'Bu adamı hala neden görevden almıyorsunuz'

Tugay komutanının baskısıyla lise müdürlüğünden alınıp ilkokul öğretmenliğine atandı

Burdur İmam Hatip Lisesi Müdürü Hasan Akay'ın 28 Şubat'ta yaşadıkları senaryolara taş çıkartacak cinsten.

Onun dramı 18 Mart 1997'de düzenledikleri Çanakkale şehitlerini anma programıyla başlıyor. Programa katılan Burdur 58. Topçu Er Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Ali Rıza Selmanpakoğlu, yapılan konuşmaları beğenmez. Dini konulardan bahsedildiği gerekçesiyle Milli Eğitim Müdürü Arif Yücedağ ile Okul Müdürü Hasan Akay'ı sözlü bir şekilde uyarır. Ancak bununla yetinmez. Valilikte bir komisyon kurulur. Konuşmaların tamamı incelenir ve hiçbir suç unsuru bulunamaz. Burdan birşey çıkmayınca bu kez Milli Güvenlik hocası vasıtasıyla başörtülü kız öğrencilerin başları açması mesajını gönderir. Okul müdür Akay, buna itiraz eder. Milli Güvenlik hocası olan biteni rapor eder. Bu raporun ardından 'Hizmete özel' damgasıyla Selmanpakoğlu'ndan şu yazı gelir: "Burdur İmam Hatip Lisesi'nde Milli Güvenlik Dersi de dahil olmak üzere bütün derslere kız öğrenciler başlarını kapatarak öğrenim görmektedir. İmam Hatip Lisesi Müdürlüğünce çağdaş görünüme esas olan ilgi (a,b)'ye uygun kıyafet birliği sağlanıncaya kadar Burdur imam İHL'ye Milli Güvenlik Dersi öğretmeni görevlendirilmeyecektir. Ancak yönetmelikte belirtilen kıyafetle ders yapma ortamı sağlandığında tekrar Milli Güvenlik Dersi öğretmeni görevlendirilmesi yapılacaktır. Rica ederim."

Bu yazıdan sonra İmam Hatip Lisesi'nde öğrenci ve öğretmenlerin başörtüsü bahane edilerek milli güvenlik dersleri için öğretmen verilmez. Daha sonra Milli Eğitim Şube Müdürü Hamdi Kartal ve İlköğretim Müfettişler Kurulu Başkanı Mehmet Dadak kantin denetimi adı altında okulu teftişe gelir ve şöyle tutanak tutar: "Burdur Milli Eğitim Müdürünün sözlü emri üzerine 26.12.1998 Cuma günü okul kantinlerinin satış fiyatları ve miadı dolmuş gıda maddelerini kontrol etmek üzere Merkez İmam Hatip Lisesi'ne gelindi. Kantinde Gerekli denetim yapıldı. Bu sırada öğrenciler bayrak töreni için sıra olmuşlardı. İstiklal Marşı ve bayrak törenine katıldık. Bazı kız öğrencilerin ve 4-5 kadar öğretmenin başörtülü olarak katıldıkları görüldü. Bunun üzerine iş bu tutanak tanzim edildi."

Akay, bundan sonra önce 23 Ocak 1998 tarihinde idarecilik görevini tam olarak yerine getiremediği gerekçesiyle tenzil-i mevki ile Bucak İlçesine ilkokul öğretmeni olarak sürülür. Soruşturmadan iki ay önce milli eğitim başarılarından dolayı maaşla ödüllendirme alan Akay, Milli Eğitim Müdürü Arif Yücedağ'ın imzasıyla 17 Şubat 1998 tarihinde ise 'kılık kıyafet ile ilgili yönetmeliğe genelge ve hükümet emirlerine aykırı' olarak bazı kız öğrenciler ile bazı bayan öğretmenlerin başörtülü olarak derslere ve bayrak törenlerine katılmalarına göz yumduğu gerekçesiyle bir günlük maaş kesme cezası kesilir.

Hasan Akay, 15 yıl sonra açılan soruşturmayı değerlendirirken şahsi hiçbir beklentisinin olmadığını söylüyor. O dönemde Burdur'da fişlenmeyen inançlı kimsenin kalmadığını anlatan Akay, "Yapanın yanına kar kalmaması, hesabını mutlaka vermesi gerekir. O günlerin Burdur, Isparta ve Antalya'nın azametli paşası Ali Rıza Selmanpakolu'nun yargıda hesap vermesi en büyük isteklerimden birisi. İHL müdürlüğünden alındıktan sonra bana sahip çıkan olmadı. Her açıdan en verimli zamanımda devlete küstüm ve emekli oldum. Çalışmak istiyordum, ama olmadı." diyor. Görevden alındıktan sonra Bucak Meslek Yüksekokulu'na sekreter olarak çağrıldığını, evraklarını Milli Eğitim Müdürlüğü'ne teslim ettiği halde atamasının yapılmadığını da söyleyen Akay, "Daha sonra bir arkadaşım vesilesiyle öğrendim ki üniversiteye tugay komutanı telefon etmiş, 'alınmasın' diye. Dönemin Burdur Valisi Süleyman Oğuz'la bir sohbetimizde bana 'Senin için İçişleri Bakanı 'Bu adamı hala neden görevden almıyorsunuz' diye bana telefon etti. Ben sana yansıtmadım.'dedi." ifadelerini kullanıyor.

Hasan Akay'ın açtığı davanın avukatı Muhammed Emin Özkan ise Selmanpakoğlu'nun İmam Hatip Lisesi Müdürlüğü'ne gönderdiği 26 Ekim 1997 tarihli yazının muhtıra gibi olduğunu söylüyor ve ekliyor: "Yazıyı 'gereği için' İmam Hatip Müdürlüğü'ne, bilgi için ise Valiliğe ve Milli Eğitim Müdürlüğü'ne yazıyor. Tuğgeneral Ali Rıza Selmanpakoğlu kendini o dönemde Vali ve Milli Eğitim Müdürü'nün üstünde görmüş, kaynağını anayasa ve yasalardan almadığı yetkileri kullanmaktan çekinmemiş. Asıl işi askerlere komutanlık iken, görevinin gereklerine aykırı hareketle kişilere ve kurumlara psikolojik baskı içeren yazılar yazmış, talimatlar vermiş. Keza sivil kişi ve kamu görevlileri hakkında bilgi topladığı, şahıslarla ilgili bilgisayarında arşiv oluşturduğu, yerine göre fişlediği, vali dahil tüm bürokratların komutan ne derse uyguladıkları Burdur halkınca biliniyordu. Tüm bunlar rutin işler değil. BÇG'nin hukuk dışı yapıda görevli komutanın başörtülü öğrenci ve öğretmenlere duyduğu kin ve nefretin dışavurumudur. Kin ve nefrete dayalı bu gibi eylemler insanlığa karşı işlenen suçlar kategorisindedir ve takibi gerekmektedir."

Zaman

Güncel Haberleri