RisaleHaber-Taraf Yazarı Hıdır Geviş'in Yeni Asya'da yayınlanan röportajından ilgili bölümler:
Hasan Hüseyin Kemal'in röportajı
Said Nursî sizin için ne ifade ediyor?
Beni, insanların ne düşündükleri, ne yazdıkları ve ne söylediklerinden çok, hayatta ne yaptıkları ve nasıl bir tutum sergiledikleri etkiliyor. Ortaya konulan eylem, bana yazılanlardan ve söylenenlerden daha inandırıcı geliyor çünkü. Said Nursî’ye, hayata karşı duruşu nedeniyle hayranım. O benim için özgür düşünmeyi, sıradanlığın dışına çıkmayı, keskin zekâyı, güçlü bir kişiliği, azmi, mücadeleyi, muhalefeti, hayal sahibi olabilmeyi ve temiz kalpliliği temsil ediyor. Cumhuriyet tarihinde yaşamış en özgün isimlerden biridir Said Nursî. Hayatı roman gibi. Çok yoğun, çok renkli ve çok acılı…
Said Nursî neden Türkiye’de konuşulamıyor? Amerika'da üniversitede konu iken Türkiye de çoğu yazar ismini bile bilmiyor?
Türkiye böyle bir ülke. Düşünün bir, yıllar önce bazı şairlerin kitaplarını okumak, ismini anmak bile suçtu. Nazım Hikmet yasaktı meselâ. Bu sapkın politik tutum hâlâ devam ediyor. Renkleri itibariyle Kürt bayrağını anımsattığı gerekçesiyle domates biber ve limonu, TV ekranında bir araya getirmemek için itina gösteriyorlar. Bu rahatsızlığın teşhisi zor değil, ciddî bir paranoid şizofreni bu. Böyle bir anlayış haliyle Said Nursî’yi de kabul etmiyor.
Devleti ele geçirmiş elitler, devlet kontrolünde bir din istiyorlar. Said Nursî’nin bir din âlimi olarak gücü onları korkutuyor. Yasaların zoruyla merkezde tutmaya çalıştıkları halkı çevreye çekecek ve başka dengeler yaratacak hiçbir gücü kabul etmiyorlar. Çünkü o zaman o elitler kendi arpalıklarını kaybedecekler. O elitler halkın sevdiği ve benimsediği her şeye ve herkese karşı. Düşünün hele, bir çocuğunuz var ve siz o çocuk büyüse de ona hep kendi bildiklerinizi dayatmaya çalışıyorsunuz. Onun ne istediğini, ne düşündüğünü ve ne yapmaya çalıştığını anlamaya bile çalışmıyorsunuz. Çocuğunuzun sizden farklı, kendine özgü bir kişiliği olabileceğini kabul etmek bile istemiyorsunuz. Çocuk size karşı çıkınca da bu defa zor kullanıyor ve hatta şiddete bile başvuruyorsunuz. Bu şekilde sağlıklı bir baba-oğul ilişkisi geliştiremezsiniz. Geliştirmediğiniz gibi o çocuğu kötürüm eder, kişiliğini zedeler ve kendi başına bir şey yapamaz hale getirirsiniz. Devleti ele geçirmiş elitlerin de halka yıllardır yaptığı budur.
Türkiye'de, tarihî şahsiyetler nasıl bu kadar kolayca kamuoyundan saklanabiliyor?
Sivil bir toplum değiliz de ondan. Her şeyi kontrol eden, her şeye müdahale etme ihtiyacı duyan bir sistem var. Bu sistem özel şirketlere ait medyayı bile yönlendiriyor. Dolayısıyla bu garip ışın perdesinin altından sızıp halka ulaşmak öyle kolay değil.