Bir özgürlük hikâyesi

Ali IRMAK

-Ne düşünüyorsun? Diye sordu mavi kanatlı kuş.

Yeşil kanatlı kuş biraz daha baktı camdan dışarı. Bir kafes içerisinde bu eve getirilmelerinin üzerinden hayli bir zaman geçmişti. Hiç de mutlu değildi dört duvar arasında olmaktan. Daha doğrusu altın rengine boyanmış süslü kafesinden.

Başını çevirdi arkadaşına.
-Dışarıda uçmak nasıl olurdu özgürce? diye sordu.

Mavi kanatlı kuş arkadaşına baktı. Söyledikleri çok tuhafına gitmişti.
-Dışarıda uçmak mı? Sen delirdin mi? Biz dışarıda yaşayamayız ki!

Yeşil kanatlı kuş gülümsedi. Ama mahzundu. Tekrar dışarıyı izlemeye koyuldu. Mas mavi gökyüzüne baktı. Yeşil ağaçlara tek tek göz gezdirdi. Ağaç dallarında şakıyan kendi hemcinslerine tek tek göz gezdirdi. Onlara imrendi. İçinden “Ben de sizler gibi özgür olsaydım, ne kadar da güzel olurdu” diye geçirdi.

Mavi kuş odanın içerisinde bir tur attıktan sonra kafesinin içine girdi. Suluğundan bir iki yudum su içti. Kafesinden çıkıp tekrar arkadaşının yanına kondu. Arkadaşı hala dışarıyı izliyordu. Uzun süre sessizce izlediler dışarıyı. Yeşil kanatlı kuş arkadaşına döndü.

-Sahibimiz pencereyi açtığında bir fırsatını bulup kaçacağım. Özgürce kanat çırpacağım mavi gökyüzünde. Ağaçların dalları arasından bana seslenen arkadaşlarımla sohbet edeceğim.

Mavi kanatlı kuş endişelendi. Arkadaşının söyledikleri pek hoşuna gitmemişti. Sahibi kendilerine odada dolaşmaları için izin vermişti. Odanın içinde özgürlerdi. Yemekleri de, suları da zamanında veriliyordu. Daha ne isteyebilirdi ki?

İki kuş kafeslerine girdiler. Çok geçmeden geldi sahipleri. Odayı havalandırmak için açtı pencereyi. Yeşil kanatlı dikkatlice sahibini izledi. Sahibinin bir anlık dalgınlığından faydalandı. Sessizce çıktı kafesinden. Arkadaşının “Dur” demesine fırsat vermeden açık pencereden özgürlüğe kanat çırptı. Sahibi farkına varmadı olanların. Biraz sonra kapattı açtığı pencereyi. Mavi kanatlı yaklaştı cama. Arkadaşını aradı gözleri.

Yeşil kanat çok mutluydu. Özgürce kanat çırpıyordu. Özgürlüğün tadını çıkarıyordu. Onun için özgürlükten daha güzel ne olabilirdi? Ağaçların arasında özgürce öten arkadaşlarının yanına gitti. Onlarla sohbet etmek istedi. Dalların arasındaki kuşlar havalandılar birer birer. Neden gittikleri anlamadı yeşil kanatlı kuş. Tekrar havalandı mavi gökyüzüne doğru. Çok mutluydu. Özgürlük ne kadar da güzel bir duyguydu. Çılgınca kanat çırptı. Kim bilebilirdi ki bu kanat çırpışların son çırpınışlar olacağını. Bulutların arasından bir atmaca, özgürce uçan yeşil kanatlı kuşun üzerine doğru süzüldü. Yeşil kanatlı ne olduğunu anlamadı ilk önce. Atmacanın pençelerinin arasında buldu kendini. Kapana kısılmıştı, kurtuluşu yoktu artık. Mavi gökyüzünde özgürce dolaştığı anlar geldi aklına. Kısa bir süreliğine olsa da çok mutlu olmuştu. Atmacanın pençesinde olduğuna aldırmadan yüzünde bir gülümseme belirdi. Bu özgürlüğü doya doya yaşadığı anlara ait bir gülümsemeydi.

Olanları camdan izleyen mavi kanatlı kuş arkadaşının durumuna üzüldü.
-Bir anlık özgürlük için hayatını vermeye değer miydi? Sahibimiz bize bir oda dolusu özgürlük vermişti oysa.

Mavi kanatlı kuş, yeşil kanatlı kuşun başına geleceklerini tahmin edebiliyordu. Ama yeşil kanatlının yüzünde beliren gülümsemeye bir anlam veremedi.

Değerli okuyucularımız sizce bir anlık özgürlük için değer miydi?

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.