Çalışma Biçimlerinin Gelişmesi

Vehbi KARA

20. Yüzyılın son çeyreğinde, ulaşım ve haberleşme teknolojileri başta olmak üzere birçok alanda önemli gelişmeler yaşanmış, yeni teknolojilerin üretim faaliyetlerine uygulanmasıyla birlikte hem mal ve hizmetler çeşitlenmiş hem de bunların maliyetleri önemli ölçüde düşmüştür. Serbest piyasa ekonomisi politikalarının, başta liberal ülkeler olmak üzere çok sayıda ülke tarafından benimsenmeye başlaması, dünyada serbest ticareti arttırmış ve küreselleşme, yaşamın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir[1].

Gerek yasal düzenlemelerle gerekse toplu iş sözleşmeleriyle çalışma sürelerinin esnekliği giderek artmış, işyerine yeni işçi almaksızın iş süreleri daha verimli bir şekilde kullanılmaya başlanmıştır. Esnek zamanlı çalışma, vardiyalı çalışma, sıkıştırılmış çalışma haftası, çağrı üzerine çalışma ve part-time çalışma gibi esnek çalışma şekilleri ile çalışma sürelerinin değişkenliği kolaylıkla temin edilmeye başlanmıştır[2]. 

Küresel rekabet olarak ifade edilen bu yeni ekonomik ortamda, ister yerel ölçekte faaliyet gösteren işletmelerde isterse küresel ölçekte faaliyet gösteren firmalarda olsun şu hususlara dikkat etmek zorunluluğu ortaya çıkmıştır: 

1.Müşteri isteklerini göz önünde tutmak

2.Müşteri tatminini sağlamak

3.Kaliteli ve düşük maliyetli ürünleri üretmek

4.Müşterinin istediği zamanda ve yerde, hızlı bir biçimde hizmet sunmak

Ancak bu ve benzeri tedbirleri alabilen işletmeler ayakta kalabilmekte ve bu şekilde hizmet üreten firmalar başarılı olabilmektedirler[3]. Çalışma biçimlerinin son dönemde büyük bir gelişme gösterdiği, esnek çalışma ilişkileri ve sanal şirketlerin bu yeni devrin önemli unsurları arasında olduğu uzmanlar tarafından dile getirilmektedir.

Çalışma biçimlerinin gelişmesi ile ilgili olarak gelecekte farklı uygulamalarla karşılaşılacağı daha fazla dile getirilmekte hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı ifade edilmektedir. Daha iyiyi ya da daha kötüyü getirme gücüne sahip tamamen değişik bir toplum kendine yer bulmaktadır[4].
Eğitim, sadece demokrasinin değil aynı zamanda iyi eğitimli işgücünün yani katma değeri yüksek işler çıkaran beşeri kaynağın da temelidir. Günümüzde ortalama şirket büyüklüğü ve boyutları gittikçe küçülme eğilimi göstermekte ve çalıştırılan personel sayısı azalmaktadır. Geleneksel hiyerarşik organizasyon yapısı, yerini uzmanlardan oluşmuş çalışma gruplarını katılımcı bir ortamda çalıştırabilen kurumsal yapılara terk etmektedir.

Teknisyen sınıfındaki çalışanlar üretim işçilerinin önüne geçmiş organizasyon yapısındaki dikey işbölümü yerini yatay iş bölümüne bırakmıştır. Adeta çalışma kavramı yeniden tanımlanmakta ve sürekli bir değişim ve eğitim bu olguyu desteklemektedir.[5]. Çalışan kişinin ücret ya da bir başka ödeme karşılığı olmaksızın çalışmasında kısa bir ifadeyle beş farklı durum söz konusudur:

Birinci durumda kişi kendisinin veya ailesinin ihtiyaçlarını karşılayabilmek için, bir başkasına bağımlı olmaksızın çalışmaktadır. Diğer bir deyişle kişi, tarlasını sürerken ya da avlanırken kendisinin veya ailesinin hayatta kalabilmesi ya da bu çabayı gösteren diğer aile fertlerine yardımcı olmak için emek sarf etmektedir. Burada ilkel toplumlardaki çalışma biçimi vardır.

İkinci durumda kişi “köle” olarak çalışmaktadır. Eski çağlarda yaygın olan bu uygulamaya göre kişi emek-gücü nedeni ile alınıp satılabilmektedir. Köle olarak çalışan kişinin temel varlık nedeni sahibi yararına üretim yapabilmesidir. Bunun karşılığında da ancak hayatta kalacak kadar yiyeceğe hak kazanmaktadır.

Üçüncü durumda kişi feodal düzende çalışan bir “serf” olarak ortaya çıkmaktadır. Burada toprağın sahibi adına çalışma söz konusudur. Üretim, toprağın sahibi ile bölüşülmektedir.

Dördüncü durum, “hobi” olarak adlandırılabilecek çalışmadır. Kişi kendisini tatmin etmek üzere yemek pişirmek, resim yapmak, çiçek yetiştirmek gibi çeşitli uğraşlarda bulunmaktadır.

Beşinci durumda ise kişinin ücret ya da gelir karşılığı, bir başkası için çalıştığı durumdur[6].

Kabaca tasnife tutulan bu beş tip çalışmada, ilk dördünün ücret karşılığı olmadığı gerekçesi ile beşinciden kesin çizgilerle ayrıldığı iddia edilebilir. Ancak aralarında farklar vardır. Her bir çalışma yöntemi bir devre adını verebilmektedir. Bağımsız çalışmanın niteliği hakkında ücret karşılığı olmaksızın yapılan çalışmayı “Amerika’da çiftçileri yüceltmek”  konusundaki bir düşünce şu şekildedir. “ABD’de çiftçiler; kimseye karşı yüzsuyu dökmeyen, kendi kendine yetinen bağımsız bir sınıftı. Çünkü onlar ne geçimleri ne de düşünceleri bakımından başkalarına bağımlıydılar. Kendi çiftliklerini elinde tutuyor ve işletiyorlardı[7]”

Malikiyet ve serbestlik devri adını verilen bu dönemin en önemli özelliği, ABD’li çiftçiler gibi kendiişlerinin sahibi olma keyfiyetidir. Bu takdirde insanlar demokrasi ve özgürlük konusunda çok daha emin ve güçlü bir tavır sergileyebilmektedir. Ücretli sömürü düzeninin son bulması ise bu şekildeki bir irade ve kararlılığın gelişmesi ile mümkün olacaktır, vesselam…

[1] Mustafa Aykaç, Zeki Parlak, Süleyman Özdemir, Küreselleşme Sürecinde Rekabet Gücünün Arttırılması ve Türkiye’de KOBİ’ler, İstanbul, İstanbul Ticaret Odası Yayınları, 2009, s. 3.
[2] Arif Yavuz, “Çalışma Sürelerinin Esnekliği ve Esnek Zaman Modeli”, Çimento İşveren Dergisi, Sayı:6, Cilt: 11, 1997, s. 12.
[3] Aykaç, Parlak, Özdemir, A.g.e. s. 3.
[4] Andre Gorz, Elveda Proletarya, Çev. Hülya Tufan, İstanbul, Afa Yayınları, 1987, s. 170.
[5] Yalın Alpay, Türkiye’nin Zenginleşme Projesi, İstanbul, Akademia Yayınları, 2008, s. 33.
[6] Umut Omay, Emeğin Kültür ve Manipülasyon Teorisi, İstanbul, Beta Basım, 2009, s. 45.
[7] John Dewey, Özgürlük ve Kültür, 3.bs. Çev. Vedat Günyol, İstanbul, Remzi Kitabevi, 1988, s.29.

 

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.