Risale Haber-Balçova Belediyesinin 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı etkinlikleri çerçevesinde düzenlediği ''Cumhuriyet Devrimleri ve Karşı Devrim Süreçleri'' konulu panel, İzmir Ekonomi Üniversitesinde yapıldı.
Panele, Ergenekon terör örgütü kapsamında tutuklanan eski orgeneral Hurşit Tolon'un tutuklanma esnasında arayıp yardım istediği CHP Milletvekili Şahin Mengü, CHP Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Kemal Anadol ve yine ergenekon terör örgütü ile ilgili sorgulanan Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay katıldı.
ERGENEKON'UN 1 NUMARASI M. KEMAL Mİ?
Habertürk'te yer alan habere göre, panelde konuşan Şahin Mengü, ''Türkiye'de karşı devrim hareketinin, öncelikle eğitim alanında başlayan devrimci süreci örseleyerek Cumhuriyet devrimlerini kesintiye uğrattığını, bunun altında yatan asıl amacın laikliğin örselenmesi olduğunu'' savundu. Mengü, şöyle konuştu:
''Türkiye'de karşı devrim hareketi 1923 yılında başlamıştır, bir süre sütre arkasında yatılmış, bugün ise Ergenekon davası olarak ortaya çıkmıştır. Bu dava başından itibaren siyasi bir projedir. Bu dava karşı devrim hareketinin son süreci, son ayağa kalkışıdır. Ben 33 yıldır bir çok dava gördüm, izledim, bizzat katıldım, ama bu kadar komik hale gelenini görmedim. Ergenekon süreci 1923 yılında başladı diyorlar. O zaman başladı ise bunun 1 numarası Mustafa Kemal midir? Neredeyse bunu da diyecekler, ama diyemiyorlar. O kadar yürekleri yetmiyor, ama güçleri yetse bunu da diyecekler.''
CHP Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Kemal Anadol da eski Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Aşkın'ın yargılandığı davaları hatırlatarak şöyle konuştu:
''Yücel Aşkın ve arkadaşlarının davası vardı. Aşkın'ın suçu Atatürkçü ve Kemalist olmak, çağdaş bir üniversite inşa etmekti. Van Said-i Nursi'nin eskiden karargah seçtiği ve orada dini eğitim yapılan medrese kurulmasını vasiyet ettiği yer. Aşkın korkmadan çekinmeden kendini çağdaş eğitime adayarak rektörlük yaparken büyük güçlüklerle karşılaştı. Çeşitli suçlar isnat edildi. Tarihi eser kaçakçılığı yaptığı iddia edildi, evini bastılar. Aşkın'ın açığını aradılar, bulamadılar. Savcı da bu arada iddianameyi bir türlü yazmadı. Üniversitenin o dönemde genel sekreter yardımcısı Enver Arpalı dürüst namuslu bir bürokrattı. bunları kaldıramadı. 'Ben dürüst adamım, bu yükü kaldıramam' diyip çamaşır ipiyle kendini astı. Bu intihar değil, bir cinayettir. Ben Ankara'ya dönünce kanun teklifi hazırlayacağım. O davada yargılananların hepsi beraat etti. Şimdi devlet Arpalı'dan özür dilemeli, heykelini yapıp, Van Adliyesi önüne dikmelidir. İnanıyorum ki Ergenekon davasında da yargılanan İlhan Selçuk, Mustafa Balbay ve daha başka bir çok dürüst, namuslu ve vatansever beraat edecek. Hayatını kaybeden Kuddusi Okkır'dan da özür dilenmeli, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi önüne heykeli dikilmeli. Bunlar siyasallaşan yargının şehitleridir, demokrasi şehitleridir. Bu isimleri unutmamalıyız.''
Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay da şu görüşleri dile getirdi:
"Türkiye'de karşı devrim hareketi 1950'de başladı ise bunun ekonomik karşı devrimi Özal ile başladı. Şu anda o hep sözü edilen medya gücü yok. Güçlerin medyası var artık. Artık medya yoluyla psikolojik savaş yapılıyor. Medyayı kullanarak halkı yıldırmak, baskı altına almak istiyorlar. 'Ergenekon terör örgütü üyesisin' dediler, 'halkı silahla isyana teşvik ediyorsun' dediler. 'Ben, bırakın halkı silahla isyana teşvik etmek, silahsız bile isyana teşvik etmedim. Ben bilinçlenmeye teşvik ediyorum' dedim.''