Eskiden Nurcu terziye gittiği tespit edilirdi!

Ezgi BAŞARAN

Yıl: İhtilal dönemi. Gün: Kenan Evren Paşamızın aklıselim sahibi olduğu bir gün.

Yaveri Çakır Albay?ın deyişiyle ?Büyüğümüzün? önünde bir kâğıt, elinde bir kalem...
Kalemi döndürmekte, kâğıdı imzalasa mı imzalamasa mı derin derin düşünmektedir.
Düşünür Cumhurbaşkanı Paşamız... Şimdi bu atamayı imzalamak olur mu? Olmaması
lazım çünkü atama belgesine iliştirilmiş MİT istihbarat raporu, atanacak kişiyle
ilgili ?önemli? bir bilgi içermektedir.
***
Hikâyenin öbür yüzü: Dönemin Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç, Zonguldak?ta
vaizlik yapan bir din adamını yurtdışında görevlendirmek ister. Fakat MİT?e göre
bu din adamının ?sakat? bir sicili vardır.
Şöyle ki: ?Zonguldaklı vaizin, mahallesindeki Nurcu olduğu bilinen bir terzinin
dükkânına zaman zaman girdiği tespit edilmiştir.?
***
Çakır Albay kan ter içinde Diyanet İşleri Başkanı Altıkulaç?ı arar: ?Sayın
Altıkulaç, şu anda huzurdan çıkmış bulunuyorum. MİT?in raporunu görünce
Cumhurbaşkanımız atamayı imzalamak istemedi. Ama ben sizin kefil olduğunuzu, ?Namuslu
insanlar karalanıyorsa onları temizlemek devlet olarak bizim görevimizdir?
sözünüzü anlatınca şöyle bir durdu. Kalemini elinde döndürdü ve bastı imzayı.?
***
Yıl: İhtilal dönemi.
Gün: Kenan Evren Paşamızın aklıselim sahibi olduğu bir gün. Öyle bir nadir an
diyelim.
MİT ise aynı MİT.
Bugün... Bir Güneydoğu ilimizde 3 yabancının peşine düşüyor. İncil dağıttıkları
bahanesiyle. Yabancıları fotoğraflıyor, misyonerdir bunlar diye rapor hazırlıyor.
Ve bu raporla birlikte, yabancıların yüzlerinin gayet net biçimde göründüğü
fotoğrafları basına sızdırıyor. Marifetmiş gibi. Rahip Santoro ölmemiş gibi,
Zirve katliamı yaşanmamış gibi.
Bugün hâlâ bu işle uğraşıyor.
***
Büyüklerimiz: Değişiyor ama tıynetleri değil, makbul ve sakıncalı buldukları
terziler.
Yıllar: Geçiyor.
Günler: Aklın tutulduğu, karalamanın, hedef göstermenin MİT?ten, polisten,
ordudan bir halka yayıldığı günler.
Küçük muhbirlerin, meşrebine göre, bazen sadece spor olsun diye, bazen belli bir
erke hizmet etmek adına, andıçlar ve fişlemeler hazırladıkları, bunları
utanmazca faş ettikleri günler.
Düşünsenize, Hasan Cemal, Karayılan?la röportaj yaptığı ve Kürtlerle ilgili
kitap yazdığı için tüm medya yöneticilerinin önünde Başbakan?a şikâyet
edilebiliyor.
Düşünsenize, barış ve Kürt haklarını savunan akademisyenlerin sözleri
tutuklanmalarından 2 gün önce ?teröristlik eğitimi? şeklinde gazetelere yansıyor.
Düşünsenize, salyalı ağızların gazeteciler ve öğrenci örgütleriyle ilgili
yalanları sosyal medyada, tuhaf internet sitelerinde, köşelerde hiç beis
görülmeden yayılıyor.
Çamur ne kadar çabuk ve sinsice bataklığa dönüşüp hepimizi içine çekiyor.
Ve bir devletin en kötü huyları insanların üstüne yapışınca, ne de pis kokuyor.


Radikal

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.