Devlet önce kendi vatandaşından özür dilemeli

B. Said ÇİFTÇİ

Hatay’da “Gavur Dağları”na ismini veren Ermeniler vardı bir zamanlar…

Sanatkardılar…

Saatçiydiler…

Kalaycıydılar…

Terziydiler…

Berberdiler…

 

O karmaşık yıllarda, 1915’lerde yani, bir tehcir kararıyla köylerinden, komşularından, müslüman akrabalarından koparılıp göçe başladı Ermeniler…

 

Göç ederken ağlaşan ahalinin, masum çocukların tahta oyuncaklarını toplayışlarının hatıralarını dinlemiştik küçükken dedelerimizden…

 

Asırlardır birlikte yaşadıkları bu toprakları terk ederken “vefalıdır” diyerek teslim ettikleri küp küp dolu altınlarını teslim alan müslüman ailelerle vedalaştılar.

 

Bir kısmı güvenmediği için küpünü gömdüğü toprakları işaretleyip gittiler, bir gün dönersem geri bulurum diyerek… Oysa daha sora hazine avcılarının eline geçeceğini nereden bilebilirlerdi ki?

 

Yıllarca onların yaşadıkları yerlerde gömüt aradı mirasyediler geceleri karanlıklarda jandarma korkusuyla…

 

Göç edemeyenler ya Müslüman oldular ya da kızlarını Müslümanlarla evlendirip telef olmaktan korudular…

 

Halamın damadı da bir zamanların Ermeni ailesinden kalma bir müslüman şimdi.

İskenderun’da Antakya’da Ermeni kiliseleri hala faaldir. Birçok yerde olduğu gibi, Akbez/Hassa’da ise kalıntıları var sadece…

 

Sadece Ermeniler mi?

İskenderun esnafının yarısı Hıristiyan ya da Yahudi idi bir zamanlar.

Benim 1972’li ortaokul yıllarımda bile, 40 kişilik sınıfta 15 civarında Hıristiyan öğrenci vardı.

Şimdi bir tane bile yok.

Herkesi kovduk “çok şükür!..”

 

Bu vatan “bizim”di çünkü. Ama bir türlü “hepimizin” olamadı son yüzyılda...

Türk’ün Türk’ten başka dostu yok çünkü…

“Ya sev ya terk et” dedik, ortasına razı olmadık…

Aleviler de var; Nusayriler yani Arap Alevileri var dedik bu ülkede.

Ayrıca Sünni Araplar da var.

Köylerinin adlarını değiştirdik bu gariban insanların.

Şehir merkezlerinde yan baktık bu insanlara…

Okullarda Türklük yeminleri ettirip, tek tip din empoze ettik onlara.

Sonra asimile etmek için;

Bulgaristan’dan göçmenleri getirdik Hatay’a

Çerkezleri de getirdik, Türkmenleri de…

 

Mardin Arapları ve Mardin Kürtlerini de unutmadık, onlara da yer açtık burada…

80’lerde Afganlıları, 70’li yıllarda da Trabzon’dan Karadenizlilere yer açtık…

 

Peki bu kararlar hangi “hin oğlu hin” kafadan çıktı?

İşte sorun da burada başlıyor: Kemalizm istediği zaman kullanmak amacıyla İslamiyet’i Diyanet İşleri binasına hapsedip, diğer dinleri de yok sayarken, Türklüğü de Ankara’ya hapsedip diğer ırkları perişan etti.

 

Çerkezler demokratlar zamanında, 1950’li yıllarda orduda subay olmaya başladılar.

Bir gayri Müslimle evliyseniz oğlunuz askerliği sakıncalı yapıyordu bu ülkede, şimdi nasıl bilmiyorum.

 

İşte bu ülke günahlarıyla sevaplarıyla huzurunuzda…

Yıllarca Osmanlının devamı olmadığı iddiasıyla avunup uyudu bu ülkenin aklıevvel yöneticileri.

 

Ermeni iddialarına karşı gözlerini kapatıp, kulaklarını tıkayıp ağızlarını bantlayarak…

Sandılar ki, göz yummakla gece olacak.

Sonra da kucağında buldu mini minicik Ermeni sorununu…

 

Ve şimdi kara kara düşünüyor ne yapacağım diye…

Ne mi yapmalı?

 

Bir sonraki yazıda ne yapılması gerektiğini yazacağım.

 

saidciftci@risalehaber.com

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.