ancak araba kullanırken, ders çalışırken, bir işle uğraşırken ya da sevdiklerinizle vakit geçirirken, bu kesintiler oldukça önemli sorunlara yol açabilir.

BEYNİNİZE MOLA VERİN

Telefona gelen bildirimlere anında yanıt verme ihtiyacı, kendimizi stresli hissetmemize neden olabilir. Bu da kısaca FOMO olarak bilinen "fear of missing out" yani anı kaçırma korkusu ile ilişkilidir.

CNN International'a konuşan Horwood, telefonu sessize almanın bu sorunu çözmeyeceğini, işe gerekli olmayan tüm bildirimleri kapatarak başlamamız gerektiğini söyledi ve tavsiyelerde bulundu:

-- Eğer telefonunuzu sık sık kontrol ediyorsanız onu sessize almanın sihirli bir şekilde sorunu çözmeyeceğini bilin. İhtiyacınız olan şey davranış değişikliği ve bu en zoru. Bu konuda kalıcı değişimi görmeniz biraz zaman alabilir. Tıpkı sigarayı bırakmayı, kilo vermeyi veya bir egzersiz programına başlamayı denemek gibi…

-- Öncelikle telefonunuzda gerekli olmayan tüm bildirimleri kapatarak başlayın.

-- Telefonunuzu gece yatak odanızdan farklı bir odada şarj edin. Bildirimler uykuya dalmanızı engelleyebilir ve sizi gece boyunca tekrar tekrar uykunuzdan uyandırabilir.

BİLDİRİMLER BEYNİMİZİN VERİMLİLİĞİNİ YÜZDE 40 KESİNTİYE UĞRATIYOR

Cleveland Kliniği'nden Psikolog Dr. Steve Bea, "Bir işle meşgulken gelen bildirimlerin, beynimizin verimliliğini yaklaşık yüzde 40 oranında kesintiye uğrattığını düşünüyoruz" dedi.

Berkeley'de bulunan California Üniversitesi'ndeki nörobilimciler tarafından daha önce yapılan araştırmalar, yüksek kortizol düzeylerinin, insanları neredeyse sürekli bir savaş ya da kaç durumunda bırakabilecek uzun süreli beyin değişiklikleri yaratacağını bulmuştu.

“Bir akıllı telefon bildirimi nedeniyle kortizol salındığında, bu gergin durum kişi bildirimi kontrol edene kadar devam edebilir. Bu gerginlik ve rahatlama modeli, insan beynini bir bağımlılık gibi etkileyebilir” uyarısında bulunan Dr. Bea, telefonumuzdan gelen bir bildirimi kontrol etme dürtümüzü tatmin ettiğimizde, beynimizin onu bir 'ödül' gibi algıladığını ve davranışın tekrarlanmasını teşvik ettiğini söyledi.

BEYİN TEKNOLOJİYİ SINIRLAMAYA ALIŞIR

Dr. Bea, bu nedenle beyin kimyanızı değiştirmek için yeni bir alışkanlık oluşturmanız gerektiğinin altını çizdi ve ekledi:

"Başlangıçta teknolojiden uzak durmaya ya da onu sınırlamaya çalıştığınızda, biraz rahatsız olacaksınız. Bir şeyi kaçırma korkusuna ya da bir şeylerin sizi geride bıraktığına dair endişeli olacaksınız ama zamanla beyin buna alışacaktır.”

Evet, sürekli bildirim gelen akıllı telefonlar dikkat sürelerimizi kısalttı, stres düzeyimizi arttırdı ama eski zamanlardaki konsantrasyonumuz geri kazanmak için tamamen teknolojiden vazgeçmemize gerek yok, sadece kendimize biraz hâkim olmayı öğrenmemiz gerekiyor.

'TEKNOLOJİ MOLASI’

California State Üniversitesi, Dominguez Hills'den psikoloji profesörü Larry Rosen, yapılan araştırmaların, daha fazla Akıllı Telefon kullanımının daha yüksek kortizol seviyeleri ve diğer stres öğeleri ile ilişkili olduğunu gösterdiğini, zil sesi veya titreşim gibi bir bildirim olmadığında bile insanların mesajlara veya sosyal medyaya bakmak için, 'Aman Tanrım, kontrol etmem gerek!' diyen güçlü bir içsel işaret aldıklarını söyledi.

Dr. Rosen dikkat süresini artırmak için ‘teknoloji molası’ dediği şeyin kullanılmasını tavsiye etti ve şu detayları sıraladı:

-- Bir işe odaklanmadan önce, tüm favori uygulamalarınızı açmak için bir veya iki dakikanızı ayırın. Ardından 15 dakikaya alarm kurun, telefonunuzu sessize alın, ters çevirin ve bir kenara koyun. Alarm çaldığında, telefonunuzu kontrol etmek için bir veya iki dakikanız daha olur. Çalışmanıza daha uzun bir ara vermeden önce bu döngüyü üç veya dört kez tekrarlayın. (Pomodoro yani parçalara bölme tekniği)

-- Amaç, teknoloji molaları arasındaki süreyi 20, 30 ve hatta 45 dakikalık uzatmalara kadar kademeli olarak artırmaktır.

Alarm kapandığında daha uzun süre odaklanmaya hazır olduğunuzu anlayacağınızı ve cihazınıza uzanmak yerine yaptığınız işe devam etmek isteyeceğinizi vurgulayan Dr. Rosen, özellikle gençlerle masada cep telefonu kullanımı konusunda sık sık anlaşmazlık yaşıyorsanız, bu kuralı akşam yemeğinde uygulamanızı tavsiye etti.

Hürriyet

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Sağlık Haberleri