5. Ulusal Risale-i Nur Kongresi

Abdulkadir MENEK

Risale-i Nur Enstitüsü’nün beş yıldır devam eden ve artık kurumsallaşan çok güzel bir çalışması var. Bu sene 5. Ulusal Risale-i Nur Kongresi yapıldı. Sekiz ayrı masada, birbirinden ilginç konular masalara yatırıldı. Seksen civarında akademisyen ve araştırmacı tarafından meseleler enine boyuna tartışıldı.  Çok ilginç sonuçlara ulaşıldı ve bunlar kamuoyuna açıklandı.

Din ve Siyaset, Demokrasi ve İnsan Hakları,  Kürt Sorunu, Eğitim-Kültür ve Sanat, Dünya Barışı, İnsan-İman-Ahlak, Kadın ve Aile ile Gençlik başlıları altında toplanan sekiz ayrı masada, meseleler daha çok Risale-i Nur perspektifi ile değerlendirildi.

Bu kongre münasebetiyle 20-21 Mart tarihlerinde bir arada bulunduğumuz çok değerli akademisyen ve araştırmacılarla görüş alış verişinde bulunduk.  Kürt Sorunu masası en yoğun katılımın olduğu masaların başında geliyordu. Bu masada, Kadir Akbaş’ın başkanlığı, Adem Ölmez’in sekreterliğinde Servet Armağan, Vahap Korkmaz, Levent Bilgi, Nazmi Eroğlu, Abdullah Demir, Sadık Yalsızuçanlar, İbrahim Kaygusuz, Kadir Canatan, İsmail Çolak ve Abdunnasır Yiner gibi çok değerli akademisyen ve araştırmacılar ile bir arada bulunduk.  Çok yoğun görüş alışverişi ve seviyeli tartışmaların yaşandığı bu masada, çok ilginç görüşler ifade edildi.  Bu ilginç görüşler ve düşünceler, sonuç bildirisine ve deklarasyona gayet net bir şekilde yansıdı.

Türkiye’nin bu tür bilimsel, ön yargıdan uzak ve objektif çalışmalara ihtiyacı var. Artık Risale-i Nur camiasında da Risale-i Nur’un ruhuna ve mentalitesine çok daha uygun ve seviyeli tartışmaların arttığını memnuniyet ile görüyoruz. Yıllardır devam eden milliyetçi ve devletçi görüş bombardımanı ve sistematik propaganda faaliyetleri ile bir derece örtülü kalan Risale-i Nur’daki bu muhteşem hakikatler, artık çok daha net ve ilmi bir şekilde su yüzüne çıkmaya başlıyor.

Bediüzzaman Hazretlerinin, tamamen İslami ve Kur’ani mesaja uygun olarak ifade ettiği, belki zamanın şartlarının da bir nevi zorlaması ile çok açık bir şekilde talebeleri tarafından vurgulu bir şekilde ifade edilemeyen, ancak bugünkü dertlerin de en önemli ilacı olduğuna şüphe bulunmayan bazı noktalar, gelinen bu demokratik açılım çerçevesinde daha cesur bir şekilde yüksek sesle söylenmeye başlandı.

‘’Kürt Sorunu’’ masasında kabul edilen sonuç bildirisi ve bunun bir nevi özeti olan on maddelik deklarasyon, bu sorunun çözümü noktasında ifade edilen en gerçekçi bir metin niteliğindedir. İfrat ve tefritten kaçınarak, hem Türkiye’nin ve hem de dünyanın geldiği nokta göz önüne alınınca, demokratik bir anlayış çerçevesinde bu çözüm önerilerinin çok daha gerçekçi olduğu ve her iki tarafın da kabul edebileceği bir uzlaşma metni olabileceği göz ardı edilmemelidir.

Yetkililer, her türlü ırkçı ve milliyetçi etki ve yaklaşımdan uzak ve çözüme katkıda bulunmak amacıyla hazırlanan bu metni, mutlaka göz önüne almalı ve değerlendirmelidirler.  Meseleye çok objektif bir şekilde yaklaşan ve çözüm önerilerini çok cesur bir şekilde ifade etmekten çekinmeyen bu masanın çok değerli akademisyen ve araştırmacı katılımcılarına, şahsım adına en içten teşekkürlerimi sunmak istiyorum.

Bu konunun çözümü halinde, ülkenin büyük bir depresyondan kurtulacağına şüphe yoktur. Topyekün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının huzur ve mutluluğu için, herkesin ve her kesimin üzerine düşen fedakârlığı yapması ve empatik davranması şarttır. Bunların yapılması halinde, çözümün çok da uzak olmadığı görülecektir. 5. Ulusal Risale-i Nur Kongresinin Kürt Masasında kabul edilen ve kamuoyuna açıklanan bu sonuç deklarasyonunu, burada bir kez daha ilgililerin nazarlarına hayırlı olması dilekleri ile sunmak istiyorum:

1. Türkiye’nin her türlü farklılıkları tanıyan, çoğulculuğu bir zenginlik olarak gören, resmî ideolojiden arındırılmış, anayasal vatandaşlığı esas alan yeni, demokratik ve sivil bir anayasaya ihtiyacı vardır.
2. Devlet, başta Kürtler olmak üzere mağdur edilmiş bütün toplumsal kesimlerden özür dilemeli; mağduriyetlerini giderici hukukî düzenlemeler yapılmalıdır.
3. Eğitim demokratik hale getirilmeli; eğitim müfredatı her türlü ayrımcı ifadeden temizlenmeli ve bu bağlamda “andımız” türü metin ve ritüeller eğitim sisteminden tamamen çıkarılmalıdır. Bütün olarak eğitim ve öğretim sistemi Türkiye’nin çok kimlikli toplumsal yapısını yansıtmalıdır.
4. Anadilde eğitim tercihi temel bir haktır; bu hakkın önündeki bütün engeller kaldırılmalıdır.
 5. Eğitimde ve toplumsal pratiklerde köktenci sekülerist yaklaşımlar gözden geçirilmeli ve toplumun dinî duyarlılıkları ve talepleri dikkate alınmalıdır.
6. Bediüzzaman’ın bir akademya projesi olan Medresetüzzehra, hayata geçirilmelidir.
 7. Zorunlu göç uygulamasına tabi tutulmuş insanların zararları tazmin edilmeli ve geri dönmek isteyenler için kolaylaştırıcı tedbirler alınmalıdır.
 8. Toplumsal barışı sağlamak için silâhsızlandırmayı kapsayan bir demokratikleşme programı yürürlüğe konulmalı ve bir toplumsal uzlaşma yasası ile örgüt mensuplarının dağdan inmesi sağlanmalıdır. Bölgede toplumsal çatışmalara sebep olan ve şiddeti arttıran koruculuk sistemi kaldırılmalıdır.
9. Tarihî ve kültürel dokuyu bozan coğrafî birimlerin isimlerinin değiştirilmesi uygulamasına son verilmeli, halkın benimsediği isimler iade edilmeli ve bu konudaki yasaklar kaldırılmalıdır.
 10. Kürtlerin bilgelik hafızasını oluşturan, Faqeyê Teyran, Ahmedê Xani, Ahmedê Ciziri gibi müelliflerin eserleri Kültür Bakanlığı gibi resmî kurumlarca yayınlanmalı ve millî eğitim müfredatına girmelidir. İslâm düşüncesinin çağımızdaki en önemli düşünürlerinden olan Bediüzzaman Said Nursî’nin eserlerinin okullarda okutulması ve yaygınlaştırılması sağlanmalıdır.

Yorum Yap
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
Yorumlar (6)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.