Fatih Aydın'ın haberi
Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk sınavında sorulan bir sorunun bazı çevreler tarafından polemik konusu yapılıp “eğitimdeki dinselleşme”nin delili olarak gösterilmesi tepkiyle karşılandı. Allah'tan bahsetmeyi suç sayan anlayışın çok gerilerde kaldığı hatırlatılarak, devletin dinle ve toplumla barışma sinyalleri verdiği bir süreçte konunun bu şekilde gündeme getirilmesi, “Allah'tan bahsetmenin laiklikle ne ilgisi var, hangi devirdeyiz?” diye sordurdu.
TARTIŞMA KONUSU YAPILAN SORU
“Evrendeki düzen hiçbir şeyin rastlantı sonucu ortaya çıkmadığını göstermektedir. Evrendeki varlıkların kendi kendilerini var etme güçleri yoktur. Bu bilgilerin ikisini de iyi değerlendiren kimse aşağıdakilerden hangisine ulaşır?
a) Varlıklardaki düzen onların kendilerini var ettiklerini gösterir.
b) Evrenin varlığının bir başlangıcı yoktur.
c) Evrendeki varlıklar rastlantı sonucu ortaya çıkmıştır.
d) Evren bir Yaratıcı tarafından planlı bir biçimde yaratılmıştır.”
Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk sınavında bir sorudaki “Evren bir yaratıcı tarafından planlı bir biçimde yaratılmıştır” cümlesi bazı çevreler tarafından polemik konusu yapılıp “eğitimdeki dinselleşme”nin delili olarak gösterilmesi tepkiyle karşılandı.
Vatan gazetesinin dünkü haberinde tüm Türkiye’de önceki gün yapılan Devlet Parasız Yatılılık ve Bursluluk Sınavı’nda bilgiler bölümünde yer alan evrenin varoluşu ile ilgili soruya bazı kesimlerin duyduğu rahatsızlık dile getirildi. Sosyal bilgiler alanındaki 21. soruda evrenin varoluşuyla ilgili sorudaki şıklardan birinde “Evren bir yaratıcı tarafından planlı bir biçimde yaratılmıştır” cümlesinin yer alması polemik konusu yapılarak “eğitimdeki dinselleşme”nin delili olduğu iddia edildi.
Soruya tepki gösteren Eğitim-Sen Adana Şube Başkanı Güven Boğa, sınavda sosyal bilgiler alanındaki 21’inci sorunun, öğrencilerin kafasında bilimsellikten uzak, demokratik ve laik eğitime aykırı yargı oluşturmaya dönük olduğunu öne sürdü. Boğa, soru ve şıklara değinirken "Bu soru öğrencilerde bir şekillenişi gerçekleştirme iddiasında olanlar tarafından hazırlandı" dedi.
Boğa, Türkiye’nin içinden geçtiği dönemi “dindarlaşma” olarak tanımlayan Milli Eğitim eski Bakanı Hüseyin Çelik’in yaklaşımının da gözler önüne serdiği gibi, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullar da bu dinselleştirme projesinin dışında tutulmamış, aksine merkezi hale getirilmek istenmiştir” iddiasında bulundu.
HANGİ DEVİRDE YAŞIYORUZ?
Allah’tan bahsetmeyi suç sayan anlayışın çok gerilerde kaldığı hatırlatılarak, devletin dinle ve toplumla barışma sinyalleri verdiği bir süreçte konunun bu şekilde gündeme getirilmesi, “Allah’tan bahsetmenin laiklikle ne ilgisi var, hangi devirdeyiz?” diye sordurdu.
DANIŞTAY’DA DA “DİNSEL İÇERİK” RAHATSIZLIĞI
Geçtiğimiz günlerde Danıştay’ın, ilköğretim Türkçe 1, 2, 4 ve 5. sınıf ders programını “dinsel içerikle” yazıldığı gerekçesiyle iptal etmesi de tepkiyle karşılanmıştı. Danıştay’a dâvâ açan veli Seher Yaşar’ın avukatı Esmani Kırmızı’nın dâvâ dilekçesinde, dini muhtevalı örneklerden bazıları şöyle sıralanmıştı:
* 5. sınıf kitabında ‘Kalbimizin Sesi’ adlı okuma parçası: ‘Bütün bunlardan kalbimizin yaratılışındaki mükemmelliği daha iyi anlayabiliriz. Kalp başlı başına mucize olan çalışmasıyla insan anlayışını zorlamaktadır.
* 5. sınıf kitabında ‘Dünya Uzakta’ adlı okuma parçası: ‘Dünyaya dışarıdan bakarken içinde yaşamanın ne büyük bir lütuf olduğunu görebilme şansını yakalayabiliyorlar.’
Yeni Asya