Bismillahirrahmanirrahim

Kadri HAZAL

“Yaratan Rabbinin adıyla oku.”[1]

”Bismillahirrahmanirrahim ile başlamayan her hayırlı iş güdüktür (Hayrı kesiktir.)” Hz. Muhammed (a.s.m.)[2]

Değerli Risale Haber okuyucuları! Sizinle ilk buluşmamıza Bismillah ile başlıyoruz. Bu yazımızda Bismillahirrahmanirrahim'i sizinle müzakere etmeye çalışacağız inşaallah. Ama sizlerde bilirsiniz ki Bismillah'ın geniş ve derin manalarını bir köşe yazısında anlatmak mümkün değildir. Zira Hz. Ali (r.a.) şöyle der: "Kur’an-ın tamamı Fatiha da, Fatiha’nın tamamı da Besmelede toplanmıştır.”[3]

İslam âlimleri Besmeleyi her hayrın başı olarak kabul etmişlerdir. Asrımızın Müceddidi Bediüzzaman Said Nursi besmeleyle ilgili olarak şöyle der: “Bismillah her hayrın başıdır. Biz dahi başta ona başlarız. Bil ey nefsim! Şu mübarek kelime İslam nişanı olduğu gibi, bütün mevcudatın lisanı haliyle virdi zebanıdır.”[4] Yine Bediüzzaman Hazretleri, Bismillahirrrahmanirrahim’in bir cilvesini Kâinat, arz ve insan simasında gördüğünü şöyle anlatır: “Bismillâhirrahmânirrahîm'in bir cilvesini şöyle gördüm ki: Kâinat simasında, arz simasında ve insan simasında, birbiri içinde birbirinin nümunesini gösteren üç sikke-i rububiyet var.

Biri, kâinatın heyet-i mecmuasındaki teavün, tesanüd, teânuk, tecavübden tezahür eden sikke-i kübrâ-yı Ulûhiyettir ki, Bismillah ona bakıyor.

İkincisi, küre-i arz simasında, nebatat ve hayvanatın tedbir ve terbiye ve idaresindeki teşabüh, tenasüp, intizam, insicam, lütuf ve merhametten tezahür eden sikke-i kübrâ-yı Rahmâniyettir ki, Bismillâhirrahmân ona bakıyor.

Sonra, insanın mahiyet-i câmiasının simasındaki letâif-i refet ve dekaik-i şefkat ve şuâât-ı merhamet-i İlâhiyeden tezahür eden sikke-i ulyâ-yı Rahîmiyettir ki, Bismillâhirrahmânirrahîm'deki er-Rahîm ona bakıyor.

Demek, Bismillâhirrahmânirrahîm, sahife-i âlemde bir satır-ı nuranî teşkil eden üç sikke-i ehadiyetin kudsi ünvanıdır ve kuvvetli bir haytıdır ve parlak bir hattıdır. Yani, Bismillâhirrahmânirrahîm, yukarıdan nüzul ile, semere-i kâinat ve âlemin nüsha-i musağğarası olan insana ucu dayanıyor. Ferşi Arşa bağlar, insanî arşa çıkmaya bir yol olur.”[5]

Pakistanlı İslam âlimlerinden Ebul A’la el-Mevdudi de Besmelenin her hayırlı işin başı olduğu ile ilgili olarak şunları söyler: “İslam kültürü bir kimsenin her işe Allah’ın adı ile başlamasını gerektirir. Eğer bu bilinçli bir şekilde ve samimiyetle yapılırsa şu üç güzel sonucu doğuracaktır: Birincisi, bu, kişiyi kötülüklerden uzak tutacaktır. Çünkü Allah ismi onun, kötü bir niyeti veya yanlış bir davranışı O’nun adını anarak yapmaya hakkı olup olmadığı konusunda düşünmesini sağlayacaktır. İkincisi, kişi meşru bir işe başlarken Allah’ın adını anarsa, onun her hareketi tabiatıyla Allah’ın rızasına uygun yapılmış olur. Üçüncüsü kişi Allah’ın yardım ve nimetiyle karşılaşacak ve şeytanın aldatmalarından korunacaktır. Çünkü kim Allah’a yönelirse Allah da ona yönelir.”[6]

Konu ile ilgili olarak Şehit Seyyid Kutub’ta şöyle der: “Okumaya veya herhangi bir işe yüce Allah’ın adıyla başlamak ise, Allah tarafından Hz.Peygamber’e (a.s.m.) vahyedilmiş bir edep ve saygı kuralıdır. Bu kural ilk inen ayet olduğu ittifakla kabul edilen ‘Rabbinin adıyla oku’ ayetinde ifade edilmektedir.”[7]

İlmi bir heyet tarafından yazılan Tefsirde de besmele ile başlamak konusunda şu bilgiler verilmektedir: “Kul herhangi bir davranışta bulunurken, önemli bir işe teşebbüs ederken önce euzu besmele çekerek muhtemel olumsuz etkileri defetmekte sonradan besmeleyi okuyarak ‘kendinin tek başına yeterli olmadığını, başarı ve gücün ancak Allah’tan gelebileceğini, Allah’ın yeryüzünde halife kıldığı bir varlık olarak O’nun mülkünde, O’nun adına tasarrufta bulunduğunu, asıl malik ve hâkim olan Allah’ın koyduğu sınırları aşarsa emanete hıyanet etmiş olacağını ‘peşinen kabul etmekte ve bundan güç almaktadır. Burada tevhit cümlesinin manası da üstü kapalı olarak mevcuttur. Zira nasıl ki tevhit cümlesinde “la ilahe” denilerek bütün sahte tanrılar zihinlerden siliniyor, sonra da “illallah” ifadesiyle hakiki, tek, eşi ve benzeri bulunmayan Allah kalbe ve zihne yerleştiriliyorsa, Euzu besmele çekildiğinde de önce kulluk ilişkisine engel olan kirli çevre temizleniyor, sonrada bu ilişkinin en uygun anahtarı kullanılmış, doğru kapılar açılmış, sağlıklı bağ kurulmuş oluyor.”[8]

Bismillah’ ın önemi ile ilgili olarak aktarılan bazı Hadis-i Şerifler de şu şekildedir: “Besmele her kitabın anahtarıdır.”[9] “Besmele ile yazı yazanın haceti (ihtiyacı) kolaylaşır, Allah Teâlâ da razı olur.”[10] “Besmele ile başlayanın günahları affolur.”[11] Cabir (r.a.) gelen rivayete göre Nebî (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:  (Güneş batıp) gece karanlığı, yahut gecenin bir kısmı hâsıl olduğu zaman, çocuklarınızı (dışarı çıkmaktan) men ediniz!. Çünkü şeytanlar o sırada dağılır, (faaliyete geçer)ler. Yatsıdan bir saat geçince de (dışarıdaki) çocuklarınızı (meskeninize) koyunuz!. Ey mü'min, o zaman Allah'ın ismini anarak (Bismi'llâhi'r-Rahmâni'r-Rahîm diyerek) kapını kapa!. Besmele ile kandilini söndür!, Su kırbanın ağzını Besmele ile bağla!. Yine Besmele ile kap, kaçağını kapat! Velev ki o kap üzerine enine (tahta parçası gibi) bir şey koysun! (Tecrid-i Sarih Tercümesi: 1355 nolu Hadis)[12]

Resulüllah (s.a.) şöyle buyurmuştur : “Bana öyle bir ayet indirildi ki Davud oğlu Sü­leyman'la benden başka kimseye indirilmemiştir. Bu ‘Bismillâhirrahmânirrahîm'dir.’ Keza İbn Merdûyeh kendi isnadıyla Abdülkerim'-den... O da Cabir İbn Abdullah'tan rivayet eder, der ki: ‘Besmele na­zil olunca, bulut doğuya gitti, rüzgâr durdu, deniz dalgalandı, hay­vanlar kulak verdiler, şeytanlar gökten kovuldular. Allah Teâlâ İzzet ve Celâline yemin etti ki; kendisinin adı neyin üzerine anılırsa mu­hakkak onu kutlu kılar.”[13] Taberani şu hadisi rivayet etmiştir: “Yemek yerken, istirahat ederken, ve gece yatarken şeytanla karşılaşmamayı arzulayan kimse evine girerken ve yemek yerken besmele çeksin.”[14]

Besmele ile ilgili olarak büyük sahabi Abdullah bin Mesud (r.a.) şöyle der: “Bir kimse on dokuz cehennem zebanisinin şerrinden korunmak istiyorsa; Bismillahirrahmanirrahim desin. Besmelenin harfleri on dokuz tanedir. Her harfinden, cehennem zebanilerine karşı, Allah Teâlâ bir kalkan yaratır.”[15]

Ehli İman’ın yapacağı tüm meşru ve helal işlerde Besmele çekmesi sünnettir.

Bismillahirrahmanirrahim ayetinin önemini belirten bazı âlimlerin görüşleri de şöyledir. İmam Şafii gibi çok büyük müçtehitler demişler: “Besmele tek bir ayet olduğu halde Kur’an da 114 defa nazil olmuştur.”[16] İbni Abbas (r.a.): “Kim besmeleyi terk ederse Allah’ın kitabından 114 ayeti terk etmiş olur.”[17]

Besmelenin önemini belirtikten sonra birazda besmelenin anlamı üzerinde duralım. Bismillahirrahmanirrahim’in kısaca anlamı “Rahman ve Rahim olan adıyla” demektir. Bu ayette Cenab-ı Hakkın üç mübarek ismi zikredilir. Bunların ilki Allah lafza-i celalidir.

Cenabı Hakkın Kur’an da en çok geçen ve en yaygın olan ismi “Allah” tır. Bediüzzaman Kur’an da Allah lafza-i Celalinin 2806 defa geçtiğini kaydeder[18]. Allah kelimesi, bütün kemal sıfatlarını üzerinde toplayan odak kavramdır. Allah’ın, diğer bütün isim ve sıfatlarını da içine alan en cami’ isimdir. 99 ismin en büyüğüdür. Sıfatların hiçbiri ondan hali kalamaz. Doğrudan doğruya bütün kâinatı yaratıp idare eden, mülkiyetini elinde bulunduran Yüce Varlığın zatına delalet eder.[19]

Bediüzzaman: “Allah Lâfza-i Celâli bütün sıfât-ı kemaliyeyi tazammun eden bir sadeftir. Çünkü,  Lâfza-i Celâl, Zat-ı Akdes’e delâlet eder; Zat-ı Akdes de, bütün sıfât-ı kemaliyeyi istilzam eder. Öyle ise, o lâfza-i mukaddese, delâlet-i iltizamiye ile bütün sıfât-ı kemaliyeye delâlet eder. İhtar: Başka ism-i haslarda bu delâlet yoktur. Çünkü, başka zatlarda sıfât-ı kemaliyeyi istilzam etmek yoktur.”[20]

İkincisi Rahman ismi mübareğidir. Bediüzzaman’ın tespitlerine göre Rahman ismi de Kur’an da 159 defa geçmektedir.[21] Rahman bütün yaratıklara rızıkları, yaşama şartları ve her türlü faydaları hususunda rahmeti bol ve geniş olan, kısaca rahmet sahibi demektir. Rahman isminin gereği olarak, bu dünyada Allah’ın rahmeti mümin olsun kâfir olsun, iyi olsun, kötü olsun herkese şamildir[22]. Rahman ismi aynı zamanda “nizam ve adalete delalet eder.”[23] Yine Rezzak manasında olduğu belirtilmiştir.[24]

Besmele de geçen mübarek isimlerden biride Rahim' dir. Bu isim Kur’an-ı Kerim de 220 defa geçer.[25] Allah (c.c.) Rahim’dir. Yani Cenabı Hak sonsuz rahmet ve merhamet sahibidir. Hiçbir mahlûkunu ve hiçbir kulunu rahmetinin haricinde bırakmaz. Rahmeti gazabını geçmiş, bütün kâinatı kuşatmıştır. Cenabı Hak bütün kullarına acır, bütün mahlûkatına merhamet eder[26]. Bazı âlimlerde Rahim ismini şöyle açıklamışlardır: “Rahim merhamet eyleyen, muhafaza eden demektir. Allah Rahim’dir. Yani rahmet etmesi çoktur. Bütün ince ve latif nimetlerin sahibidir. Ahirette sadece müminlere merhamet edendir. Özellikle onların günahlarına af ile muamelede bulunacak olandır.[27] Rahim ismi haşre delalet eder.[28] Ğaffar manasına da gelmektedir.[29] Ğaffar’ın anlamını kaynaklar şöyle açıklamışlardır: “Cenab-ı Hak hataları örten, günahları bağışlayan, kulunun tövbesine mağfiretle mukabele etmeyi seven ve kulunun gizli hallerini açığa vurmayan, ayıplarını gizleyen, hatalarını affedendir.”[30]

Bir sonraki yazıda buluşmak dileğiyle Allah’a emanet olun.



[1]. Alak Suresi:1

[2] . Kütübi-i Sitte c. 8, Prof. Dr. İbrahim Canan,  Akçağ-Zaman, sh. 362

[3] . Besairül Kur’an, Ali Küçük, Fatiha Suresi (Darulkitap.com)

[4] . Sözler, Bediüzzaman Said Nursi, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul 2007, sh. 15

[5] . Sözler, sh. 19-20

[6] .Tefhim’ül Kur’an c. 1, Mevdudi, Tercüme: Muhammed Han Kayani vd., İnsan Yayınları,  İstanbul t.y., sh. 40

[7] . Fi Zılalil Kur’an c. 1, Seyyid Kutub, Çeviren: Salih Uçan-Vahdettin İnce,  Dünya Yayıncılık, İstanbul t.y., sh. 19

[8] . Kur’an Yolu Türkçe Meal ve Tefsir c. 1, Prof. Dr. Hayreddin Karaman vd. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları,  Ankara 2006, sh. 58

[9] . Ahmed Davudoğlu, Kur’an-ı Kerim Meali Ve Tefsiri Tibyân Tefsiri, Akpınar Yayınları: 1/12-16 (Darulkitap.com)

[10] . Deylemi

[11] . İmam Rafii

[12] . Âlim 2.0, Goldsoft Yazılım

[13] . Hadislerle Kur’an-ı Kerim Tefsiri c. 2, İbni Kesir, Tercüme: Prof. Dr. Bekir Karlığa-Prof. Dr. Bedreddin Çetiner,  Çağrı Yayınları, İstanbul 1993, sh. 50

[14] . El-Uhud’ül Kübra, İmam Şa’rani, Çeviren: Selahaddin Alpay, Bedir Yayınevi, İstanbul 1981, sh. 438

[15] . Gunyetüt-Talibin, Abdulkadir Geylani, Sağlam Kitabevi, 1980, sh. 340

[16] . Sözler, sh. 17

[17] . Hadislerle Kur’an-ı Kerim Tefsiri c. 2, İbni Kesir, Çağrı Yayınları, 1993, sh. 45

[18] . Mektubat, Bediüzzaman Said Nursi, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul 2007, sh. 690

[19] . Kur’an ve Kâinat Penceresinden Esma-i Hüsna,  Doç. Dr. Abdulaziz Hatip, Gençlik Yayınları, İstanbul 2002, sh. 53

[20] . İşarat-ül İ’caz, Bediüzzaman Said Nursi, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul 2007, sh. 32

[21] . Mektubat,  sh. 690

[22] . Esma-i Hüsna,  A. Hatip, sh. 56

[23] . İşarat-ül İ’caz, Bediüzzaman Said Nursi, Yeni Asya Neşriyat, İstanbul 2007, sh. 30

[24] . A. g. e. Sh. Sh. 33

[25] . Mektubat, sh. 690

[26]. Risale-i Nur’da Esma-i Hüsna, Süleyman Kösmene, Yeni Asya Neşriyat,  İstanbul 2003, sh. 377

[27] . Esma-i Hüsna,  A. Hatip, sh. 57

[28] . İşarat-ül İ’caz, sh. 30

[29] . A. g. e, sh. 33

[30] . Risale-i Nur’da Esma-i Hüsna, sh. 141

 

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.