Kadınların Karar Vermesi Lazım

Aile Danışmanı Ayşenur KAHVECİ

Kafası çok karışık kadınların. Çalışma hayatında var olmak isterken yorulmak istemiyor. Ev hanımı olmayı reddederken düzenli bir evi, temiz bir yuvası, sorunsuz işleyen güven ortamı olmasını istiyor. Çocuk sahibi olmak isterken; işine, sosyal hayatına, özel zevklerine, dinlenmesine, gezip tozmasına engel olmasını istemiyor.

Erkek kas kuvvetine, erkek psikolojik dayanıklılığına daha uygun bazı alanlarda da çalışabileceğini görmek ve göstermek isterken; eşinin de kendisi gibi inanmasını, her konuda tam destek vermesini, çoğunlukla hiç böyle bir talebi ve hatta rızası ve isteği bile yokken iltifatlarla kabul etmesini öte yandan da ev işlerinde kendisi kadar yoğunlaşmasını istiyor. Böylece dinlenme alanı kalmayan bir kadın ile dinlenme alanı kalmayan bir erkekten ve birbirlerini yorup yıpratmış karı kocalardan oluşan kamburu çıkmış evlilikler; yorgunluktan bîtap düşmüş ebeveynler ve çoğunlukla zorla bir köşeye atılarak ücreti karşılanan bakıcıların kucağında büyüyen çocuklardan oluşan pamuk ipliğine bağlı aileler ortaya çıkıyor.

Bu karmaşık tablo dikkatli bakınca aslında bize fıtrattan haber veriyor. Kadının anne olmak istemesi, çok da yorulmak istememesi, iltifat ve destek görmek istemesi, temizlik, düzen ve güven ortamı arayışı... Tüm bunlar kadın fıtratının ağzı kapatılmaya çalışılmış çığlıkları.

Kadın; estetiğin, zarafetin, letafetin, şefkatın menbaı olarak tasarlanmış ve buna göre de istihdam alanları verilmiştir. Tıpkı erkeğin analitik, çözüm odaklı, fiziksel kas gücü ile tasarlanıp istihdam edildiği gibi...

“Kadın ve erkek eşittir” ifadesini yanlış yorumluyor olabiliriz. Kadın ve erkek; kullukta, ibadette, hukukta, sorumluluklar ve haklar, cezai yaptırımlar gibi noktalarda eşittir elbette. Fakat iki ayrı tasarım olduğumuz, eşit değil farklı olduğumuz birçok husus olduğu da muhakkak. Her iki cinsin de bu hayatı yaşarken tasarım özelliklerini gözetip kollayarak, onların aksine hareketlerde bulunmaktan kaçınarak yaşaması, öncelikle kişinin kendisine sonra da ailesine ve pek tabi toplumlara çok iyi gelecektir. Zira büyük sistem, çarkların doğru ve düzenli bir şekilde çalışması ile hedeflenen ürünü verebilir bize.

Huzur ve mutluluk, konfor ve güven, tüm zorluklara rağmen ulaşılması güç şeyler ama zannedildiği gibi zor yollardan elde edilen şeyler değil. Çözüm sandığımızdan daha basit. Kadın, çalışma hayatına girerken, öncelikle çocuklarının yaş aralıkları ve buna bağlı ihtiyaçlarını, evdeki sorumluluklarını ihmal etmek zorunda kalmayacağı şartları gözeterek tercihlerde bulunduğu takdirde huzuru elde edebilir. Aksi halde kendisini köle gibi hissetmeye başlayacak ve yorgun bir köle psikolojisi ile anneliğinden, evliliğinden ne kadar lezzet alabilirse o kadar lezzet alacaktır. Belki de zamanla tüm bunlar yük olmaya başlayacaktır.

Bu mutsuz sondan kaçınmak için öncelikle kadınlar kendilerini tanımalı, kendileri ile barışmalı, latif ve zarif yanlarını zayıflık değil bir hoşluk olarak görmeli, empatik yanlarını güç olarak bilmeli ve ne istediklerine karar vermeliler.

Velhasılı kelam; kadın kararlarını ve tercihlerini belirlerken kadınlık özelliklerini yitirmeyeceği tercihlerde bulunmaya azami dikkat etmeli. Bir erkeğin maskülen yanının zayıflaması ne ise; bir kadının dişil taraflarının zedelenmesi de odur. Tercihlerimiz çoğu zaman his ve zevkin de sevkiyle başta bu yıkıcı sonuçtan ipucu vermez belki, süreç içerisinde tahribatın nasıl olduğunu anlamayız bile. Bu yüzden günün sonunda pişmanlık ve üzüntü ile muhatap olmamak için günün başında doğru bir istişare, muhakeme ve mantığın da ışığında belirlediğimiz öncelikler ile hareket etmek kadının ve tabiki tüm ailenin menfaatine olacaktır.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (14)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.