Risale Haber-Haber Merkezi
(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin Divan-ı Harb-i Örfî adlı eserinden bölümler)
İKİNCİ CİNAYET: Ayasofya’da, Bayezid’de, Fatih’te, Süleymaniye’de umum ulema ve talebeye hitaben müteaddit nutuklarla şeriatın ve müsemmâ-yı meşrutiyetin münasebet-i hakikiyesini izah ve teşrih ettim. Ve mütehakkimane istibdadın şeriatla bir münasebeti olmadığını beyan ettim. Şöyle ki:
1 سَيِّدُ الْقَوْمِ خَادِمُهُمْ hadisinin sırrıyla, şeriat âleme gelmiş, ta istibdadı ve zâlimâne tahakkümü mahvetsin.
Herhangi bir nutuk irad ettimse, her bir kelimesine kimsenin bir itirazı varsa, burhan-ı kat’î ile ispata hazırım. Ve dedim ki: Asl-ı şeriatın meslek-i hakikîsi, hakikat-i meşrutiyet-i meşrûadır.
Demek meşrutiyeti, delâil-i şer’iye ile kabul ettim. Başka medeniyetçiler gibi taklîdî ve hilâf-ı şeriat telâkki etmedim. Ve şeriatı rüşvet vermedim. Ve ulema ve şeriatı, Avrupa’nın zünun-u fâsidesinden iktidarıma göre kurtarmaya çalıştığımdan cinayet ettim ki, bu tarz muamelenizi gördüm.
1 : “Milletin efendisi, onlara hizmet edendir.” el-Mağribî, Câmiu’ş-Şeml, 1:450, hadis no: 1668, el-Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, 2:463.
Devam edecek
ÖNCEKİ BÖLÜMLER
Memleketimde mektep-medrese açtırmak üzere geldim
Ben milliyetimizi, yalnız İslâmiyet biliyorum
Şeriatın bir hakikatine bin ruhum olsa feda etmeye hazırım
Mazlumiyetle ölmek, zâlimiyetle yaşamaktan daha hayırlıdır
Neme lazım demediğimden bu mahkemeye girdim