‘Emanet’ hakkındaki âyetler ve hadisler

Mustafa NUTKU

“Emanet”, aslında “insanın emin (güvenilir ve itimad edilen kimse olması) yani kendisine maddî veya manevî herhangi bir şeyin gönül rahatlığı ile korkusuz bir şekilde teslim edilebilir ve istendiği zaman eksiksiz alınabilir bir şekilde bulunması” manâsında “masdar”dır.

*  *  *

Peygamberlere ait ikinci sıfat, “emanet” sıfatıdır. Bu kelime Arapça olup, “iman” ile aynı kökten gelir. “Mü’min”, inanan ve emniyet telkin eden insan demektir. Peygamberler, “mü’min” sıfatlarıyla zirve insan oldukları gibi, “emin olmak ve emniyet telkin etmekte” de en başta bulunmaktadırlar. Kur’an-ı Kerîm, onların bu sıfatlarına birçok âyette işaret eder. Bunlardan birkaçının mealleri şöyledir:

Nuh kavmi de peygamberlerini yalancılıkla itham etti. Hani kardeşleri Nuh, onlara şöyle demişti:( Allah’a karşı gelmekten) Sakınmaz mısınız? Bilin ki ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim. Artık Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin” (Şuarâ, 26/105-108)

Bu âyette, bir peygamberin dilinden, peygamberliğe ait bu “emanet sıfatı” dile getirilmektedir.

Keza:

“Âd kavmi de peygamberlerini yalancılıkla itham etti. Hani kardeşleri Hûd onlara şöyle demişti: (Allah’a karşı gelmekten) Sakınmaz mısınız? Bilin ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim” (Şuarâ, 26/123-125)

“Semûd (kavmi) de peygamberlerini yalancılıkla itham etti. Hani kardeşleri Salih, onlara şöyle demişti: (Allah’a karşı gelmekten) Sakınmaz mısınız? Bilin ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim” (Şuarâ, 26/141-143)

“Lût kavmi de, peygamberlerini yalancılıkla itham etti. Hani kardeşleri Lût, onlara şöyle demişti: (Allah’a karşı gelmekten) Sakınmaz mısınız? Bilin ki ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim” (Şuarâ, 26/160-162)

“Allah size, emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emrediyor.” (Nisa/ 58)

“Ey iman edenler! Allah’a ve Resul’e hainlik etmeyiniz ki, bile bile kendi emanetlerinize hıyanet etmiş olmayasınız.” (Enfal/27)

“Biz o emaneti göklere, yere ve dağlara arz ettik, onlar, onu yüklenmeye yanaşmadılar, ondan korktular da onu insan yüklendi. O gerçekten çok zalim ve çok cahildir.” (Ahzâb/ 72)

“Onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler.” (Muminûn/8)

*  *  *

"Emanet" hakkındaki bazı hadisler de şunlardır:

Hazreti Ali (r.a.) rivayet etmiştir: “Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm (bir gün): ‘Ümmetim onbeş şeyi yapmaya başlayınca ona büyük belanın gelmesi vâcip olur!’ buyurmuşlardı. (Yanındakiler:) ‘Ey Allah’ın Resûlü! Bunlar nelerdir?’ diye sordular. Aleyhissalâtu vesselâm saydı:

‘Ganimet (yani millî servet, fakir fukaraya uğramadan sadece zengin ve mevki sahibi kimseler arasında) tedavül eden bir metâ haline gelirse,

emaneti (edilen şeyleri emanet alan kimseler, sorumlu ve yetkililer, memurlar) ganimet (malı yerini tutup, yağmalayıp nefislerine helal) kıldıkları zaman,

zekatı (ödemeyi ibadet bilmeyip bir angarya ve) ceza telâkki ettikleri zaman,

kişi annesinin hukukuna riayet etmeyip kadınına itaat ettiği; babasından uzaklaşıp ahbabına yaklaştığı,

mescidlerde (Rıza-yı İlahî gözetmeyen husûmet, alış-veriş, eğlence ve siyasiyâta vs. müteallik) sesler yükseldiği,

kavme, onların en alçağı (erzel) reis olduğu,

kişiye zararı dokunmasın diye hürmet edildiği,

(çeşitli adlarla imal edilen) içkiler (serbestçe) içildiği,

ipek (erkekler tarafından, haram olmasına rağmen) giyildiği,

şarkıcı kadınlar ve çalgı âletleri çoğaldığı,

bu ümmetin sonradan gelen nesilleri, önceden gelip geçenlere (çeşitli ithamlar ve bahanelerle) hakaret ettiği zaman artık kızıl rüzgarı, yere batışı (hasfı) veya suret değiştirmeyi (meshi), gökten taş yağmasını, (kazfi) bekleyin.

Ebû Hüreyre (r.a.) rivayet etmiştir: “Nebiyy-i Muhterem salla’llâhu aleyhi ve sellem buyurdu ki: ‘Münafık’ın alâmetleri üçtür: Söz söylerken yalan söyler, vaad ettiği vakit sözünde durmaz, kendisine bir şey emniyet edildiği zaman hıyanet eder.

Ebu Hüreyre (r.a.) rivayet etmiştir: “Resûlullah (a.s.m) buyurdu ki: ‘Emanet kaybedilince, kıyameti bekleyin.’ ‘Emanet nasıl kaybolur?’ diye sordular. ‘İşler ehil olmayanlara teslim edilince’ diye cevapladı.”

Ebu Hureyre (r.a.) rivayet etmiştir: “Resûlullah (a.s.m), yanındaki cemaate konuşurken, bir adam gelerek: ‘(Ey Allah’ın Resûlü!) Kıyamet ne zaman kopacak?!’ dedi. Aleyhissalâtu vesselâm konuşmasına devam etti, sözlerini bitirdiği vakit: ‘Sual sahibi nerede?’ buyurdular. Adam: ‘İşte buradayım ey Allah’ın Resûlü!’ dedi. Aleyhissalâtu vesselâm: ‘Emanet zâyi edildiği vakit Kıyameti bekleyin!’ buyurdular. Adam: ‘Emanet nasıl zâyi edilir?’ diye sordu. Efendimiz: ‘İş, ehil olmayana tevdi edildi mi, Kıyamet’i bekleyin!’ buyurdular.”

Ebu Hüreyre (r.a.) rivayet etmiştir, Hazreti Peygamber (a.s.m) şöye dedi: “Sana emanet bırakanın emanetini geri ver. Sana emanet edene ihanet etme.”

Ebû Zerr (r.a.) rivayet etmiştir: ‘Ey Allah’ın Resûlü! dedim, beni memur tayin etmez misin?’ Bu sözüm üzerine, elini omzuma vurdu ve sonra da: ‘Ey Ebû Zerr, sen zayıfsın; memurluk ise bir emanettir, (hakkını veremediğin takdirde) kıyamet günü rüsvaylık ve pişmanlıktır. Ancak kim onu hak ederek alır ve onun sebebiyle üzerine düşen vazifeleri eksiksiz edâ ederse, o hariç.’ buyurdu.”

Ebu Sa’id (r.a.) rivayet etmiştir: “Resulullah (a.s.m) buyurdular ki: ‘Şüphesiz ki Kıyamet günü, Allah’ın en çok ehemmiyet vereceği emanet, kadın-koca arasındaki emanettir. Kadınla koca bir-biriyle içli dışlı olduktan sonra, kadının esrarını erkeğin neşretmesi, o gün en büyük ihanettir.

Abdu’llâh b. Amr (ibni’l-Âs) (r.a.) rivayet etmiştir: “Nebiyy-i Mükerrem (a.s.m) buyurdu ki: ‘Dört şey, her kimde bulunursa, o münafık olur. Her kimde bunların bir parçası bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendisinde münafıklıktan bir haslet kalmış olur. (Bunlar da) Kendisine bir şey emanet edildiği zaman hıyanet etmek, söz söylerken yalan söylemek, ahdettiğinde ahdini tutmamak, husumet (iddia ve mürafaa) zamanında da hakdan ayrılmaktır.

Enes b. Mâlik (r.a.) rivayet etmiştir: “Allah'ın Peygamberi (a.s.m) bize hutbe verdiği zaman şöyle buyururdu: ‘Emanete riayet etmeyenin imanı yoktur; ahde vefa göstermeyenin ise, dini yoktur.

*  *  *

Allah, emanetini kabzetmek zamanına kadar, bizi emanette emîn kılsın. Âmin.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.