Bir Fatiha okuma hakkım yok mu?

Nurettin HUYUT

Seyyit Rıza’nın torunu mikrofonlara böyle konuşuyor.

“Dedemizin mezarına gidip orada ona bir Fatiha okuma hakkımız yok mu?”

 

Eğri oturup doğru konuşmak gerekirse el-hak hakkınız var. Hem de sonuna kadar var. Neden olmasın elbette bu hak verilmeli, Seyyit Rıza’nın mezarı neredeyse bulunup çıkarılmalı ve sahiplerine teslim edilmeli. Ve yakınları da gidip kabri başında ona Fatiha okumalı

 

Başbakan güzel bir süreç başlattı aslında, Cumhuriyet tarihinin gizli kalmış yönlerinin tartışılması ve gerçeklerin ortaya çıkması adına gayet ehemmiyetli görüyorum.

 

Bu tartışma nereye varır bilinmez? Aslına bakarsanız nereye varırsa varsın sonuçta mazlumlar ve ezilmiş insanlar bu tartışmadan karlı çıkacaktır.

 

Her ne kadar Kılıçdaroğlu “Başbakanın asıl maksadı başkadır” diyerek farklı yerlere çekmeye çalışıyor olsa da, bazı etkili ve yetkili derin mahfilleri tahrik edici konuşsa da anlaşılan o ki, artık “eski hal muhal ya yeni hal ya izmihlal” kaidesince tutmuyor tutmayacak, bu millet gerçekleri artık biliyor. Kılıçdaroğluna da artık uyan diyoruz.

 

Bediüzzaman Hazretlerinin Çünkü bütün mekteplerde ve dairelerde ve halkta, o ölmüş dehşetli adamın muhabbeti telkin ediliyor. Bu hal ise, âlem-i İslâma ve istikbale pek elîm ve acı bir tesiri olacaktı. Şimdi ihtiyarımızın haricinde, onun mahiyeti ne olduğunu, en başta ve en ziyade alâkadar ve en son ondan vazgeçecek adamların ellerine katî hüccetler gösteren ve ispat eden Risale-i Nur geçmesi, kemâl-i merak ve dikkatle okunması öyle bir hadisedir ki, bizler gibi binler adam hapse girse, hattâ idam olsalar, din-i İslâm cihetiyle yine ucuzdur” (Şualar sh. 299) diyerek gerçeklerin ortaya çıkmasının ne denli önemli olduğunu vurgulaması açısından gayet önemlidir.

 

Aslına bakarsanız CHP bunu fırsat bilmeli ve artık üzerindeki o kamburu atmalı ki, başarı elde edebilsin.

 

Bu millet geçmişte yapılan bu tür cinayetleri CHP’ye verdiği için “hiçbir zaman onu iktidara getirmeyecektir” ta ki, yaptığı cinayetleri kabul edip diyetini ödeyinceye kadar.

 

Geçmişte birçok hatalar ve cinayetler işlenmiştir. Bu cinayetleri zülf-ü yare dokunmasın düşüncesiyle savunmaya devam etmek cinayeti işlemiş gibi bir sonuç doğurduğundan bu millet affetmiyor.

 

Yapılması gereken şey çok basit ve basit olduğu kadar da gereklidir. O da şudur; demeliler ki, “evet bizim büyüklerimiz bu hataları işlemiş ve bu işlenen cinayetleri biz de kabul ediyoruz o nedenle de özür dileriz. Bu konuda üzerimize düşen her şeyi de yapmaya hazırız.”

 

Bu insanlar zulme uğramış ve anlatılanlara bakılırsa zulümleri de hala devam ediyor. Birçok konuda henüz gerekenler yapılmış değil. Bir an evvel yapılmalı. Bu konuda herkes üzerine düşeni de yapmalıdır ki, toplumsal barış sağlansın.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.