Bediüzzaman ve 15 Temmuz 2016 Darbesi

Vehbi KARA

Bediüzzaman Rumuzat-ı Semaniye isimli eserinde ahir zaman fitnelerinden bahsetmiştir. Kur’an ayetlerinin tefsiri ile meşgul olurken günümüze ait bazı olayları da dile getirmiş üzerinde ciddi çalışmalar gerektiren eserler yazmıştır.

Derin Tarih Dergisi Bediüzzaman’ın “Sırrı İnnaatayna” isimli eserini dergi eki olarak neşretmiştir. Bu eserde İslam Deccalı yani Süfyan komitesinden bahsedilmekte olup liderleri olan üç şahsı ismen belirtmiştir. İlgilenmek isteyenleri bu eserle baş başa bırakıp mevzumuz olan askeri darbelerle ilgili olan bölümünü değerli okuyucularımla beraber istişare etmek istiyorum. Zira bu Sırrı İnnaatayna’nın bu bölümünde yakın zamanda yaşadığımız 15 Temmuz 2016 darbesi ile ilgili bazı bilgilere yer verilmektedir.

“İnne şanieke hüvel ebter- Asıl soyu kesik olan, sana kin besleyendir” ayeti cifir ilmi ile İstanbul’un fethini gösterdiği gibi “fe salli li Rabbike- Sen de Rabbin için namaz kıl” ayeti dahi İstanbul’un 484 sene hilafet makamının başkenti olacağına işaret etmektedir. Aynen bunun gibi “venhar- kurban kes” kelimesi ile İstanbul şehri İslam ordularının 1222 (miladi 1808) tarihine kadar Kuran hizmetine merkez olacağını göstermektedir. Ancak bu tarihten itibaren Yeniçerilerin içine sızmış olan bir fesat komitesinin devlete isyana başlamasına da işaret etmektedir.

Bu durum Halifeye isyanının başlangıç tarihine de işaret etmektedir. Bu isyan 1241 (miladi 1826) tarihinde yeniçeri ocağının kaldırılmasına kadar devam etmiştir. Tarihe “Vakayı Hayriye” olarak geçen bu olay ile isyan eden askerlerin mahvı ile sonuçlanmıştır. Kısa olmakla beraber çok sırları barındıran bu Kevser suresi, Osmanlı Devletini dahi göstermekle birlikte isyancı yeniçerilerin halefleri olan isyancı askerlere de işaret etmektedir.

1341 (miladi 1922) tarihi Hilafetin zorla değiştirildiği 1924 ise kaldırıldığı yıldır. Bu tarihin 100 yıl öncesinde ve sonrasında yeniçeri isyancıları ile onların halefleri olan günümüz isyancılarına işaret edilmektedir. Yeniçeri isyanları 18 sene devam etmiş ve nihayetinde 1826 senesinde sona ermiştir. Bu son isyan ise 1418 de başlayıp 1437 tarihine kadar devam edeceği anlaşılmaktadır. (miladi 1997-2016 arası).

Günümüze bir göz gezdirdiğimizde gerçekten de isyancı askerlerin öncelikle ordumuzu dindar askerlerden arındırmaya başladıkları 28 Şubat 1997 tarihinden itibaren 15 Temmuz 2016 tarihine kadar vatana ihanet ettikleri ortaya çıkmaktadır. Zira namaz kıldı diye ordudan atılan askerler en nihayetinde tamamen silahlı kuvvetlerden arındırılmış ve sonunda faşist bir darbe yapılmaya çalışılmıştır. Nasıl ki Yeniçeri ocağı bu darbeden sonra ortadan kaldırılmıştır aynı şekilde isyancı askerlerin de ortadan kaldırılacağı en azından hapse tıkılıp bu dindar halkımıza ettikleri zulüm sona ereceği Kevser Suresinden anlaşılmaktadır.

Bu konu çok ince ve cifir ilminde uzman olan insanların kavrayabileceği bir meseledir. Bununla birlikte “Sırrı innaatayna” isimli eserinde askerlerin isyanlarından ve halifeliğin kaldırıldığı dehşetli tarihin bir 100 yıl öncesi ve 100 yıl sonrası Bediüzzaman’ın dikkatini çekmiştir. Bunu cifir ilmi ve ebced hesabını yeteri kadar bilmeyen insanların dahi anlayabileceği kadar basit bir şekilde izah eden Bediüzzaman bu muhteşem eserinde daha bir çok sırlı ve önemli olaylara da işaret etmektedir.

15 Temmuz 2016 darbesi ile Süfyaniyetin 4. Rüknü olduğunu bihakkın ispat eden Fetullah Gülen, Bediüzzaman’ın dikkat çektiği dehşetli bir şahıs olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu şahsın mahiyetini yıllarca önce şu makalede anlatmaya çalışmıştım. “Gülen’i anlamak için 19 delil” başlıklı makalemin linki: http://risaleantep.com/haber/2235/gulen%E2%80%99i-anlamak-icin-19-delil-ve-bediuzzaman'dan-ayiran-19-fark%E2%80%8F olup dileyenler bu makaleden istifade edebilir.

Bu yazı ile birlikte linkte belirttiğim yazıyı tam manası ile okuyup anlamak isteyenler öncelikle “Sırrı innaatayna” eserini mütalaa etmek zorundadır. Buradaki meseleler biraz ince ve belirli bir seviyeye kadar uzmanlık gerektirdiğinden yazıların herkes tarafından anlaşılması biraz güç olacaktır. Benim acizane yapmaya çalıştığım bu eserlerde bir çok hazine saklı olduğunu göstermek, Risale-i Nur ile ilgili okumaları teşvik etmektir. Eksik ve kusurlar şahsıma aittir. Eğer yazımı beğenmez iseniz bütün kusur ve hataları şahsıma yükleyebilirsiniz. İnşallah bu konuları değerli araştırmacı ve yazar kardeşlerimizden daha güzel ve net bir şekilde okuyup istifade ederiz. Şimdilik bu noktaya dikkat çekip araştırmacıların iştahını çektim ise ne mutlu bana, vesselam…

 

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.