Girerken, çıkarken bedel ödüyorsanız onlar cemaat ve tarikat değildir

Hilmi Demir: "FETÖ bildiğimiz anlamda bir cemaat değil daha çok bir istihbarat cemaatidir."

Risale Haber-Haber Merkezi

15 Temmuz'un bir cemaatle değil bambaşka bir yapı ile karşı karşıya kaldığımızı gösterdiğine dikkat çeken Türkiye gazetesi yazarı Hilmi Demir, "FETÖ bildiğimiz anlamda bir cemaat değil daha çok bir istihbarat cemaatidir. Bu yüzden ben sürekli bu yapıyı bâtınî/ezoterik bir kült cemaati olarak isimlendirmeyi tercih ettim" dedi. 

Tarikat ve cemaatler ile kült grup arasındaki fark

"Tarikat ile bir kült grup arasındaki farkı gösteren en temel ölçütü söyleyeyim" diyen Demir, pratik bir izahta bulundu:

"Katılmak için hem maddi hem de manevi bir bedel ödeyerek giriyor ve ağır bedeller ödeseniz dahi dışarı çıkamıyorsanız orası bir kült gruptur. Girerken de çıkarken hiçbir bedel ödemiyorsanız tarikattır."

Cemaatler konusunda ne yapacağımızı bilmez durumdayız

Türkiye’deki cemaatlerin yolculuğunun hiçbir zaman sağlıklı bir zeminde sürmediğini ifade eden Demir, yazısını şöyle sürdürdü:

"FETÖ ve en son Oktar gibi kült yapılar bu yolculuğu hepten sakatladı. Metafizik kavramlar çok kirlendi. Dinî gelenekle aramızda büyük bir mesafe oluştu. Türkiye’de gerek tasfiyeci modernist Selefilik gerek ise Jakoben tasfiyeci katı laiklik gelenekle aramızda büyük bir uçurumun oluşmasına neden oldu. Bu krizden faydalanan FETÖ gibi yapılar her şeyi kirlettiler. Ülkede tarikat, cemaat, kült gruplar hepsi birbirine karıştı. Dün cemaatleri kutsayanlardan ve fırsatı ganimete çevirmek isteyen modernist Selefilerden ve katı laiklerden ortak bir ses çıkıyor: Tüm cemaatleri yıkalım, yok edelim.

"Hiçbir tarikat ya da cemaatle organik bir bağım yok bu yüzden bir tarikatı veya cemaati savunmak adına yazmadığımı ve yazmayacağımı herkes bilir. Benim tüm gayretim din-devlet ilişkilerinin Türkiye'nin önünü tıkayan bir mesele olmaktan çıkmasıdır. Dindarların bireysel özgürlüklerinde çok yol katettik ama cemaatler konusunda ne yapacağımızı bilmez durumdayız. FETÖ ve Oktar gibi yapılardan ortaya dökülenler toplumda bir panik havasına dönüştü. Ne bırakın yapsınlar ne de ezin geçin diyebiliriz. Üçüncü bir yola ihtiyacımız var.

Geleneğe bağlı olmayan yüzergezer gruplar var etrafımızda

Türkiye’de sorun cemaatlerin ve dinî grupların ayağını bastıkları bir zeminin kalmaması, merkezle mesafelerini kaybetmiş olmalarıdır. Osmanlıda Hanefi-Matüridi bir merkez vardı. Şimdi merkezi olmayan dinî cemaatler de bireyler de çok kolay savruluyorlar. Din görevlilerinin, imam hatip meslek dersi hocalarının ve ilahiyatların merkezi yok. Ayaklarını bastıkları bir gelenekleri mevcut değil. Geleneğe bağlı olmayan yüzergezer gruplar var etrafımızda. Küresel olmak için bir zemine gerek olduğunu unuttular. Ya Arap dünyasından ya da Batı’dan müttefik buldular. Bir müddet sonra onların etki ajanları olarak çalışmayı tercih ettiler. Türkiye’de dinî dünyamızda kendimizi bu topraklara bağlayacak bir zemin bulmak zorundayız başka yolumuz yok gibi.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Güncel Haberleri