Dünyada İslam ve istikbal

Abdulkadir MENEK

İslam coğrafyası kanıyor. Âlem-i İslam kan ve gözyaşı içinde kıvranıyor. Müslümanların feryat ve figanları ayyuka çıkmış, bütün müminlerin yüreğini dilhun etmeye devam ediyor.

Bir asırdır devam eden savaş, çalkantı ve karışıklıklar son zamanlarda hızını artırdı. Büyük bir cendere, canları ve ruhları daha sıkı bir şekilde sıkmaya başladı. Ateşler daha bir gür yükselmeye başladı.

Kardeşlerimizin feryat ve figanları ayyuka çıkmaya başladı. İnsan hakları konusunda mangalda kül bırakmayanlar, bu dehşetli tablo karşısında, adeta kör ve sağır kesilmişler.

Bu durum, yüz yıldır dillerinden düşürmedikleri hak, hukuk, adalet ve hürriyet kavramları konusunda batılı devletler için çok iyi bir test oldu.  Bundan sonra bu konuda diyecekleri her söz, artık şüphe ile karşılanacaktır.

Müslümanlar, kendi dertlerinin çarelerini de, artık kendi öz kaynakları içinde aramaya başlayacaklardır. Bu durum bile, bundan sonrası için çok büyük hayırlara vesile olacak.

İslam’ın bütün dünyaya huzur ve saadet getirme potansiyeline sahip hakikatleri daha çok ön plana çıkacak ve daha çok ruhları ve kalpleri aydınlatmaya başlayacaktır.

Suriye’de geçen üç yıllık süre içinde zalimane bir şekilde dökülen yüz binden fazla masum insan kanını, Batı sadece seyretmekle kaldı. Mısır’da, yıllarca çığırtkanlığını yaptığı değerlerinin ayaklar altına alınmasını sadece seyretti.

Demek, dökülen Müslüman kanı olursa, Batılı hâkim güçler için bir değer ifade etmiyor. Hep meseleyi görmezden geliyorlar veya küçümseyerek gündemden düşürmeye çalışıyorlar.

Fakat artık uyanma ve şuurlanma zamanı. Müslümanlar, haklarına sahip çıkmanın yollarını aramaya başladılar. Bunun neticesi inşallah hayırlı olacak.

İslam dünyasının problemlerini çözmek için, büyük bir irade ve hareketlenme dönemi başlamış durumda. Küçülen ve iletişimi kolaylaşan dünyada, İslami hizmetler çok daha kolay bir zeminde yapılmaya başlandı.

Ta Filipinler’den Türkiye’ye gelen ve birçok ili gezerek hissiyat ve düşüncelerini ifade eden kardeşlerimizin anlattıkları, iman hakikatlerinin en uzak coğrafyalarda bile büyük makes bulduğunu ve heyecanlara vesile olduğunu bizlere gösterdi.

Filipinlerden gelen yaklaşık yirmi kişilik heyetin birçok ili gezdikten sonra Gaziantep’te yaptıkları toplantıda, ifade ettikleri gelişmeler ve İslami hizmetler, bu toplantıya katılan seviyeli ve heyecanlı toplulukta büyük sevinç ve muhabbete vesile oldu.

Uzaklardan gelen kardeşlerimizin anlattıkları ile şu net bir şekilde anlaşıldı. Biz çok büyük imkânlar ve kolaylıklar içinde olduğumuz halde, yaptığımız hizmet, bu imkânların ve sahip olduğumuz nimetlerin tam olarak karşılığı değil.

Dünyanın her tarafında yaşayan Müslümanlar, ülkemizden ve insanlarımızdan çok daha büyük beklenti içindedirler. Bu ülkenin ve burada yaşayan insanların geçmişte üstlendikleri tarihi misyonun, yeniden üstlenilmesinin zamanı gelmiştir.

Filipinler’de Nur hizmetlerini büyük bir aşk ve şevk ile üstlenen Mehmet Rıza Demirdağ kardeşimizin anlattıkları, artık iman hizmetleri için daha fazla hareketlenmemizin zamanının çoktan geldiğini açık bir şekilde gösterdi.

Gaziantep’te yapılan ‘’Dünyada İslam ve İstikbal’’ başlıklı konferansta, Filipinler’den gelen dört kardeşimiz de söz aldı. Daha birçok Filipinli Nur Talebesi kardeşimizi tanıma fırsatı bulduk.

Geçen Mayıs ayında Filipinlere yaptığımız gezi sırasında şahit olduğumuz birçok göz yaşartıcı hizmetin, Gaziantep’te bir salonda ve yüzlerce dinleyicinin katıldığı bir toplantıda anlatılması da, çok hayırlı oldu.

Bu toplantıların benzerleri daha önce de başka illerimizde yapılmıştı ve Gaziantep’ten sonra Diyarbakır ve Kahramanmaraş’ta da  aynı şekilde yapıldı.

Çare Yardımlaşma ve Kalkınma Derneğinin öncülüğünde bu tür toplantıların yapılması da, çok büyük hayırlara vesile olmaktadır. Çare Derneği, son yıllarda İslam coğrafyasında, ihtiyaç içinde olan kardeşlerimize yardım elini uzatmakla büyük hayırlara ve hizmetlere vesile olmaktadır.

Kurban Kampanyaları, fakir İslam devletleri için son yıllarda büyük bir canlılık kazanmaya başladı. Belki yıl boyunca et yiyemeyen milyonlarca fakir mümin, bu vesile ile et yemeye başlamışlar. Türkiye’nin bütün İslam coğrafyasına şamil olması gereken ve son yüzyılda neredeyse durma noktasına gelen kardeşlik seferleri, son yıllarda yeniden hız kazanmaya başladı.

Siz bu satırları okuduğunuz bu bayram sabahında, çok sayıda yardım derneğimiz, onlarca İslam devletinde büyük bir heyecan ve hizmet aşkıyla kurban kampanyalarını sürdürmeye devam ediyorlar. Binlerce kardeşimiz, bu bayram gününü ailelerinden binlerce kilometre uzaklarda, fakir ve ihtiyaç içinde bulunan Müslüman kardeşlerine hizmet etmenin heyecanını yaşıyorlar.

Bu hizmetlerin artması, Müslümanlar arasında kardeşlik ve dayanışma duygularının artmasına ve büyük bir ittihada giden yolun yeniden kurulmasına vesile olmaktadırlar. Batılı güçler tarafından yüzyıllar boyunca sömürülen ve her türlü zulme muhatap kılınan kardeşlerimiz, kendilerine uzanan bu şefkat elleri ile iman kardeşliğinin gereğini ve hazzını yaşamaya başladılar.

Bu yapılan hizmetler İslam kardeşliğinin, aradan geçen yüzyılı aşkın bir sürenin ardından, yeniden hayat sahnesine konulmasından ibarettir. Mümin kardeşinin derdiyle dertlenerek gerçek mümin olmanın manevi faziletini yaşamaya başlayan bu kardeşlerimizin yaşadığı heyecan, şüphesiz ki, dalga dalga bütün insanlarımızın ruhunu saracaktır.

Dünyada yapılan İslami ve insani hizmetler, inşallah önümüzdeki dönemde artarak devam edecektir. Şer güçlerin hile ve tuzaklarından çok büyük darbeler yiyen mazlum ve masum Müslümanlar, artık bundan sonra aynı deliklerden yeniden ısırılmayacaklardır.

Bu hizmetleri, Osmanlı Medeniyetinin yüzyıllar boyunca İslam coğrafyasında ağabeylik yapan banilerinin torunları tarafından yeniden üstlenilmeye başlanılması dahi, gelecek için daha fazla ümitvar olmamızın yolunu açmaktadır.

Bu maddi sıkıntıları gidermeye ve şefkat elini uzatmaya dönük hizmetlerin yanında, İman ve Kur’an hizmetlerinin de aynı paralelde götürülmeye çalışılması da, inşallah büyük hayırlara vesile olmaktadır.

Herkesin ve her müminin bu hizmetlere elinden geldiği kadar ve kendi imkânları nispetinde katılması da, bizi bekleyen çok önemli, tarihi ve İslami bir görevdir.

Gelecekte yaşanacak büyük fütuhatın şerefine ortak olmak için, herkesin bu konuda elinden geleni yapması gerekmektedir.

Evet, geri kalmak hatadır.

NOT: Bütün İslam âleminin ve aziz okuyucularımın Mübarek Kurban Bayramını tebrik eder, Kurban’daki ‘’Kurbiyet-i İlahiye’’ manasına mazhar olmalarını temenni ederim.

https://twitter.com/AbdulkadirMenek

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.