Yeni Şafak'taki köşesinde kime ait olursa olsun Afganistan'daki bütün heykellerin yıkıldığına dikkat çeken Aktay, yazısını şöyle sürdürdü:
"Ünlü Türk şairi Ali Şir Nevai’nin anıtının yıkılması “haberi” ne anlama geliyor? Evet, bu sadece bir “haber”, hem de BBC haberi. Haber olmadan önceki vaka şu: Taliban sadece Ali Şir Nevai’ninkini değil birçok heykeli yıkmıştır. Olayın Türklerle veya Türkiye’ye karşı olmakla bir ilgisi yok.
"Taliban’ın heykellere karşı tavrı belli, dini bir temeli ve gerekçesi var: Heykeller her durumda putlaştırmaya götürür. Saygın bir insanın bile heykelini yapmak onu kültleştirir ve insan olmaktan çıkarıp illaki saygıda İslami çizgiyi aşan bir noktaya taşırır.
"Bu anlayış esasen İslam’ın tevhid anlayışının tarih boyunca uygulanmış bir pratiğidir. İslam’ın heykellere karşı olduğu düşüncesini bugün bu kadar yadırgıyor olmak belki heykellere fazla aşina hale getirilmiş olmamızdan geliyor. Ama Taliban’ın halen sadakatle tabi olduğu İslam anlayışında heykel haramdır. Aynı kapsamda Taliban İngilizlerden 1919 Afganistan’ın bağımsızlığını alan ve en güçlü Peştun liderlerinden Emanullah Han’ın hem heykellerini yıkmış hem de bütün fotoğraflarını ortadan kaldırmış, Hazaralar’ın lideri Abdülali Mezar’in heykelini de yıkmış. Şimdi Taliban’a Peştun veya Hazara düşmanı dememiz mi gerekiyor?