Ali İhsan Tola Ağabey

Hüseyin ÇEŞİTCİOĞLU

بِاسْمِهٖ سُبْحَانَهُ

Rahmetli Ali İhsan Tola; 1927 Isparta Senirkent doğumlu olup 2009 yılı 13 Mayıs Çarşamba günü, yine Senirkent'te Hakk'ın rahmetine kavuştu.

Kendi anlatımına göre Üstad kendisine 3 kere; “Ali İhsan seninle akrabayız” demiş.

O da içinden; “nerden akrabayız” diyormuş.

Dördüncü kez deyince, “Bediüzzaman diyorsa bir bildiği vardır” deyip kabullenmiş.

1943 Denizli mahkeme ve hapishanesinde Kastamonu, Isparta, Burdur, Muğla, Antalya hatta Çorum İskilipten 69 talebesi yargılanıp, rahmetli Hafız Ali Abi hapishanede vefat etmiş, 58 Nurcu, mazlum ve mağdur 9 ay hapis yatmıştır.

Denizli Mahkemesinin ilk kararına esas olan 3 maddeden ikincisi, Kastamonu'da kömürlükte saklanan ve cezası1935 Eskişehir hapsinde çekilen, Tesettür Risalesi ile Hücumat-ı Sitte ve Zeyli Risalesi'dir.

Denizli Mahkemesi'nin beraat kararı içinde bu tesettür meselesi çok önemli bir yer tutar.

İşte bu kararın alınmasını sağlayan A. İhsan Tola'nın akrabası ve Senirkentli Hakim Hesna Şener'dir.

Üstad Hesna Hanım ve mahkeme heyetine "adil-i hakim" ünvanı vermiştir.

15 Haziran 1944’te ittifakla verilen beraat kararında, mahkeme başkanı Ali Rıza Balaban, Hakkı Tüzüner ve Hesna Şener'in ortak imzası vardır.

1950’den sonra Üstad Bediüzzaman’ın özel selâmını ve mesajını Hesna Hanıma götüren Ali İhsan Tola, karamsar bir halde gördüğü Hesna Hanımı şöylece teselli etmeye çalışır:

“Üzülme Hesna Hanım! Hz. Bediüzzaman gibi bir zâtın hususî duâsına mazhar olmak gibi büyük bir şansın var. Bu az bir şey mi? Denizli’ye sizi ziyarete sırf bunun için geldim. Üstadımız Said Nursî’nin size selâmını getirdim. Beni o gönderdi. Sizin için duâ ettiğini ve sizi talebeliğe kabul ettiğini ifade buyurdu.”

Bunları duyunca çok duygulanan Hesna Hanım ile Ali İhsan Tola arasında şu konuşma geçer:

Şener: O mübarek zât, bizi bu tesettürsüz halimizle kabul eder mi ki?

Tola: Evet, sizi hem talebeliğe hem de mânevî evlâtlığa kabul ediyor. Hatta, sizin için hususî duâ ettiğini söyledi.

Şener: Yine de o ilm-i hakikat sahibine lâyık bir talebe olamadığıma üzülüyorum.

Tola: Üstad, tam üç kere beni çağırarak size selâmını getirmemi istedi. Emin olun, size çok değer veriyor. Risâle-i Nur’un beraatine karar verenlerden olduğunuz için, sizin veliler kadar büyük hizmet ettiğinizi söylüyor ve her daim duâ ediyor.

Bunları duyan Hesna Hanım hüngür hüngür ağlamaya başlar ve herkesten müsaade isteyerek hususî dünyasına çekilir. Yaklaşık 10 gün müddetle hiç dışarı çıkmaz ve kimseyle de görüşmez.

Denizli’den Isparta’ya dönen Ali İhsan Tola ise, bu ziyaret ve sohbet esnasında konuştuklarını Üstad Bediüzzaman’a olduğu gibi anlatır. Üstad da kendisine şunları söyler:

“Ali İhsan kardaşım. Ben Hesna’nın ismini gavsların, kutupların yanına yazdım. Onlarla beraber ona da duâ ediyorum. Kur’ân’ın malı olan Risâle-i Nur dâvâsında erkekler korktu; ama o hayatını ortaya koyarak bu dâvâya taraf oldu. Yarın rûz-i mahşerde, o şecaat ve cesaret timsâline Kur’ân şefaatçi olacak…

“Bak kardaşım. Akrabanız Hesnâ tesettürsüz diye, ona belki de darılıyordunuz. İşte bak, tesettüre riayet etmiyor dediğin o şefkat kahramanı, Tesettür Risâlesini beraat ettirdi. ‘Essebebü ke’l-fâil’ sırrınca, bu hizmetten hâsıl olan hasenelerin, sevapların bir misli ona da yazılıyor.”

Kara melek lakaplı Dr Tahsin Tola'nın, Son Şahitler 1. cild 154. sayfadaki hatırasına göre;

"Rahmetli Adnan Menderes'in 17 Şubat 1959 tarihli Londra seyahati öncesi gezisini ertelemesi için Üstad; Ali İhsan Tola ile rahmetli Atıf Ural'ı Ankara'ya Menderes'e gönderdi. Fakat tam o sıralarda Menderes Ankara'dan İstanbul'a gittiği için Üstadın Londra gezisini tehir isteği kendisine ulaştırılamadı."

14 kişinin öldüğü bu kazadan Menderes sağ kurtuldu.

Yine rahmetli amca oğlu ve kayınbiraderi bahtiyar Dr. Tahsin Tola anlatıyor:

"Üstad Ankara'ya geldiğinde bana arka kapakta eliyle yazdığı bir dua bulunan Gençlik Rehberi'ni önce DP’den milli eğitim bakanlığı sonra da o zamanki MİT olan Met başkanı Prof. Hüseyin Avni Göktürk'e vermemi istedi. Ali İhsan Tola ile birlikte H. Avni Göktürk'e Üstadın gönderdiğini söyleyerek hediye ettik, çok memnun olarak kabul etti."

Ankara'da 1956’da Sözler'in ciltli ve yeni harfle basımında zaman zaman Ali İhsan Tola da bulunmuştu. Amcaoğlu ve kayını olan Dr.Tahsin Tola için Emirdağ Lahikasında şöyle yazılıdır:

"Tahsin Tola’nın ehemmiyetli çalışmasıyla Sözler mecmuası resmen Ankara’da tâb’ edilmesiyle hem asayişe hem Demokrata, hem bu vatan ve millete yüz sene mebusluk etmek kadar fâidesi oldu.”

***

Ali İhsan Tola Abi Şifalı Bitkiler Uzmanıydı

Orman mühendisi olan Ali İhsan Tola'ya bir gün Üstad, bir karabaş otu dalı verip “bunun üzerinde çalış” der.

Kendisi; “bitkilerin tohumlarındaki genlerle oynayanlar var. Bu ebter tohumlu bitki ve meyveler insanı kısırlaştırıyor” demektedir.

Üstadımız Bediüzzaman, “Temiz hava, gıdadan daha kuvvetlidir” derdi. Bu sebeple, fırsat bulduğunda sık sık kırlara zirvelere çıkardı.

Ali İhsan Tola Abi ardıç tohumuyla ilgili şu tesbitlerini de hep tekrarlardı.

“Ardıç tohumundan elde edilen ardıç yağı, antibiyotik yerine de geçer. O yağın içine demiri koysan erir; lâkin, insan vücuduna zarar vermez. Aksine, vücuttaki cerahati, iltihabı çıkarır, atar. Vücud dengesini temin eder."

Kendilerinin şifa ile ilgili bazı sözleri şunlardır.

Biz ruhbana değil, bürhâna tabiyiz.

Besmele ve 7 Fatiha-i Şerife, bütün hastalıklar için şifâya vesiledir.

Zümrüt taşı nazara engel olur, kehribar horlamayı keser.

Kantaron yağı, kanser ağrısını keser.

Çayı limon damlatarak içmek, çayın demiri tutup kansızlık yapmasını engeller.

Günde 21 adet kuru üzüm hafızayı açar.

Migrene karşı, karabaş otu balı iyi gelir.

Karabaş balı beyin damarlarını açıcı özelliği sahip.

Kırılan, dökülen saçlar kekik suyu ile yıkanmalı; saç diplerine lavanta yağı sürülürse saçlar güçlenir.”

2005-2006 yılında arkadaşlarla Senirkent'teki evinde ziyaret edip sohbet etmiştik.

Gerçekten babacan hoş sohbet bir abimizdi.

Misafirlikten sonra arkadaşlarla bir eczaneden şifa niyetiyle; ardıç yağı ve pekmezi aldık.

Uzun yıllar muzdarip olduğum iltihaplı bir rahatsızlığım vardı.

Pek çok doktora ve tıp fakültesi hastanesine gittiğim halde rahatsızlığım geçmemişti.

İşte o ziyaretten sonra ardıç yağını çaya damlatıp içerek ve genzime çekip ve pekmezini de yiyerek şifaya kavuştum.

Bu iyileşmenin; şifasız ve çaresizliğime karşı Üstad ve Ali İhsan Abi vesilesiyle Şafii Hakiki'den uzatılan bir şefkat eli olduğunu düşünüyorum.

Ali İhsan Tola Ağabey, Senirkent'te; içinde Mustafa Sungur, Abdullah Yeğin ağabeylerin de bulunduğu çok kalabalık bir cemaat tarafından cenaze namazı kılınıp Senirkent'te toprakla buluşturuldu. Makamları cennet-i alâ olsun.

İlk yorum yazan siz olun
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.