Deri kavgası olmasın

Faruk ÇAKIR

 
Nasip olursa önümüzdeki hafta Kurban Bayramını idrak edeceğiz. Son yıllarda Kurban Bayramları, beraberinde ‘kurban derisi’ tartışmasını da getiriyor. Elbette vatandaşın böyle bir derdi yok. Tartışmayı yapanlar, kesilen kurbanların ‘deri’lerine göz koyan çevreler.

Pek çok yanlış gibi bu uygulama da, 28 Şubat sürecinde alevlendi ve hâlâ varlığını sürdürüyor. Vatandaş ibadet kastıyla kurbanını kesiyor, birileri de çıkıp “Sen kestiğin kurbanın derisini illâ benim istediğim yere vereceksin” diyor. Bu tavrın hür ve demokrat herhangi bir ülkede eşi ve benzeri olmadığı gibi, muhtemelen demokrat olmayan ülkelerde de yoktur!

Uygulamayı unutanlar için kısaca hatırlatalım: Kurban derisi toplama ‘yetkisi’, çıkarılan bir genelge ile THK’ya verilmiş durumda. Başka herhangi bir dernek ya da vakıf, kurban derisi toplayamaz. Bununla birlikte, kurban kesen vatandaş isterse kurban derisini satabilir ya da başka bir yere bağışlayabilir. Bilhassa 28 Şubat süreci sonrasında bu konuda çok canlar yandı. THK dışındaki dernek ya da vakıflara bağışlanan derilere ‘baskın’ yapılmak süretiyle el konuldu. Yüzde yüz yanlış olan bu uygulama, son yıllarda nisbeten hafiflemiş olsa da birileri hâl⠑terör’ estirmenin peşinde.

Yanlış olduğu konusunda ‘ittifak’ olan bu uygulamanın hâlâ devam ediyor olması başlı başına bir garabet. Hükümet, milletten gelen bazı talepler karşısında çeşitli kurum ve kuruluşların itirazını bahane ediyor. Bu konuda atılacak adım ise ‘basit’ bile değil! Çünkü iş, kanun çıkarma ya da anayasa değişikliği gerektiren bir gayret gerektirmiyor. Sadece bir genelge düzeltilerek bu hatadan dönmek mümkün. Siyasî irade kullanarak bunu da yapmayanların millete verecekleri bir hesap olmalı.

Sivil toplum kuruluşları ve bazı siyasî parti temsilcileri de bu konudaki tepkilerini dile getirmişler. SP, MHP ve BBP yöneticileri “Kimse vatandaşın kurban derisini zorla toplayamaz. Deri gasbını sağlayan genelge bir an önce iptal edilsin” demişler. (A.Vakit, 30 Kasım 2008)

Aynı şekilde, sendika temsilcileri de deri gasbı genelgesinin kaldırılması gerektiğini ifade edip, “CHP (son günlerdeki ‘açılım’da) samimî ise, THK’yı deri toplamada yetkili kılan genelgenin iptali için mahkemeye başvuruda bulunsun” dileğinde bulunmuşlar.

Emekli bir savcı da, “Cami derneklerine, Kur’ân kurslarına deri baskını yapılması zaten suçtur. THK’ya verilen yetki genelgesi sadece ‘deri toplama’ yetkisidir. Vatandaş, derisini götürüp camisine, istediği yurda, kursa bağışlayabilir. Yeni düzenleme yapılmalı” şeklinde konuşmuş.

Bir ilâhiyatçı da şunları söylemiş: “İnsanların kurban ibadetini ifa etmelerine müdahale edilmemeli. Zorla deri toplamak, ibadete, din ve vicdan özgürlüğüne müdahaledir. Vatandaşın ibadetine dokunmayın.”

Doğrular da belli, yanlışlar da. “Deri genelgesi”nin düzeltilmesi için hâlâ vaktimiz var. “Yasak deriler ele geçirildi” türünden haberlerle bayramın gölgelenmesini istemiyoruz...
 
Yeni Asya

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.