Bismillahirrahmanirrahim
Cenab-ı Hak (c.c), Muhammed (asm) Suresi 17-19. ayetlerinde mealen şöyle buyuruyor:
17-Hidâyete ermiş olan kimselere gelince, (Allah îmanlarına mükâfât olarak) onlara hidâyeti artırmış ve kendilerine (günahlardan) sakınmaları (ilhâmı)nı vermiştir.
18-Artık (onlar), kıyâmetin ansızın kendilerine gelmesinden başka bir şey mi bekliyorlar? Hâlbuki onun alâmetleri gerçekten gelmiştir! Fakat (kıyâmet) başlarına geldiği zaman ibret almaları kendilerine ne fayda verir?
19-(Ey Habîbim!) İşte gerçekten şunu bil ki, Allah’dan başka ilâh yoktur! Hem kendi günahın için, hem de mü’min erkeklerle mü’min kadınlar için (Allah’dan) mağfiret dile! (*) Allah, (dünyada) gezip dolaştığınız yeri de, (âhirette) kalacağınız yeri de bilir.
(*) “(Âyetteki mağfiret) hakīkī günahlardan değil; çünki ismet (günahlara karşı korunmuş olmak) var, günah yok. Belki makām-ı nübüvvete (peygamberlik makāmına) lâyık bir ma‘nâ ile mağfirettir (bağışlanmaktır).” (Lem‘alar, 7. Lem‘a, 27)