Bu kaçıncı bahardır heba edilen…

M. Maruf ÖZÜLKÜ

1950’de başlayan siyasi ve sosyal milat, eğer 27 Mayıs ihtilaliyle engellenmeseydi, bugün yaşadığımız problemlerin birçoğunu yaşamayacaktık.
O zaman millet, devlet-millet barışını sağlardı. Geçmiş yaraları sarar ve devrim-karşı devrim kavgası, oluşturulacak geçiş süreciyle atlatılabilecekti.
İhtilal, milletin sorunları kendi iradesiyle çözmesinin yolunu kesti.
İhtilal, konuşa konuşa, fertlerin medeni cesaretlerini ortaya koyarak kamuoyu denilen umumi meşveret ortamında kendini, kimliğini, davasını hasılı ne karın ağrısı varsa onu ortaya koymasını engelledi.
İhtilal, fikirle mücadele yerine gücü kullanarak mücadele etme yolunu yol yaptı. Elitist jakoben kesimler, bazen parayı güç olarak kullandılar, bazen bürokrasiyi bazen medyayı bazen sefaheti…
Olmayınca birleşip, orduyu temsil eden bazı komutanların kanına girerek onları yoldan çıkararak ihtilallere sürüklediler.
İhtilal, yani 27 Mayıs, sonrası için de kötü örnek oldu. İhtilallerin anası oldu. Fazilet ve aydınlanma olan Cumhuriyet’e kan ve zulüm bulaştı.

Millet ihtilalleri öylesine alıştırıldı ki, her on yılda bir arzıendam edilmesinden endişe edildi, siyasilerin refleksleri müşevveş oldu, halkın iradesine sahip çıkma azim ve kararlılığından eser kalmadı.
Bu kirli ur milletin bünyesini hala tahrip etmeye devam ediyor. Bu yüzden herkes özgürce rengini ortaya koyamıyor.
İstibdatın kanlı çizmeleri hala gölge etmeye devam ediyor.
Yargı, Yassıada günlerini anarcasına kendini yürütmenin yerine koymaya gayret ediyor. Cumhurbaşkanı’nı özel dünyasına uygun bulmadıkları için yargılama cüretine kalkıştılar.
Milletin seçtiklerinin başörtüsü serbestiyeti kararını devlet iktidarına dayanarak engellediler.
Ergenekon davasında savsaklamalar, sulandırmalar, dokunulmazlıklar…

Bütün bunlardan daha acı olan bir şey var:
Bu halka, bu kötülükleri yapanlar da, bu halkın fedakarca okutup adam olsunlar diye başına buyur ettiği kimseler…
Onların teşekkürü neden böyle oluyor?..
Kırgız Yazar Cengiz Aytmatov’un, bir hikayesinde, “mankurt” adını verdiği halk düşmanlarını görünce insanın yüreği daralıyor.
Yazık diyor insan…
Yazık oluyor Türk’e Kürd’e, Alevi’ye Sünni’ye…
Yazık oluyor, dindara, dindar olmayana…
Yazık oluyor, azınlıklara ve azınlık muamelesi gören çoğunluğa…
Yazık oluyor ülkeye.
Yazık oluyor Büyük Türkiye’yi dört gözle bekleyen Türk dünyasına…
Yazık oluyor Büyük Türkiye’yi gözleyen İslam alemine…
Yazık oluyor yeniden adalet ve huzur iklimini getirecek İla-yı Kelimetullah bayraktarı kahraman seslin torunlarını bekleyen dünyanın tüm mazlum ve mağdur insanlarına…

Bu ülkede konuşulmayan hep ertelenen hep dondurulan meseleler artık daha fazla bekleyecek durumda değil. Acilen çözüm bekliyor.
Bu ülke bu yapay, bu zoraki, bu kasıntılı tavırlardan bunaldı. 
Yeni bir sabaha uyanmak için önündeki tortulların artık temizlenmesini istiyor.
Bunun için güdümsüz, müdahalesiz, ihtilalsiz yaşamak istiyor.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.