Allah’tan ne istemeli?

Şaban DÖĞEN

Bir gün Hz. Abbas, Allah Resûlüne (asm) gelmiş, “Ya Resûlallah! Bana Allah’tan dileyeceğim birşey öğret!” demiş, Allah Resûlü (asm) de “Allah’tan afiyet dile!” diye karşılık vermişlerdi. Birkaç gün sonra Hz. Abbas aynı soruyu sormuş, yine Allah Resûlü (asm), “Ey Abbas, ey Peygamberin amcası, Allah’tan dünya ve ahirette afiyet dileyin” buyurmuşlardı.1

Hz. Enes’in rivayet ettiğine göre bizzat kendisi de—aslını namazlarda okuduğumuz—şu meâldeki duâyı okurlardı: “Allah’ım, ey Rabbimiz! Bize dünyada da, ahirette de iyilik ver. Ve bizi Cehennem azabından koru.’2

Sıhhat, âfiyet olmadıktan sonra ne gerektiği gibi ibadet ve ne de iyilik yapabiliriz. Kanuni Sultan Süleyman “Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi / Olmaya devlet cihanda bir nefes sihhat gibi” derken sihhat ve afiyetin devlet gibi büyük bir nimet olduğunu belirtmekteydi.

Evet, insan böylesine büyük bir nimeti isteyecek Allah’tan ve onu korumak için de gerekli olan her şeyi yapacaktır.

Ya belâ ve musîbetler? Onlar istenmez. Meselâ savaş istenmez. Ama düşmanla çarpışma zorunda kalınırsa mertçe düşmana karşı mücadele verilir. Allah Resûlü (asm) düşmanla karşı karşıya geldiği bir savaş gününde ashabına, “Ey insanlar! Düşmanla karşılaşmayı istemeyiniz. Allah’tan huzur ve âfiyet dileyiniz. Karşılaştığınızda da sabrediniz, dayanınız”3 buyurmuşlardı.

Demek asıl olan huzur, âsâyiş ve afiyet istemektir. Savaş, vs. gibi belâ ve musîbetlerin de hiçbiri istenmez. Ama bir musîbete düçar olan mü’min, Allah’ın kullarına aslâ zulmetmeyeceğini; adaleti, rahmeti ve hikmeti gereği kuluna musîbetler verebileceğini; o musîbetin sırrını bilip ona göre hareket ettiğinde de yine kulun lehine, kârına hükmedeceğini düşünmelidir. Günahlardan arındıran, makam ve dereceleri yükselten musîbetlerin şer olduğunu kim söyleyebilir? Musîbet ya geçmişteki hataların sonucu veya ileride verilecek mükâfatın başlangıcı değil midir?

Bize düşen Allah’tan iyilik ve âfiyet istemek, istemediğimiz halde geldiğinde de belâ ve musîbetlere, sır ve hikmetlerini düşünüp sabretmektir.

Dipnotlar:
1. Tirmizî, Daavat: 85.
2. A’raf Sûresi: 156.
3. Müslim, Zikir: 26.
Yeni Asya

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.