Dünya Dinler Parlamentosu Avustralya’nın Melbourne kentinde 3-9 Aralık 2009 tarihlerinde gerçekleştirildi. 5 yılda bir yapılan; dinler tarafından en çok önem verilen Dünya Dinler Parlamentosu kalabalık bir din adamı ve akademisyen katılımıyla gerçekleşti. Binlerce uzamanın katıldığı toplantıda 500'ün üzerinde oturum aynı anda 30'u aşkın salonda gerçekleştirildi.
Dünya Dinler Parlamentosu'nun bu yılki ana teması: "İnsanlar birbirini dinlesin ve yaralar sarılsın"...
Program Çerçevesinde dünyanın çok farklı, din, dil, kültür, medeniyet, mezhep ve anlayış temsilcileri ve kanaat önderleri bu toplantıda kendilerini ifade etme imkanı buluyor; tanıtımlarını yapıyor ve mesajlarını sunuyor.
Türkiye’den bu etkinliğe katılan İstanbul İlim ve Kültür Vakfı ile Avustralya Melbourne’da faaliyet gösteren Word Vision kuruluşu birlikte kitap fuarında stant açtılar.
100 bağımsız kurumun iştirak ettiği kitap fuarında sadece 3 İslami yayın reyonu var. Bunlardan birisi Iran İslam Devlet standı, birisi Bediüzzaman Said Nursi’nin eserlerinin yer aldığı stant, diğeri ise Fountain Bookshop. Kitap fuarında Said Nursi'nin eserlerinin İngilizce, Arapça ve Türkçe tercümeleri ve bu eserler üzerine yazılmış olan kitaplar meraklılarıyla buluşturuldu , tanıtım ve satışı yapılıyor.
Bir hafta suren kitap fuarı ilk üç gün akredite olan ziyaretçilere Dünya Dinler Parlamentosu temsilcilerine ve medyaya açık oldu. daha sonraki günler ise halkın ziyaretine açıldı.
Bu fuarda; binlerce ziyaretçinin ve tüm farklı görüş sahibi din ve anlayış temsilcilerinin birbirini tanıma ve görüş alışverişinde bulunma imkanı oluştu. Bu bağlamda dünyaya iman ve barış oncusu olarak sunulan Said Nursi'nin eserleri özel bir ilgiye muhatap oldu...
Dünya Dinler Parlamentosu etkinleri programı çerçevesinde 8 Aralık 2009 tarihinde özel bir oturumda " Said Nursi Paneli" gerçekleştirildi. Panelin konusu Müslüman-Hıristiyan münasebetleri; Said Nursi'nin eserleri ışığında İslam-Hıristiyan münasebetleri ‘’ Panelde konuşmacı olarak uzman bilim adamları tebliğlerini sundular. Panelistler şunlardı:
- İstanbul’dan Prof. Dr. Faris Kaya (İİKV İcra Kurulu Başkanı)
- ABD'den Prof. Dr. Yunus Cengel (Nevada Üniversitesi Öğretim Üyesi)
- Prof. Dr. Thomas Michel (Vatikan Dinler Arası Diyalog Eski Temsilcisi)
- Avustralya'dan Prof. Dr. Abdullah Said (Melbourne Üniversitesi Öğretim Üyesi)
Said Nursi Panelinde tebliğlerin sunumu ve ardından soru cevapların yer aldığı müzakere bölümüne geçildi. Panel Dünya Dinler Parlamentosuna katılan temsilcilerin büyük ilgi ve alakalarına mazhar oldu.
Said Nursi Panelinde ortaya konulan ana tema söyle özetlenebilir: Dünyanın semavi iki büyük dini İslamiyet ve Hıristiyanlıktır. Bu iki din temsilcilerinin ve öğretisinin geçmişteki yaşanılan birtakım sıkıntıları geride bırakarak yeni bir diyalog surecine ihtiyaç olduğu ortaya konulmuştur. Bu bağlamda Bediüzzaman Said Nursi'nin inananları işbirliğine davet etmesi ve yol göstermesi etkili olmuştur. Özellikle Said Nursi'nin inançsızlığa, ahlaksızlığa, ateizme karşı "İman ve şefkat eksenli işbirliğine çok uzun yıllar önce davette bulunduğu ve 1950 li yıllarda İstanbul’da Patrikhaneyi ziyaret etmesi ve donemin Papasına bir eseri eşliğinde mektup yazarak inançsızlığın etkisi ile büyük perişaniyetle karşı karşıya olan beşeriyeti kurtarmak için işbirliğine davet ettiği dile getirildi. Nursi’nin bu daveti günümüzde DIYALOG olarak adlandırılan çalışmalardan hem çok önce hem de diyalog ötesi ve gündemi belli olan ortaklık esasına dayalı bir yaklaşım olması takdir ve tahsinle karşılanması gereken bir davranış olarak değerlendirildi. Risale-i Nur eserlerinde Nursi maddeciliğe, dünyevileşmeye ‘adaletsizliğe ve ahlaksızlığa karşı mücadele için yeteri kadar örnek model ortaya koymuştur bizlere düşen onları okumak ve uygulamaktır tespitinde bulunuldu.
Yine Said Nursi’nin manevi değerlere davette din ve irk farkı gözetmeksizin bütün insanları kucaklayan bir şefkat anlayışı ile iman esaslı bir hizmet başlatmış ve Kur anin engin şefkati ile kapsayıcı bir çığır açtığı ifade edildi. Yine eserlerinden birisini donemin Papasına göndererek inançsızlığa karşı işbirliği teklifinde bulunmuştur. Vatikan in 1965 yılında düzenlemiş olduğu II Konsül ile İslam i tanıma anlamında bir yaklaşım ortaya koyduğu kabul edilirse Nursi’nin bu hareketiyle ne büyük hizmet ettiği anlaşılmış olur denildi. Buğun gelinen noktada dünyevileşmenin de etkisi ile çoraklaşan insanlık ilişkilerini iman ve ahlak esaslı çözümler sunmak anlamında Nursi’nin imanın temel esaslarına yapmış olduğu vurgu bütün dinlerin ortak değerler etrafında birleşmesine önemli katkıları olmaktadır.Onun üzerinde durduğu temel ‘’imani değerler’’ insanlığın ortak ihtiyaçlarını karşılayan diyalog ötesi bir işbirliği zemini oluşturmuştur."
Barla Platformu