Bediüzzaman gibi bir kahraman aranıyor!

Mustafa ÖZCAN
Bediüzzaman, ‘muhabbet fedaileriyiz husumete vaktimiz yok’ derken daima insanlar arasında iyiliğin, birlik, beraberlik ve dayanışmanın sembolü olmuş ve ruhunu temsil etmiştir. Akif gibi ümmetin köprülerinden birisidir. Akif bir yönüyle Arnavut olmasına rağmen Babanzade Ahmet Naim’ın ifadesiyle beyne’l müslimin davayı kavmiyeti reddetmiştir. O dönemin Arnavut milliyetçiliği olan Başkımcılığa lanet yağdırmıştır. Safahat buna dair muhteşem ifadelerle doludur.
 
“Birbirinden müteferrik bu kadar akvâmı
Aynı milliyetin altında tutan İslâm’ı,
Temelinden yıkacak zelzele kavmiyyettir
Bunu bir lâhza unutmak ebedî haybettir.”
 
Arapçıları, Turancıları da aynı şekilde paylamıştır. Ateşli şiirlerinde Arnavutlara ağıtlar yakmış ve gittikleri yolun sahili-i selamete çıkmayacağını öngörmüştür. Osmanlı’yı ufalayan hususlardan birisi önce Rumeli’yi saran milliyetçilik dalgası olmuştur. Öncelikle bu dalga Hıristiyan milletleri ayartmış, ardından Arnavutlara bulaşmıştır. Boşnaklar ise daima bu illetin ve virüsün dışında masun kalmışlardır. Bunun sırrı şudur ki, Arnavutlar gibi kimliklerini ırkları üzerinden değil dinleri üzerinden tanımlamışlar ve bu da yabancılaşmalarına mani olmuştur. İstikametten şaşmamışlardır. Osmanlı’ya karşı çıktıklarında da ırkları namına değil milletleri olan İslamiyet namına karşı çıkmışlardır. Bosna isyanlarının temelinde İbrahim Temo ve arkadaşlarının yaptığı gibi ırkçılık damarı yoktur. Arnavutlar milliyetçiliklerinin belasına Enver Hoca gibi bir musibetle karşılaşmışlardır. PKK’nın da başarıya ulaşması halinde Apo’nun veya muakkiplerinin yeni bir Enver Hoca olmayacağı ne malum? Yezidilere kardeş ve dindar Müslümanlara kalleş gözüyle bakan bir mantık veya ruh halinden söv ediyoruz. Buna mukabil Boşnaklar Salahaddin çizgisinde ve izinde bir lider olan Aliya İzzetbegoviç ile taçlanmışlardır. Bu hak davalarında sebat ve sadakatlerinin bir mükafatıdır.
 
*
 
Irkçılık meselesini kompleks haline getirmek ise İslam toplumları arasında kaynaşmayı değil yıkımı getirir. Kürtçülerin peşinde oldukları ulus devleti bir seraptır, hayaldir. Arap dünyasında ulus devleti mi var? 20 kusur Arap devleti var ama İsrail ve İran karşısında hepsini sıfırla çarpın. Hangi birine halkın iradesi yansıyorki ulus devleti olsun? 20 küsur devletten hangisi Arap ulusunu temsil ediyor? Kobani'de PYD temsil gücü zayıf bir parti olmasına rağmen PKK ile dayanışması ve dipçik gücüyle otorite kuruyor. Böylece Kürtleri temsil etmiş mi oluyor? Bu temsil değil temsil dayatmasıdır. Kürtlerin tek devleti olmamasıyla Arapların 22-23 devleti olması arasında fazla bir keyfiyet farkı yok. Sonra Arap milleti tek bir millet olduğu halde neden 22 veya 23 parça? Bunlar ulus değil bölge veya aşiret devletleri. 
 
Havanda su dövsek de yine de biz dilimiz döndüğünce müspet olanı ifade edelim: Himmetimizi İslam birliğine harcayalım. Tam tersi, bölgede en seküler yapı Kürtçü partizanlar. Hatta bununla iftihar ediyorlar! Bediüzzaman da daha geniş ve ümmeti çatı kabul eden ortak devlet altında buluşmayı teklif ediyor. Kürt meselesinde de kurt, gövdeye Kürtçülük damarıyla girmiştir. Esasında Kürt meselesi özünde bir ümmet meselesidir.   Batılılar Şark Meselesi dediler bölgeye Yahudi meselesini transfer ettiler. Şimdi buna Filistin meselesi deniliyor. Neden Batılılar Suriye meselesini Kobani meselesine indirgediler? Kürtleri sevdikleri için mi yoksa stratejik hesaplarından mı? Kin üzerinden zafer kazanılabilir ama asla bahtiyar olunmaz. Bundan dolayı bırakılım bu boş davaları.
 
*
 
At izinin it izine karıştığı bir sırada Bediüzzaman gibi bir kahramana ihtiyaç var. Bediüzzaman İstanbul’a geldiğinde bu şehirde ikameti esnasında Şarklı hemşerileri olan Kürt hamalların isyan ettiklerini duyar ve onları teskin etmek için harekete geçer. Benzetme değil ama hatırlatma babından Halide Edip Adıvar’ın Sultan Ahmet’teki nutku gibi tesirli bir nutuk icra eder ve hemşerilerini isyandan döndürür, teskin eder. Birileri ülkemizi yangın yerine çevirmek istiyor. Bunlar masum hamallar değil aksine ideolojik hamule ve yükleri olan kimyaları bozulmuş bazı çevreler. İşte bu ideolojik hamallara doğru istikameti, ötesinde Kürtlerin gerçek saadetini ve kimliğini gösterecek Bediüzzaman tipinde kahramanlara ihtiyaç var. Bu kahramanlar şahs-ı manevi dairesinden çıkacaktır. Kürt kimliğinin muhafazasını ideolojik simsarlara, Kürtçülük simsarlarına bırakmasınlar. Onlar yıkım memuru ise Risale-i Nur şakirtleri yapım memurlarıdır. Yıkmak yapmak gibi olmaz. Ülkemiz bu ideolojik hamallarının açtığı kötü çığırın acı meyvelerini tatmıştır. Şahs-ı manevi arasından bu biriken kötü enerjiyi bertaraf edecek salih Kürtlerin çıkmasını intizar ediyoruz. 
 
Abdulkadir Badıllı abinin çığlığı boşuna değil. O çığlık maşerin mahşeri çığlığı haline gelir inşallah...

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (10)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.