Diyarbakır ‘Gençlik Festivali’nden Nurlu mesajlar

“Doğu ve Güneydoğu Anadolu Gençlik Festivali”, 27-29 Mayıs tarihleri arasında Diyarbakır’da düzenlendi

Ömer Faruk Kaya'nın haberi:

Doğu ve Güneydoğu Anadolu “Gençlik Festivali”; Bediüzzaman’ın talebesi Mehmet Fırıncı Ağabey, Risale-i Nur’un mütercimi İhsan Kasım Es-Salihi, Risale-i Nur’un tamamını İslam Alemi için seslendiren Prof. Dr. Memoun Cerar ve Kerkük’ten Dt. Cüneyd Ee-Salihi’nin katılımlarıyla gerçekleştirildi.

DKM Akademi ve Diyarbakır Gönüllüleri Derneği tarafından düzenlenen; “Doğu ve Güneydoğu Anadolu Gençlik Festivali”, 27-29 Mayıs tarihleri arasında Diyarbakır’da düzenlendi. Katılımın yoğun olduğu programda, Doğu ve Güneydoğu illerinin yanı sıra Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen misafirler, program süresince Diyarbakır’ın misafirperverliğine layık şekilde ağırlanmaya çalışıldı.

27 Mayıs Cuma günü sevgi şehrine gelen katılımcılar, Diyarbakır Kültür Merkezi’nde karşılandı. Akşam yemeği ve akşam namazının ardından, gençlere mahsus özel program için Eflatun Eğitim Köyü’ne geçildi. Geleneksel kırmızı halı geçidinde karanfil, gül suyu, lokum ve güler yüz ile karşılanan misafirler, buradan da programın devam edeceği amfi tiyatroya geçildi.

Sunuculuğunu Av. Erdal Seyitoğlu’nun yaptığı program, sevgi şehrinde buluşan genç arkadaşların kucaklaşmaları ile başlandı. Aynı hizmetin şevk ve zevkini farklı mekânlarda hisseden kardeş gönüller bir arada olma, hasret giderme ve kucaklaşma imkânı buldular. Muhacir ve Ensar’ın, Emr-i Peygamberi (asm) ile: “Artık bundan böyle sizler kardeşsiniz” cümlesinden sonra kucaklaşmaları gibi halis, saf ve menfaatsiz bir kucaklaşmaydı bu. Sıcak görüntülerin yaşandığı anların ardından alanı dolduran alkışlar, tezahüratlar eşliğinde “2016 Gençlik Festivali sahnesine” çağrılan beldelerin, ağabeylerle hatıra fotoğrafları çekildi.

İlahiyat Fakültesi öğrencisi Ömer Oturmak’ın kendine mahsus orijinal üslubuyla kulaklarda ve ruhlarda makes bulan Kur’an tilavetinden sonra, ev sahibi gençler adına “Hoş Geldiniz” konuşmasını; Stj. Av. Muhammed Hünerli yaparken, bölge gençleri adına; “Hoş Bulduk” konuşmasını da Çermik’ten Emirhan Güden yaptı.

Bu konuşmaların ardından, Diyarbakır Eğitim Grubu üniversite öğrencileri tarafından büyük bir emekle hazırlanan “İman ve Amel İlişkisi” konulu gençlik paneli, Dr. Osman Solmaz moderatörlüğünde sunuldu.

Edebiyat Fakültesi öğrencisi Ali Karaca; “İman ve Salih Amel Kavramları” konusunu,  Hukuk Fakültesi öğrencisi Mehmet Yolcu; “İmanın Amele Dönüşmesinde İradenin Rolü” konusunu, İlahiyat Fakültesi öğrencisi Ömer Oturmak; “Salih Amel Önündeki Engeller” konusunu ve İlahiyat Fakültesi öğrencisi Rıdvan Güzel ise; “Salih Amel Yolundaki Rehberler” konusunu barkovizyon eşliğinde, hem gözlere hem de kulaklara hitap ederek sundular.

Bu panelin ardından, her sene bir hizmet beldesinin tanıtıldığı geleneksel sinevizyon gösterisinde; “Midyat” tanıtıldı. Midyat’ta Risale-i Nur hizmetinin serencamının anlatıldığı sinevizyon gösterisinde, ibretli hadiseler paylaşıldı. Midyat’ın ilk dershanesinin Bediüzzaman’ı hayattayken görüp ziyaret eden ve üstadın diğer talebeleri ile uzun süre hizmette bulunan, İsmail Ambarlı ağabey tarafından gerçekleştirildiği ifade edildi. Ve İsmail Ambarlı ağabeyin dershanenin açıldığı gece hayata gözlerini açan Hasan Hüseyin isimli bebeğini, hizmetlerden vakit bulamayarak, bir yıl sonra kucağına alabildiği hadise bir ibret vesikası olarak katılımcılarla paylaşıldı. Kardeşlik Pastası, misafirler tarafından kesildikten sonra katılımcılara ikram edildi.

Yarışmalar için çekilen kuralarla, karşılaşacak beldeler belirlendikten sonra, takımlar hünerlerini bu program için özel hazırlanmış olan “Nurvivor” pistinde gösterdiler. Çetin yarışmaların sonucunda, Kızıltepe ekibi şampiyon oldu ve kupaları yapılan törenle takdim edildi. Kupa töreninin ardından gecenin sonuna gelindi ve ertesi gün buluşmak üzere programa ara verildi.

28 Mayıs Cumartesi günü programın öğleden sonraki kısmı D. Ü. Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Sunuculuğunu Doç. Dr. Davut Işıkdoğan’ın yaptığı program, Hafız-ül Kur’an Mehmet Emin Çiçek’in tilavetiyle başladı.

DKM Akademi ve Diyarbakır Gönüllüler Derneği adına Prof. Dr. Orhan Ayyıldız’ın takdim konuşmasından sonra, Risale-i Nur’un mütercimi İhsan Kasım Es-Salihi, Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin talebesi Mehmet Fırıncı ve Risale-i Nur Külliyatının tamamını Arapça olarak seslendiren Prof. Dr. Mamoun Jarrar açış konuşmalarını yaptılar.

Açış konuşmasını takiben, Prof. Dr. Mehmet Aybak Risale-i Nur’u Anlama Konferansı bağlamında: “İstikbal ve İslamiyet” konulu sunumunu yaptı.

Prof. Dr. Mehmet Aybak; Risale-i Nur’daki zaman kavramının iki kanadını teşkil eden, Mazi ve Müstakbel perspektifinde; İslam’iyetin hem manen hem de maddeten terakkiye kabil olduğunu delilleriyle açıklamaya çalıştı. Konferansını, Bediüzzamanın hayat bahş eden ifadelerine yer vererek; “Âdil ve Hakîm-i Mutlak'ın Rahman ve Rahîm ismine Kasem ederim Nev'-i Beşer, şer, kubh ve bâtılı, zahmetsiz bihasbelade hazmedemeyecektir. Hem de Hikmet-i İlahiye müsaade etmeyecektir.” İstikbal’in İslam’ın olmasının sebeplerini, yine Risale-i Nur’dan analiz ve tespitleriyle sunarak şu müjde ile konferansını bağladı; Ümid ediyoruz ki İnşaallah, Kur’an-ı  Hakimin Emriyle… Şeriat-ı  Hilkatın  Ta’limiyle… Resul-i  Ekremin  İrşadiyle… Şiddet-i İhtiyacın Tazyikiyle, Şu asilzade evlât, şahadetnamelerini aldıktan sonra, her biri bir kıt’a başına geçecek, muhteşem âdil pederleri olan İslâmiyet'in Bayrağını âfâk-ı kemâlâtta temevvüç ettirecektir. Kader-i Ezelînin nazarında, Feleğin inadına, nev-i beşerdeki hikmet-i ezeliyenin sırrını, ilân edecek! Şarkın garba nisbetini, seherin guruba nisbeti gibi edecektir, inşallah.

Konferans sonrasında, Kavramlar Enstitüsü’nün koordinatörlüğünde hazırlanan 48 adet Risale-i Nur eksenli akademik tez çalışmalarının poster sunumu gerçekleştirildi. Uzun süreli bir çalışmanın semeresi ve ciddi takdire mazhar olan bu sunum esnasında, katılımcılar posterlerinin yanında hazır bulunan araştırmacılara suallerini bire bir sorma imkânı buldular.

İkindi namazının ardından, festivalin bir diğer etabı için Eflatun Eğitim Köyü’ne geçildi. Eflatun Koleji’nin sosyal alanlarında gençler sportif faaliyetlerde bulunurken, yeşil vadide Suriyeli kardeş öğrenciler yararına kermes düzenlendi. Her hafta öğrencilere Risale-i Nur hakikatlerini modern eğitim anlayışıyla sunan ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite derslerinin hocaları standlar kurarak katılımcılara dersleri hakkında bilgiler verdiler. Genç dimağların Risale-i Nur’dan ilham alarak hazırladıkları projeler sergilendi.

Akşam yemeğinin akabinde, programın yapılacağı amfi tiyatroya geçildi.

Eflatun Eğitim Köyü bünyesinde: “Paylaşıyoruz; Biz Kardeşiz” projesi kapsamında her türlü maddi ve manevi ihtiyaçları giderilmeye çalışılan Suriyeli kardeşlerimizin sahneye davet edilmesi ile bu proje bir nevi taçlandırılmış oldu.

Suriyeli öğrenciler, hediye ve ödüllerini, Mehmet Fırıncı, İhsan Kasım Es-Salihi, Prof. Dr. Mamoun Jarrar, Abdurrahman İraz ve Said Özadalı’nın ellerinden aldılar. Ensar ve Muhacir kardeşliğinin bir numunesinin bu zamanda görülmesi, sevince ve şevke ve İttihad-ı İslam için duaya vesile oldu.

Ensar ve Muhacir kardeşliğinin bir benzerinin sergilendiği bu anlardan sonra moderatörlüğünü Abdurrahman İraz’ın yaptığı foruma geçildi. Üstadın talebesi olan ve Bediüzzaman hazretlerinin İstanbul’da evinde üç ay kaldığı Mehmet Fırıncı Ağabey, Risale-i Nur’larla tanışma serencamını, Üstadla bir ömre bedel yaşadıkları hatıraları ve Risale-i Nur hakikatlerinin gençler açısından bu zamandaki ehemmiyetini anlattı.

Risale-i Nur’ları Arapçaya tercüme eden İhsan Kasım Es-Salihi ağabey ise; İslam Âleminde farklı İslamî grupların bir birleri ile çekişmelerine ve çatışma yaşamasına bedel, Türkiye’de gereken ittifak yoksa da; birbiriyle menfi tarzda mücadele etme gibi olumsuz durumların olmadığını vurguladı. Ve normal zamanlarda çok dikkatimizi çekmeyen fakat İslam Aleminde öldürücü bir çok menfi netice doğuran “Gıybet” konusunun üzerinde durdu.

Daha sonra, Risale-i Nur’ları Arapça olarak seslendirmiş olan, Ürdün’den Prof. Dr. Mamoun Jarrar ise İslam ve Müslümanlar üzerine yapılan oyunlara dikkati çekti. Özellikle İslam Aleminin eğitim konusu üzerine eğilmesi gerektiğini ifade ederek Üstadın Medreset-üz Zehra projesinin bu alandaki önemine değindi. Konuşmasının sonunda, Bu alandaki güzel çalışmalarından dolayı Eflatun Eğitim Köyü yöneticilerine teşekkür etti.

Son olarak, Araştırmacı ve İş Adamı Said Özadalı ise, insanın en önemli duygularından biri olarak muhabbet ve korku duygusuna değindi. Muhabbet duygusunun hedefine ulaşmada insana ciddi enerji sağladığını fakat bu duygunun havf ile dengelenmezse, insanın hakiki terakkiye ve kemalata ulaşamayacağına vurgu yaptı.

Bu konuşmaların ardından, Diyarbakır’da bir yıl boyunca yapılan hizmetlerin gösterildiği “Sinevizyon” gösterisi yayınlandı.

Sonrasında, çeşitli kategorilerde jüri özel plaketleri ve Risale-i Nur bilgi yarışmalarında dereceye giren talebelere ödülleri verildi. Bu sene mezun olan talebelerin mezuniyet belgeleri verilirken mezunlar omuzlarda taşınarak sahneye getirildi.

Programın sonunda Mehmet Fırıncı ağabey, Prof. Dr. Mehmet Aybak’a Şükran ödülünü verirken, plakete yazılan son derece anlamlı sözler, tüm katılımcıları duygulandırdı ve bu manzarayı ayakta alkışladılar. Program Diyarbakır karpuzunun misafirler tarafından kesilmesi ve lezzetli ikramlarla iş tatlıya bağlanarak son buldu.

Programı güzel bir hüsn-ü hatimeyle taçlandırmak için, Nurun  sevdalıları pazar sabahı büyük bir coşku ve heyecanla otobüsleri doldurarak Eğil’de Peygamber makberlerini ziyaret için yola çıktılar. Kur’an'da isimleri geçen iki peygamberin; Sabirin peygamberlerden olan Hz. Zülkifl(a.s) ile Merhametiyle bilinen Hz. El-Yesa’(a.s)’ın medfun bulundukları Eğil ilçesinin girişinde hissedilen manevi atmosfer, Nübuvvetin nurani zincirinin temsilcilerinin bulunduğu alanda, zirveye çıktı. Elhamdulillah, “Haza min fadli Rabbi”. Cenab-ı Erhamür-Rahimin onların feyiz ve bereketini beldemiz, ülkemiz ve Alem-i İslam üzerinde eksik etmesin inşaallah, amin.

İlk olarak Eğil Barajına nazır nurani, feyizli güzel mekanlarda medfun Peygamberlerin (a.s.), manevi nezaretinde dağıtılan Kur’an-ı Kerim ile Kainat Kitabının ilkbaharın son sahifeleri okunup tefekkür edildi.  Sonra burada bulunan camiye geçilerek namazlar kılındı, tesbihatlar, dualar yapıldı ve hatimler okundu. Ahir zaman fitnesinin her tarafımızı sardığı bir zamanda, masum gençlerin “Huzurda” yaptıkları bu güzel faaliyetlerin, makbuliyetine (inşallah) küçük bir emare nevinden; sıcakların başlayıp yağışların azaldığı Mayıs ayının bu son günlerinde, rahmet yağmurlarının sema canibinden yağdırılması çok manidardı. Öğlen namazının akabinde okunan hatm-i şerifler başta Hz. Muhammed (a.s.m.) olmak üzere bütün peygamberlerin(as), Üstadımızın ve vefat eden bütün Nur talebelerinin ruhlarına hediye edildi. Hatimlerin ardından Y.Doç.Dr. Kadri Önemli Hocamız; “Bu parça altun ve elmas ile yazılsa liyakatı var” cümlesiyle başlayan ve peygamberimizin(asm) mucizelerinin anlatıldığı müstesna parçayı okudu. Peygamberlerin manevi huzurunda okunan bu ders, dinleyen cemaat açısından ayrı feyizlere medar oldu. Programın sonunda bütün yerli ve yabancı misafirlerle beraber ebedi alemde, sermedi manzaraların bir numunesi olması niyazıyla hatıra fotoğrafı çekildi.

Kur’an-ı Kerimin Bakara suresinde geçen, Hz. Musa ve Harun(as)’ın zamanlarındaki kutsi manayı tahattur ettiren; “Bakerin zebhi” = Dananın kesilerek öğle yemeğinde afiyetle yenmesinden sonra kardeşliklerin pekiştiği, gönüllerin kaynaştığı ve hizmet şevkinin arttığı program, katılımcıların kucaklaşması, helalleşmesi ve gelecek sene-i devriyede tekrar kavuşmak dua ve temennisi ile son bulmuş oldu.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Nur Talebeleri Haberleri