(Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin HUTBE-İ ŞAMİYE eserinden bölümler.)
Bismillahirrahmanirrahim
İkinci sual: Sen eskiden Şarktaki bedevî aşâirde seyahat ettiğin vakit, onları medeniyet ve terakkiyata çok teşvik ediyordun. Neden kırk seneye yakındır medeniyet-i hâzıradan "mim'siz" diyerek hayat-ı içtimaiyeden çekildin, inzivaya sokuldun?
Elcevap: Medeniyet-i hâzıra-i garbiye, semâvî kanun-u esasîlere muhalif olarak hareket ettiği için seyyiatı hasenatına, hatâları, zararları, fâidelerine râcih geldi. Medeniyetteki maksud-u hakikî olan istirahat-i umumiye ve saadet-i hayat-ı dünyeviye bozuldu. İktisat, kanaat yerine israf ve sefahet; ve sa'y ve hizmet yerine tembellik ve istirahat meyli galebe çaldığından, bîçare beşeri hem gayet fakir, hem gayet tembel eyledi.
Semâvî Kur'ân'ın kanun-u esasîsi, كُلُوا وَاشْرَبُوا وَلاَ تُسْرِفُوا 1 لَيْسَ لِلاِنْسَانِ إِلاَّ مَا سَعٰى 2 fermân-ı esasîsiyle, "beşerin saadet-i hayatiyesi, iktisat ve sa'ye gayrette olduğunu ve onunla beşerin havas, avam tabakası birbiriyle barışabilir" diye Risale-i Nur bu esası izaha binaen, kısa bir iki nükte söyleyeceğim:
Dipnot-1: "Yiyin, için, fakat israf etmeyin." A'râf Sûresi, 7:31.
Dipnot-2: "İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır." Necm Sûresi, 53:39.
Said Nursi