Ömer Faruk Paksu'nun "Bediüzzaman'la Yaşayan Öyküler kitabından"
Elektrik mi, gaz lambası mı?
Sohbetin konusu “yeni icatlar”dı.
Şeyhülislam, Avrupa’dan gelen yeni buluşlara pek taraftar görünmüyordu.
– Bunlar bidattir, diyor, dinde yerinin olmadığını söylüyordu.
İkinci Meşrutiyet’in ilan edildiği yıllardı. Dönemin büyük âlimlerinin de bulunduğu bir ortamdı.
Bediüzzaman, Şeyhülislam’ın bu fikrine karşı çıktı.
– Yeni buluşlar insanlığın yararınaysa neden kabul edilmesin, dinimiz ilmî gelişmeleri teşvik eder, dedi.
Diğer ilim adamları da fikirlerini beyan ettikten sonra, Bediüzzaman’la Şeyhülislam’ı dinlemekle yetindiler.
Bediüzzaman devam etti:
– Peki efendim, elektrik bidat da, gaz lambası asıl ve esas mıdır?
Şeyhülislam buna cevap vermekte zorlandı.
– Siz sadet (konu) dışına çıktınız, dedi.
Vakit geceydi, zaman da hayli ilerlemişti.
Bediüzzaman ayağa kalktı, elektriğin düğmesini çevirdi.
Etraf karanlığa bürünmüştü.
Latifeli bir şekilde:
– Şimdi sadede geldik, konuya devam edebiliriz, dedi.
Diğer âlimler gülüştüler.
Lambanın sönmesiyle tartışma da bitivermişti.