Bediüzzaman dehşetli dört paşaya karşı zalimliklerini yüzlerine savurmuş

Nurettin HUYUT

Zalime karşı durmak, zalimliğini yüzüne haykırmak, herşeyi göze alarak "defol" diyebilmek o kadar değerli bir davranıştır ki, milyonların gönlünde taht kurmaya yeterde artar bile... Tarihte bu kabil örnekler çoktur. Ama en ciddileri, en dehşetli zalimlere karşı, en şiddetlileri ve korkusuz olanları muhakkak ki, peygamberlerin hayatında mevcuttur. Firavuna karşı Hz.Musa (AS) ın pervasızca mücadelesi, Hz. İbrahim (AS)'ın Nemrudun yüzüne zulmünü savurması verilebilecek en çarpıcı örneklerdir. Peygamberimiz (SAV)'nin Mekke döneminde tüm zalimlere karşı pervasız duruşu bu manada ifade edilmesi gereken en önemli örneklerdendir.

Günümüze kadar gelmiş geçmiş din büyüklerinin hemen hepsinin hayatından bu kabil mücadeleler geçmiştir. Onların hepsini burada sıralmak elbette mümkün değildir.Ama bu kabil mücadele örneklerinden biri var ki, hatırlatmadan geçmek haksızlık olur. O da Bediüzzaman Said Nursi'nin bir değil iki değil kendi ifadesi ile "dört dehşetli kumandana" karşı korkusuz haykırışı dillere destan olmuş, gönüllere su sepmiş, o sayede akacak binlerce kanın önüne geçilmiştir. Zalimlerin hünharlığını, gaddarlığını azaltma ve yüzlerine vurma konusunda büyük iş başarmıştır.

Gençlik yıllarında Kel Mustafa Paşaya karşı "zulmediyorsun seni öldürmeye geldim" deyişini, Bitlis Vilayet Konağını basarak içki içilmesini protesto edişini veya medresede kendisine zulmetmek isteyen haksız hocalara karşı duruşunu saymıyoruz.

O'nun, Hurşit Paşa Divanında yaptığı savunma ile aldığı beraat kararından sonra, şimdiki İstanbul Üniversitesinden Sultanahmet Camiine kadar bağırarak zalim yüzlere haykırdığı "zalimler için yaşasın cehennem" sözleri hala kulaklarda ve dillerde canlılığını koruyor. Her zulme uğrayan bu sözleri söylemekten çekinmiyor. "Dehşetli" bir başka kumandanın yüzüne savurduğu bir başka sözü daha var ki, o da hiç unutulmaz ve herkesin ezberinde yer etmiştir. O da şudur: "Paşa!.. Paşa!.. Kainatta en yüksek hakikat imandır, imandan sonra namazdır, namaz kılmayan haindir, hainin hükmü merduttur (reddedilir)" Evet, bu söz söylendiği tarihten günümüze seksen yıl geçmesine rağmen tazeliğini korumaya devam ediyor.

Gelelim günümüze, bu günlerde zalimlerin zulmünü yüzlerine vurma konusunda yeni bir örnekle karşı karşıyayız. Iraklı gazeteci Muntadar El Zaidi öyle bir çıkış yaptı, öyle güzel bir harekette bulundu ki, gönüllere taht kurdu.

Yüzlerce avukat onu savunmak için sıraya girmiş, yüzbinlerce insan ona destek için sokaklara dökülmüşse, "affedilmesi için" elbirliği gönül birliği etme yolunda kararlı iseler yapılan hareketin hedefini onikiden vurduğunu gösterir.

Aslında Bush bu hareketi fazlasıyla haketmişti. Bu tepkiyi işgal başladığında Saddam'ın vermesi gerekiyordu. Yani, beş yıl gecikmiş bir tepkidir. Yinede zararın neresinden dönülse kardır. Kaidesince buna da şükür ki, Irak'tan bir kahraman çıkabildi ve milyonlara önder olacak demokratik bir davranış sergilemiş oldu. Denebilir ki, "işgalden sonda bir çok direnmeler ve çatışmalar oldu bu ilk değil ki, bu kadar önemsiyorsun?"

Bende derim, bu tepki şekil ve tarz olarak diğerleri ile kıyas kabul etmez.
O kabil demokratik olmayan, ülkeyi zalimlerden kurtarmak yerine ekmeklerine yağ sürülmesine neden olacak ve daha fazla kalıcı olmalarına, daha fazla kan dökülmesine neden olacak, kardeşin kardeşi öldürdüğü tarzındaki yaklaşımları şahsen doğru bulmuyorum. Savaş bittikten sonra yapılması gereken şey demokratik yollarla mücadele etmektir. Ordun mağlup olmuş, yeni bir ordu kurmak mevcut şartlarda mümkün değil. O halde yapılacak şey bellidir. O da; demokratik direnmedir. Bana göre bu gazetecinin yaptığı tepki de demokratik kuralların dışına taşmamalı. Yapılacak her harekete dikkat edilmeli ve haklı pozisyon her zaman korunmali ki, dünya devletlerinin desteği alınsın. Mücadele ederken haksız duruma düşülmesin.

Diğer direnmelerde binlerce masum insan ölüyor. Yüzbinlerce sivil zarar görüyor. Neticede işgali sona erdirmek konusunda da hiçbir işe yaramıyor.

Sadece zalimin zulmünü şiddetlendirmesine neden oluyor. O nedenle demokratik tepki bugün için en doğru yol olarak kalıyor. Bu tepkiye devam, bence her Irak'lı gördüğü yerde O'na birşeyler atmalı hiçbir şey bulmaz ise tükürmeli... Bediüzzaman'ın dediği gibi "tükürün o zalimin hayasız yüzüne"

nurettinhuyut@risalehaber.com

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.