Bir pazar günlüğü

İsmail AKSOY

"Bir işi bitirince bir başkasına giriş. Ve yalnız Rabbine yönel" (1) 

İnsanlığın medâr-ı iftihârı Hz. Muhammed Aleyhissalâtü Vesselâm, İbn-i Abbas (r.a)'dan rivayet edilen bir Hadîs-i şerîflerinde buyururlar ki: "İki nimet vardır ki, insanlardan çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit." (2)

Üstad Bediüzzaman ise; "işsiz, tembel, istirahatle yaşayan ve rahat döşeğinde uzananlar, ekseriyetle, sa'y eden, çalışanlardan daha ziyade zahmet ve sıkıntı çeker. Çünkü, daima işsizler ömründen şikâyet eder, eğlence ile çabuk geçmesini ister. Sa'y eden ve çalışan ise şâkirdir, hamd eder, ömrünün geçmesini istemez…Atâlet içinde istirahat eden, ömründen şikâyetçidir. Çalışan ve iş gören ise haline şükreder…"Rahat zahmette, zahmet rahattadır" cümlesi darbımesel olmuştur." (3)  nurlu ifadeleri, konumuza ne kadar güzel ışık tutmaktadır.

Parolamız; hizmet, hizmet, yine hizmet… Çünkü, "Vazifede lezzet vardır." Yorulup tekrar yoruluncaya kadar ve yorulduktan sonra tekrar başka bir işle, koşturma ve gayretle  yeniden yorulmak. Nefsin tembelliğine ve tenperverliğine fırsat vermemek, ona göz açtırmamak!...

Sürekli faâliyet, tefekkür, tezekkür, tâlim ve ta'allümle meşgul olmak…

Mü'minin her adımı, her nefes alış-verişi nefislerin Rabbi için olunca, dağlar aşılır, okyanuslar geçilir, "gaye-i hayal ve hedef-i ruh ve netice-i fıtratın tahakkuku." (4)  gerçekleşir.

Geçenlerde bir kardeşimizin Pazar günlüğüne muttali oldum. Hani şu Pazar; dinlenme ve istirahat zamanı diye nefis literatürüne geçen gün.

Bir tek güne nelerin sığıştırılabildiğini gıpta ile izledim.

Bakınız, neler yapılabiliyormuş bir günde, neler…

Sabah namazı sonrası; bir semtin nurhânelerinde ebedî gençliği kazanma cehdini gösteren talebelerle birlikte müzakereli Risale dersleri. Hem o gençlerle kaynaşmak, halleriyle ve hisleriyle hemhal olmak, gençlik enerjilerinden ve ihlâslarından istifâde edebilmek ve de haftada bir de olsa onlarla birlikte gevrek simitli ve iştahlı bir kahvaltı yapabilmek.

Mahalden toplanan nur kardeşlerle âzâmî olmasa da, irtibatın, sohbetin tadını çıkarmak…

Arkasından, dost bir sivil toplum bünyesinde Osmanlıca Risale dersleri okumak, şerh ve izah etmek. Bu tarz Osmanlıca Risale okumaları bir yılı aşkın süredir aşk ve şevkle devam ediyormuş.

İkindi namazı sonrası bu kardeşimiz; üniversite öğrencilerine yönelik Arapça dil kursu vermekte, akşam namazı ve yemek sonrasında ise, Somalili, Yemenli ve Filistinli Arap öğrencilerle birlikte "el-Kelimât=Sözler" Kitabından, Birinci Sözden başlamak üzere Arapça Risale-i Nur okumalarına öncülük yapmakta, ülkemize okumak için gelen bu gençlerle Bediüzzaman ve gönüllere sunduğu Kur'ân nurları, açılımları ve bakış tarzı/hizmet metodu üzerine sohbetler gerçekleştirmekte.

Maşâallah, bârekallah, dediğinizi duyar gibiyim.

Ama durun, daha bitmedi… Ve yatsı namazı sonrası kendi mahallinin ev dersine koşmakta, imânî ve Kur'ânî sohbete iştirak etmekteymiş…

"Eyvah! Aldandık. Şu hayat-ı dünyeviyeyi sabit zannettik. O zan sebebiyle bütün bütün zâyi ettik. Evet, şu güzerân-ı hayat (Hayatın geçiciliği, geçici olması), bir uykudur; bir rüyâ gibi geçti. Şu temelsiz ömür dahi, bir rüzgâr gibi uçar gider. " (5)

Erhamü'r-Rahiminden niyazımız odur ki, bir an bizleri bu kudsî hizmetten mahrum ve yoksun bırakmasın. Tam bir ihlâsa muvaffak eylesin. Âmîn.

1.    K.Kerim,el-İnşirâh,94/7,8.
2.    Buhârî-Riyazü's-Salihin, Hadis No:98.
3.    Nursî,Bediüzzaman Said,Lem'alar,17.Lem'a,128.
4.    A.g.e,,Yirmialtıncı Lem'a,Üçüncü mertebe-i Nuriye-i Hasbiye,254.
5.    A.g.y,Sözler,17.Söz,193.
 
ismailaksoy@risalehaber.com

 

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.