Dünya ve insan nereye gidiyor? (1)

Muhammed Numan ÖZEL

“Dünya, ekserî feylesofların ve âlimlerin dediği gibi, yepyeni bir oluşun eşiğindedir. Dünya, nurunu arıyor.”[1]

İnsan ve insanlık, ilk insanların yeryüzüne ayak basmasıyla beraber tekamül kanununun fitilini ateşlemişlerdir. İnsan ve beraberinde insanlık daima kendisini yenileyerek, bilgi, beceri, kabiliyet cihetiyle tekamülün temelini ve ana çarkını teşkil etmiştir. Çünkü; “insan, Rahman suretinde yaratılmıştır.”[2]

Rahman isminden anladığım bir mana ise, Esma-i ilahiyenin sakfına en yakın iki isim olan Rahman ve Rahimdir. Bu iki esmanın üzerinde de Allah esması var.

"Allah bir ism-i câmi' olduğundan esma-i hüsna adedince tevhidler, içinde bulunur.”[3]

“Rahman, Rezzak manasınadır. Rızk, bekaya sebebdir. Beka, tekerrür-ü vücuddan ibarettir.”[4]

Rahman isminin dünyaya bakan veçhesinde Kafir, Münafık, Mürted, Müslüman ayırt etmeden herkese rızık vermek manasına gelir.. Her kim ki Kainat ve içindeki her şeyi halk eden ALLAH’ın koyduğu Adetullah kanunlarına muvafık olarak hareket ederse yaptığı işte muvaffak olacak. Çünkü “insana ancak çalıştığının/kesbinin karşılığı vardır.”[5]

“Tevfik isterseniz, kavanin-i âdetullaha tevfik-i hareket ediniz. Yoksa tevfiksizlik ile cevab-ı red alacaksınız.”[6] Hitabı daima, kainatta Ezan-ı Muhammedi (asv) gibi yankılanmaktadır. Bu tekamül kanunu olan Adetullaha kim uyarsa Rahman ismi muktezasınca yaptığı işte muvaffak olacaktır.

İşte Rahman ismi/esmasının dünyaya bakan cihetinde bu var.

Rahman ismi, Adetullah’ı nazara verir. Adetullah ise muvaffakiyetin miftahıdır.

İnsanın gayretleriyle hayatını bir şekle soktuğu gibi bu şekil başkalarının hayatını da müsbet/menfi olarak şekle sokacaktır. İnsan sosyal bir varlık olduğu için bu sosyallik diğergâmlık ve değergâmlığı da beraberinde getiriyor. Her koyun kendi bacağından asılır; ama onun etkisi sadece o koyunla mahdud kalmaz.

Bu âhirzaman fitnesinde, açlık ehemmiyetli bir rol oynayacak. Onunla ehl-i dalalet, bîçare aç ehl-i imanı derd-i maişet içinde boğdurup, hissiyat-ı diniyeyi ya unutturup, ya ikinci, üçüncü derecede bırakmağa çalışacak diye, rivayetlerden anlaşılıyor.” [7]

Burada mezkur olan açlık kavramını metindeki gibi midevi açlık olarak anlamak ve manevi açlık olan hırs yani açgözlülük olarak da anlamak mümkündür ki her iki mana da caridir.

“Mü'minde hırs, sebeb-i hasarettir ve sefalettir.”[8]

“Hırs, sebeb-i haybettir ve illet ve zillettir ve mahrumiyet ve sefaleti getirir. (M.271)

“Hırs, sebeb-i mahrumiyettir; tevekkül ve kanaat ise, vesile-i rahmettir. (M.271)

Hırs; şükürsüzlük olduğu gibi, hem sebeb-i mahrumiyettir, hem vasıta-i zillettir. (M.366)

Ekseriyetçe sebeb-i hüsran olan hırs.. (Ş:173)

Hırs ile aculiyet, sebeb-i haybettir. (H.139)

Hırs kalbi deler, sanemleri içine idhal eder. Allah darılır, maksudunun aksiyle mücazat eder. (H.139)

Hırs ile alakalı Yirmi İkinci Mektubun İkinci Makamı ve atıflarına bakılabilir.

İnsanlığın tekamülü hırs ile değil kanaat ile mümkündür. Çünkü hırs ile bir şeye el atan, hırs sebebiyle elini attığı insan mahrum kalır.

Peki hırs olmazsa tekamül olur mu? Denilirse

Derim ki, evet olur nasıl. Bunun ölçüsü de kainatı yaran Halık-ı Zülcelal’in istemiş olduğu tarz olan sünnet-i seniyye kapısından geçerek o kaleye itica etmekle mümkündür.

Sünnet-i seniyye, insanı ve insanlığı ifrat te tefrit olan aşırılıklardan muhafaza eder.

Rabbim, Rızası dairesinde, sünnet-i seniyye çizgisinde dareynde bir ömür nasip etsin inşallah. Amin.. amin..amin..

“Bu sebeble oradaki kardeşlerimizden Risale-i Nur ile çok alâkadar olmalarını rica etmekteyim.”[9]

“Her halde Risale-i Nur'la alâkadar olanlar arasındaki safvet ve ihlas ile, Risale-i Nur'un ind-i İlahîdeki derecesine ve hizmetin ulviyetine atf olunur.”[10]

Selam ve dua ile

[1] Tarihçe-i Hayat (625)
[2] Buhari, İsti’zan, Müslim, Birr, 115 Cennet, 28
[3] Sözler (395)
[4] İşarat-ül İ'caz (15)
[5] Necm Suresi 39. Ayet Meali
[6] Hutbe-i Şamiye (85)
[7] Kastamonu Lahikası (140)
[8] Lem'alar (122)
[9] Barla Lahikası (35)
[10] Barla Lahikası (305)

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.