Evladımı Benden Kopardılar!

Dr. Okan İMRE

Aile Kurumu’nun Çöküş Sebepleri ve Çözüm Yolları-2

6284 Numaralı Yasa ve Aile

İstanbul sözleşmesine ve onun güdümünde hazırlanan kanunlara karşı çıkanlar, bazı uğursuz ve art niyetliler tarafından kadına şiddete taraftarmış gibi lanse edilmektedir. Bu anlayış ve yargı doğru değildir. Kültürümüze ve inancımıza uygun yeni kanunlar talep ediyoruz. Şimdiki kanunlar şiddeti arttırmaktadır. Bu Avrupa’dan alınan kanunlar, kadınları suistimal etmekte, bazı kadınlar da bu kanunları suistimal etmektedir.

İstanbul sözleşmesi referans alınarak çıkarılan 6284 numaralı kanunun bazı maddeleri;

MADDE 5

(1) Şiddet uygulayanlarla ilgili olarak aşağıdaki önleyici tedbirlerden birine, birkaçına veya uygun görülecek benzer tedbirlere hâkim tarafından karar verilebilir:

b) Müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhâl uzaklaştırılması ve müşterek konutun korunan kişiye tahsis edilmesi.

c) Korunan kişilere, bu kişilerin bulundukları konuta, okula ve işyerine yaklaşmaması

ç) Çocuklarla ilgili daha önce verilmiş bir kişisel ilişki kurma kararı varsa, kişisel ilişkinin refakatçi eşliğinde yapılması, kişisel ilişkinin sınırlanması ya da tümüyle kaldırılması.

d) Gerekli görülmesi hâlinde korunan kişinin, şiddete uğramamış olsa bile yakınlarına, tanıklarına ve kişisel ilişki kurulmasına ilişkin hâller saklı kalmak üzere çocuklarına yaklaşmaması

MADDE 8

(3) Koruyucu tedbir kararı verilebilmesi için, şiddetin uygulandığı hususunda delil veya belge aranmaz. Önleyici tedbir kararı, geciktirilmeksizin verilir. Bu kararın verilmesi, bu Kanunun amacını gerçekleştirmeyi tehlikeye sokabilecek şekilde geciktirilemez;

Evladımı Benden Kopardılar!

Uyuşturucuya müptela olmuş bir genç kız için Yeşilay’dan aradılar. Bir gün sonraya randevu vererek yakını ile gelmesini söyledim. Ertesi gün genç kız, tek başına polikliniğin yoğun olduğu bir saatte geldi. Yirmili yaşlardaki genç kızın kara saçları birbirine girmiş, beyaz tenini siyah kir kaplamış, yüz hatları belirginleşmiş, adeta on yıl yaşlanmıştı.

Aldığım öyküde arkadaş çevresinden etkilenerek on sekiz yaşında uyuşturucuya başlamış. Son üç aydır içme miktarını çok arttırmış ve uyuşturucunun etkisi azalınca alkolle birlikte almaya başlamış. Kendi başına birkaç defa bırakmayı denemiş fakat bir türlü başaramamış. Bu nedenle Yeşilay’a başvurmuş. Yeşilay’dan da bize gönderilmiş.

Ailesinden de öykü almak için onlarla konuşmak istediğimi belirttiğimde kimsesinin olmadığını söyledi. Gerek durumunun ciddiyeti gerekse sosyal desteğinin yokluğu nedeniyle yatırarak tedavi etmeye karar verdim.

Kimsesiz genç kızı her gün ziyaret ediyor, destekleyici konuşma yapıyor ve tedavisini düzenliyordum. Genç kız yavaş yavaş toparlanıyor, kendine geliyordu.

Normalde uyuşturucu ile yatırdığımız hastalarda dışarıdan uyuşturucu temin edebilme riskine karşı birinci derecede akrabası dışında ziyaretçi yasağı koyarız. İkinci haftanın sonunda orta yaşlarda hüzünlü bir çift, genç kızı ziyarete geldi. Sonradan genç kızın anne ve babası olduğunu öğrendiğim bu kişileri bir sonraki ziyaret saatinde poliklinik kapısında gördüm. Kendilerini tanıtarak içeri girdiler.

Anne ve baba ağlamaklı bir şekilde anlatmaya başladılar. Anlattıklarına göre kızları lisede iken çok başarılıymış. Üniversite sınavında tıp fakültesini kazanmış. O zamana kadar her şey normalmiş. Üniversitedeyken bir erkek arkadaş edinmiş. Dersleri kötü gidince babası bu arkadaşlığa karşı çıkmış. Oğlanı bir-iki defa kızını almaya gelirken görmüş ve gözü tutmamış. İlerleyen aylarda kız artık eve de geç gelmeye başlamış. Anne ve babası olarak kızlarının gece dışarda geç saatlere kadar kalması onları endişelendirmiş.

Ailesi, nefsinin ve arzularının esiri olan, adeta baş aşağı kötü yola giden genç kızlarını, uyuduğu bu derin gaflet uykusundan uyandırmak için çok uğraşmışlar.

Babası gece geç saatlerde evden çıkmasını yasaklamış. Genç kız ‘‘Beni doğurdunuz ve büyüttünüz diye hep sizin dediğinizi mi yapacağım, ben de bir bireyim, istediğim hayatı yaşarım, bana karışamazsınız’’ demiş. Aralarında münakaşalar başlamış.

O gün de baba, kızının kapıda bekleyen, kim ve ne oldukları belirsiz kişilerin olduğu otomobile binmesine engel olmak istemiş. Kız hemen polisi arayarak babasının kendisine psikolojik şiddet uyguladığını söylemiş. Anında kapıda polis belirmiş. Kızın isteği üzerine onu alıp erkek arkadaşının evine götürmüşler. Yani kuzuyu kurda teslim etmişler. Baba şiddetle karşı çıkmış ve o günü nezarette geçirmiş. İlerleyen günlerde eve tebliğat gelmiş. Babaya 6284 no’lu uğursuz yasa çerçevesinde dava açılmış ve uzaklaştırma verilmiş. Her haber gönderdiğinde kızı onunla görüşmek istemediği ve yerini söylemediği için görüşememiş, ta ki bugüne kadar…

Yaklaşık üç yıldır kızından haber alamayan ve ona ulaşamayan baba, kızının uyuşturucu tedavisi için yattığını duyunca adeta yıkıldı ve ‘‘doktor bey evladımı benden kopardılar’’ dedi.

Evet görüldüğü gibi bu kanun çok sorunlu bir kanundur. Bilinçli bir şekilde aile yapısını bozmak için yapıldığı söylenebilir. Bu kanun genç kızları kandırarak veya tehdit ederek yoldan çıkarmak isteyen karanlık insanları durduramaz. Karanlık kişiler zaten üç dört defa hapse girip çıkmışlardır, geride düşünecekleri kimseleri yoktur ve onlar için bir aile kavramı da olmadığı için yine hapse girip çıkarlar. Genç kızı tehdit ederek her yerde çalıştırabilirler. Hapis veya uzaklaştırma onlara engel olamaz. Ayrıca uzaklaştırsanız ne olacak ki onu unutup başka bir kıza dadanacaklardır.

Bataklığa düşmek üzere olan genç kızlarını kurtarmak için babaları kolundan tutup çekerlerse, elbette bir miktar acıyacaktır. Bu nedenle kızın kolu acıdığı için 6284 numaralı yasa ile babayı uzaklaştırdığınızda, elini bıraktırdığınızda genç kızın akıbetinin sonu hüsran ve pişmanlık olacaktır.

Bu meş’um kanun kendi halinde kanunlara saygılı aile babası kişilere, kendi kızlarını korumak istediklerinde engel oluyor. Kadının, şiddet gördüğüne dair bir tek beyanı esastır, delil aranmaz diyor. Ya doğru söylemiyorsa…

Acilen yeniden düzenlenmesi gereklidir.

Gelelim hastamıza; birkaç görüşmeden sonra genç kız ağlayarak annesine ve babasına sarıldı. Onlara kendilerini dinlemediği için şimdi çok pişman olduğunu söyledi. Ah ne dertler var ki, nefis bilerek o dertlere giriftar oluyor. Sonrada aklı başına geliyor fakat iş işten geçiyor

Fakat ne çare…

Ya kurtulamayanlar… Meyhanelerde sefih erkeklerin mezesi olan zavallı kızlarımız…

Özetle; genç kızları yılanlar, çıyanlar ısırırken 6284 numaralı kanun ile sinekler uzaklaştırılıyor.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (7)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.