Dünyevileşme hastalığının iki ilacı

İkram ARSLAN

Zekât ve sadakanın içtimaî hayata katkıları herkesin malumu. Yanısıra insanın kendisine, nefsine bakan hikmetleri de azımsanmayacak kadar çoktur. Bunlardan bir tanesi insanın dünya malına olan tamahı azaltması...

Bunlara bir merdivenin basamakları nazarıyla bakılsa, sadakalar merdivenin ilk basamağı, zekât ise biraz daha yükseğe tırmanma gibi düşünülebilir.

İslamiyet’in yapmamızı önemle vurguladığı bu iki hakikat, “Dünyalıklar elden çıksa da insanın saadeti bozulmuyor” diye insana kanat veriyor. “Az sadaka çok belayı def eder” hakikati mucibince insanı büyük yıkımlardan da koruyor. Bunun bir yönü daha var...

Tıpkı “deprem öldürmez, depreme dayanıksız binalar öldürür” hakikatinde olduğu gibi, dünyanın kendisi değil de insanın kalbine yüklediği dünyalıklar insanı harap ediyor. Allah dünyanın mayasına geçicilik kattığından, içindekiler her an harap olmaya müsaittir. Şayet insan bunları kalbine bağlamışsa, yıkıldığı zaman beraberinde insanı da yere serebiliyor.

Bazen ciddi bir kazadan kurtulduğu halde hasar gören arabasına üzülen insanları duyuyor ve hayret ediyoruz. Bu tepki, o arabanın sıkı düğümlerle kalbe bağlandığının en aşikâr örneğidir. Allah onu kazadan sağ salim çıkararak yeni fırsatlar vermiş ama o, kendi eliyle attığı düğümleri çözemediği için manevi hasarlardan kurtulamamış!

Elbette insan dünya ve içindekileri kolay elde etmiyor. Her uğraş, attığı bir düğüm gibi onu kalbine iyice bağlıyor. Hal böyle olunca da kolay kolay göz ardı edemiyor. Bu nedenle bunları bir kalemde hiç yokmuş gibi düşünmek çok zor. Basamak basamak, aşama aşama ilerlemek gerekiyor.

İşte bu yüzden de, insanın nefsine baktığı cihetle de zekât ve sadakalar önem arz ediyor. Bir, sadaka yoluyla elinden çıkan mala, bir de imtihan yoluyla ayrılıp gidenlere bakıyor ve bunları kayıp olarak değerlendirmez oluyor.

Asıl mesele bu: nefsi alıştırmak. Dünyalıkları olduğu yere bırakmak, “kalbe değil, ahıra bağlamak” İmam-ı Azam’ın dediği gibi.

Netice olarak sadaka ve zekâtın bu düğümlerin gevşetilmesi ya da bazılarının açılması gibi, hayatî önemi olan mühim bir manevi ameliyeye tekabül ettiğini söyleyebiliriz. Allahu a’lem!

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.