Dindarlık

Hayrettin KARAMAN

“ANAR'ın yaptığı “ülkemizde dindarlık durumu” konulu araştırmaya katılanların yüzde 92,6'sı dinin hayatlarında önemli bir yer tuttuğunu söylerken, eğitim seviyesi yükseldikçe dindarlık seviyesinin de düştüğü görülmüş. Ankete katılanların yüzde 62,8'i kendisini “dindar” olarak tanımlarken, bu oran kadınlarda yüzde 65, erkelerde ise yüzde 60.6 olarak çıkmış. Genel anlamda “hiç dindar değilim” diyenler ise 1,7 oranında”.

Dindar kelimesi Arapça “din” ve Farsça “dâr” kelimelerinden yapılmış bir terkiptir ve lügat manası “dini olan, dinli” demektir. Terim olarak ise “dinini belli ölçülerde hayatına uygulayan, davranışlarının dine uygun olması için bir şuur ve gayret sahibi olan” Müslüman manasında kullanılıyor. Bu sebeple de dindar kelimesinin zıttı dinsiz değil, inanmakla beraber dini kuralları ihmal eden, hayatında uygulamayan veya çok az uygulayan Müslüman demektir.

Yılda iki kere bayram namazı kılan, yalnızca Cuma namazlarını kılan, yalnızca oruç tutan, bu ibadetleri yapmasa da Allah'ın emridir, yasağıdır diyerek bazı şeyleri yapan, bazılarını yapmayan… insanlar da “zayıf, gevşek, daha eksikli” bile olsalar -bu ölçü ve manada- dindar Müslümanlar arasında yer alırlar.

Araştırmaya göre, eğitim seviyesinin yükselmesine bağlı olarak, dindarlık eğilimi de azalıyor. “Dinin hayatınızdaki önemi nedir?” sorusuna; “okur yazar olmayanlar” yüzde 63.6, “lise mezunu” olanlar yüzde 41.1, lisan üstü (Master ve doktora yapanlar) ise yüzde 23,1 oranında “çok önemli” cevabını verdi.

Katılanların yüzde 92,6'sı dinin, hayatlarında önemli bir yer tuttuğunu söylemişler”.

“Bu ülke halkının %99'u müslümandır” sözünün boş olmadığı bu cevapla ispatlanmış oluyor. Çünkü uygulamasının oranı ne kadar olursa olsun bir kimsenin hayatında din önemli bir yer tutuyorsa o kimse müslümandır ve bir ölçüde dindardır.

“Genel anlamda “hiç dindar değilim” diyenlerin 1,7 oranında oldukları görülmüş”.

Sorunun anlaşılma farkına göre bunların da “dinim yok, dinsizim” dediklerini kabul etmek, cevabı böyle anlamak gerçeğe uymaz; bir kısmının inançsız, bir kısmının ise uygulamadan hiç nasibi olmayan Müslümanlar olarak kabul edilmeleri gerekir.

“Eğitim seviyesi yükseldikçe dindarlık seviyesinin de düştüğü” gerçeği, milli eğitimin dindarlaştırmak yerine dinden uzaklaştırmak gibi bir vazife gördüğünü ortaya koyuyor.
Yeni Şafak

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.