Allah’ın yarattığı ekosistemi korumak görevimiz

Paris’te başlayan İklim Değişikliği Zirvesi öncesinde Papa’dan Obama’ya pek çok lider farkındalık çağrısı yaptı.

Bunlardan biri de 20 ülkeden 60’tan fazla katılımcı ve örgüt tarafından onaylanan ve Müslümanları iklim değişikliği için harekete geçmeye çağıran ‘İklim Değişikliği için İslami Deklarasyonu’nuydu. Deklarasyonu hazırlayanlardan Prof. Dr. İbrahim Özdemir, “Allah’ın yarattığı ekosistemi korumak Müslümanlar olarak görevimiz. Bu bilinç için çevreci imamlar lazım” diyor.

Allah, yıldızlar, güneş ve ay, dünya ve içinde yaşayan tüm canlılar ile birlikte, evreni tüm çeşitliliği, zenginliği ve canlılığıyla yarattı. Biz insanlar da Allah’a hizmet etmek, Allah’ın tüm türleri, tüm bireyleri ve tüm nesilleri için en iyisini yapmak için çalışmak zorundayız.” Geçen Ağustos’ta İstanbul’da düzenlenen sempozyum sonrası açıklanan ‘İklim Değişikliği İçin İslami Deklarasyon’ bu cümlelerle başlıyor... Kuran’dan ayetlerin paylaşıldığı deklarasyonda Müslümanlar iklim değişikliğine karşı harekete geçmeye çağrılıyor ve fosil yakıtların azaltılması ve yenilenebilir enerjiye geçilmesi talep ediliyor. Beş farklı ülkeden Müslüman liderlerle birlikte deklarasyonu hazırlayanlardan Prof. Dr. İbrahim Özdemir, Paris’teki zirve öncesi sorularımızı yanıtladı:

Deklarasyonun amacı nedir?

Paris’te zirve yapılacak ama bizim liderler hep kendi iç sorunlarıyla meşgul olduğundan 1.6 milyar Müslüman’dan hiç ses yok. İslami değerlerden hareketle çevre sorunları konusunda sorumluyuz. Bunu deklarasyonda hem Kuran’dan hem Hz. Muhammed’in (sav) hayatından maddeler halinde gerekçelendirdik. El kitapçıkları ve rehberler hazırlıyoruz. Bütün İslam ülkelerinde imamların, öğretmenlerin, STK’ların ve herkesin kullanabileceği, onların çevre bilincini yükselteceği, onların çevre bilinci yükseldikçe siyasileri etkileyebilecekleri oluşumu başlatmak istiyoruz.

Sizce Müslüman toplum çevre konularında duyarsız mı?

Maalesef duyarlı değil. Müslüman ülkelerde demokrasi kültürü yeteri kadar yerleşmemiş olduğundan sivil toplum konusunda eksiklik var. Ayrıca devletten bağımsız hutbe hazırlanamıyor. İç sorunlardan dolayı da çevreye hiç sıra gelmiyor. Aslında İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre çevre konusunda Müslümanların duyarlılığı Hristiyanlardan daha fazla. Abdest alırken fazla su kullanamıyorsun, israf yapamıyorsun, ekmeği çöpe atamıyorsun ama tüm bunlar çevre bilincine dönüşmüyor.

Neden dönüşmüyor?

Çevre konuları öncelik oluşturmuyor. 1960’larda bağımsızlığını kazanan İslam ülkelerinde “Biz de Batılılar gibi çevreyi sömürelim, zengin olduktan sonra çevreci oluruz” söylemi var. Oysa bu ekonomik model artık terk ediliyor. Bu görüşü değiştirmenin yolu eğitim. Din sadece namaz, niyazdan ibaret değil. Bütün güzelliği ve dengesiyle Allah’ın yarattığı ekosistemi korumak görevimiz. Müslüman olmak bundan sorumlu olmayı gerektiriyor. Bunu bilinç olarak yerleştirdiğimizde Müslüman gençlerin önüne çok farklı bir hedef koymuş oluruz. Bunun için toplumu tabandan bilinçlendirecek çevreci imamlara ihtiyacımız var.

‘MÜSLÜMANLARIN ÇEVRE SÖYLEMİ SOLDAN ÇOK DAHA İLERİDE’

Türkiye’de muhafazakar kesim çevreciliğe mesafeli mi yaklaşıyor?

Türkiye’de çevre hareketi solcular tarafından başladığı için inanan insanlar uzak durdu. Oysa Müslümanların çevre konusunda söyleyebileceği şey sola göre çok daha ilerde. Mesela Hz Peygamber’in (sav) hayatında çevreci o kadar fazla unsur var ki... Hz. Peygamber (sav) ta o zamanda Mekke ve Medine etrafında Milli Parklar oluşturuyor. Eğlence için avlanılmasını yasaklıyor. Çok et yiyen bir insan değil. Kendi kendine yeten hayat yaşıyor. Diğer peygamberlerin hayatında bu kadar çok örnek yok ama özellikle Haçlı Savaşları ve Müslüman ülkelerin sömürge altında olması ‘haksızlıklara karşı savaşan askeri lider’ gibi bir peygamber imajı oluşturmuş.

Türkiye’de çevre aktivisti olmak zor mu?

Türkiye’de muhalif olmak zor ama çevrecilik artık bir ‘elitist’ etkinliği değil. Bu konuda her tür inanç ve mezhep olarak aynı gemideyiz. Türkiye’deki gerilimin düşmesi ve insanların kaynaşması çevre etrafında olabilir. Halkın ormanlara, zeytin ağaçlarına sahip çıkmasını çok olumlu buluyorum. Bir yol yapılacaksa bu sadece ÇED toplantısıyla karara bağlanamaz. Oradaki yerel üniversitelerin ve halkın bilgi temelli karar vermesi lazım. 

 

Hürriyet - Zeynep Bilgehan
Fotoğraf: Levent Kulu

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.

Toplum Haberleri