Geleceğimiz mağdur edilmesin!

Mehmet KARA

İlk ve orta dereceli okullar tatilde. Ramazan bayramından sonra açılacak. Bu arada öğrenciler hem SBS ve hem de ÖSS sonuçlarına göre tercih telaşına düştüler.

10 yıldır uygulanan katsayı adaletsizliği kalktı ama bu sene meslek lisesini bitiren öğrenciler yine katsayı mağduru olacaklar. İstanbul Barosu da YÖK’ün katsayı adaletsizliğini kaldırmasını Danıştay’a götürdü. Hem de Yargıtay eski Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun “akıl” vermesinin ardından… Bir eğitim sendikası da bu akla uyup yıllardır binlerce insanın mağdur eden katsayı zulmünü kaldırılmasının iptal edilmesi için mahkemeye başvuracak.

İstanbul Barosu’nun yapmış olduğu başvurudaki görüşlerine kendilerinin de inandığını tahmin edemiyoruz.

Bakın neler diyorlar: “YÖK’ün bu uygulaması doğrudan imam hatip lisesi mezunlarının istedikleri fakülteye girmesini sağlamaya yöneliktir. Bu yönüyle kararın Türkiye gerçeklerini ve gereksinimini düşünerek alındığını söylemek inandırıcı olamaz. Türkiye’nin ihtiyacı çağdaş ve modern bir meslek eğitiminden geçmiş gençlerimizdir. Bu nedenle YÖK kararı tamamen siyasi amaçlarla alınmış olup hukuka aykırıdır…”

Bir de şöyle diyorlar: “YÖK bu uygulaması ile meslek lisesi mezunlarının haklarını koruyor görüntüsü altında, aslında imam hatip lisesi mezunlarının katsayı puanı uygulanmaksızın genel (düz) lise mezunları gibi üniversitelere girmelerinin yolunu açmış bulunmaktadır.”

Bu nasıl bir mantık? Bundan sonra gözler Danıştay’da olacak… Ümit ediyoruz ki, 10 yıldır mağduriyet son bulur ve önümüzdeki yıllarda anayasa da yer alan eğitim de fırsat eşitliği gerçekleşmiş olur.

* * *

Yazımızda, öğrenciler tatilde iken vakitlerini nasıl ve nerelerde geçirdiğine dair bir araştırmaya yer vermek istiyorum. Öğrencileri tatilde bekleyen tehlikeler mevcut. Bu tehlikelerin başında internet geliyor. Doğru kullanıldığında son derece faydalı olan bu teknoloji yanlış kullanılmaya da açık.

Bağımsız Eğitimciler Sendikası’nın yaptığı “İnternet Kafeler, Gençlik ve Sosyal Sapma Raporu” da teknolojinin yanlış kullanılması durumunda ne gibi zararları olduğunu gösteriyor. Araştırmaya göre, öğrenciler internet kafelerde ya da evdeki bilgisayarlarından ya zararlı sitelere giriyor ya da “chat” denilen haberleşme yöntemini kullanarak, “yalan söyleme” alışkanlığına düşüyorlar.

Bakın sendika internet kafeleri nasıl tarif ediyor: “Kahvehane kültürünün bir devamı. Ailesi ile duygusal bağları zayıf, okul başarısı düşük çocuklar ve gençlerin tercih yeri olan internet kafeler, buralardan gerçek amacı doğrultusunda yararlanmak isteyen öğrencileri olumsuz etkilemektedir. Çocukların zararlı madde alışkanlıklarına yakalanmalarına neden olmaktadır. Öğrencilerde okul olarak oluşturmaya çalıştığımız güven, açıklık, samimiyet, şeffaflık gibi olumlu özellikler sanal dünyanın etkisiyle güvensizlik, kapalılık ve yalan gibi olumsuz davranışlara dönüşmektedir.”

Türkiye’de internet kullanımın yüzde 67’sinin bu kafelerden yapıldığını dikkate alırsak çocukların ne kadar büyük bir tehlike altında olduğunu görebiliriz.

Süleyman Demirel Üniversitesi (SDÜ) Tıp Fakültesi Psikiyatri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ramazan Özcankaya’ın çocuğun gelişimine olumsuz etki yaptığını belirttiği bilgisayar ve internet oyunlarının gelecekte de gerçekle bağlantısı olmayan, her şeyi sanal sanan, zorlamaya gelmeyen, insanlarla ilişki kuramayan, sosyal ilişkileri zayıf, işsiz gençler yetişmesine sebep olduğunu açıklaması da bu araştırmaya destekliyor.

Bu yüzden de ailelerin çocuklarını internet ortamından mümkün olduğunca uzak tutması büyük önem arz ediyor. Çocuklarımızı okuyamaya teşvik etmek şart.
Yeni Asya

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.