Bediüzzaman'ın kurguladığı ekonomi

Zaman yazarı Uslu, Said Nursi'nin ekonomi görüşlerini sosyalizm ve kapitalizm ile karşılaştırdı, mucizevi bir öngörüde bulunduğunu yazdı

Sami Uslu'nun yazısı:

Bediüzzaman ve iktisat

Kapitalizm ölüm döşeğinde, sosyalizm ise çoktan çökmüş durumda. Bediüzzaman'ın 70-80 yıl öncesinden ana hatlarını çizdiği ekonomik düzeni, bugünkü ortamda incelememiz gerekiyor.

Üstat, iktisadın temellerini "Yiyiniz, içiniz, israf etmeyiniz." ayeti vasıtasıyla kainatın şaşmaz kurallarına bağlıyor. Kainatta ne israf vardır, ne de cimrilik... Hiçbir nesne var iken yok olmaz, sadece şekil değiştirir. Her şey ne eksik ne fazla, sadece olması gerektiği ölçüde vardır. Kainat düzeninde hiçbir maddenin fazlalığı veya noksanlığı söz konusu olmadığına göre, bu düzene uygun bir iktisat uygulaması da, kaynakların en etkin şekilde kullanılmasını sağlar ve 'kıt kaynaklar ve kaynakların israfı' diye bir sorunun ortaya çıkmasını en başından engeller. Zaten, iktisat biliminin görevi israf ve savurganlığa yol açmadan her türlü insan ihtiyacının karşılanmasını temin etmektir. Batı patentli iktisadın üzerine inşa edildiği; 'kıt kaynaklarla, sınırsız ihtiyaçları karşılamak' gibi her yönüyle saçma sapan, bir zihniyetin dünyamızı hangi noktalara getirdiği malum.

Üstadın iktisat görüşüne göre, ekonomik sektörler, dinamik, gerçek anlamda beşerî faaliyetler olan 'ticaret, sanayi ve tarımdır'. Sanayi, hammaddenin mamul madde haline getirilmesidir ve hammadde kaynaklarının önemli bir bölümü madenler olduğuna göre, sanayinin madenciliği de kapsadığı sonucuna varabiliriz. Son senelere kadar adeta banal bir iş olarak görülen tarımın ise insanlık için en anlamlı, en hayatî sektör olduğu artık Batı dünyasında genel kabul görüyor. Geleneksel iktisat geçimlik ziraatı aşağılayarak ve tarımı tamamen ticaretleştirerek kıtlığa yol açtı. Şuursuz bir verimlilik tutkusuyla, aşırı ilaçlama, hormonlamayla meyveyi, sebzeyi hastalık saçar hale getirdi. İşlenmiş tarım ürünleri yaftası altında, tarım maddelerinde doğallığı ortadan kaldırarak herkesi kanserojen maddeler yemeye mecbur etti. Ticaretin faziletleri saymakla bitmez; dünyanın en ücra köşesindeki nimetler, ticaret sayesinde ayağımıza kadar ulaşır. Ticaret ile sanayi ve tarım birbirini karşılıklı bir etkileşim içinde destekler ve geliştirir.

Bankacılık ve bankacılık benzeri uğraşlardan ise uzak durulmalıdır; çünkü bankacılık, hakiki değer oluşturmaz, para ticaretidir. Banka, kaynağını toplumdan sağlamasına rağmen, bu kaynağın dağılımında toplum yararını hiç gözetmez. Bu sebeple gelir dağılımındaki adaletsizliği körükler. Kapitalist düzende, banka sistem gereği kaynağı elinde tuttuğu için sanayi, tarım ve sair tüm iş kollarına egemen olmuştur. Bankacılıktan doğan küresel krizin bugünkü aşamasında, bazı devletlerin batacağı, dünyada yeni ve büyük bir savaşın patlak vereceği söyleniyor. ABD ve Avrupa anlaşmazlığa düşüyor, Avrupa Birliği içinde ihtilaflar baş gösteriyor. Üstad'ın, "Kavga kapısını kapatmak için, banka kapısını kapat." sözü, mucizevi bir öngörü halinde karşımızda duruyor. Her türlüsü haram olan, insanları ve halkları birbirine düşman eden faizin yerini, fakirle zengin arasında köprü kurarak sınıf çatışmasını önleyen zekat ve sadaka almalıdır. İktisadın hem öznesi hem de hedefi konumundaki insan, asla israf etmemeli, kanaatkâr olmalıdır; o helal kazanç için çalışır, fakat hırsa kapılmaz. Böylece aşırı hırsın doğuracağı kötü sonuçlardan korunmuş olur.

Bediüzzaman'ın kurguladığı ekonomi, ne kapitalizm ne de sosyalizm olup, kendine özgü unsurlar taşır. Ama, bu iki rejimin kötülüklerini, yanlışlıklarını dışlar, olumlu ve doğru taraflarını içine alır. Üstat, kapitalizmdeki kazanç motifini kabul eder, ancak manevi değerlerin imhasına yol açan, aşırı tüketime dayalı tarafını reddeder. Sosyalizmin her şeyi devlete mal ederek insanı ve toplumu durgunlaştıran yanına karşı olmakla beraber, hiç olmazsa manevi değerlere dokunmayan uygulamasından hoşnuttur. Onun iktisadi düzeni hem canlıdır, dinamiktir hem de İslamî değerlere saygılıdır, o değerlerle beraber yürür.

Zaman

Bediüzzaman Haberleri