Sana Arapça bir Kur’ân vahyettik ki şehirlerin anası Mekke’yi korkutasın

Sana Arapça bir Kur’ân vahyettik ki şehirlerin anası Mekke’yi korkutasın

Ayet meali

Bismillahirrahmanirrahim

Cenab-ı Hak (c.c), Şûrâ Suresi 5-8. ayetlerinde meâlen şöyle buyuruyor:

5 . Neredeyse gökler (O’nun azametinden dolayı) üzerlerinden çatlayacaktır; melekler ise Rablerine hamd ile (O’nu) tesbîh ediyorlar. Ve yeryüzündeki (mü’min)ler için mağfiret diliyorlar. (*) Dikkat edin! Şübhesiz ki Gafûr (çok bağışlayan), Rahîm (çok merhamet eden) ancak Allah’dır.

6 . (Kendilerine) O’ndan başka dostlar edinenlere gelince, Allah onları hakkıyla gözetleyendir. Sen ise onların üzerine vekil değilsin!

7 . İşte sana böyle Arabca bir Kur’ân vahyettik ki, şehirlerin anasını (Mekke’yi) ve onun etrâfındaki (bütün yeryüzü belde)leri(ni) korkutasın ve (geleceği) hakkında hiç şübhe olmayan o toplanma günü (kıyâmet) ile (onları) korkutasın! (O gün) bir kısım (insanlar) Cennette, bir kısım (insanlar) da alevli ateştedir.

8 . Hâlbuki Allah dilese idi, onları elbette (hepsi îmân etmiş) tek bir ümmet yapardı; fakat (O), dilediğini (hikmetine binâen kendi lütfundan) rahmetine koyar. Zâlimlere gelince, onlar için ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.

(*) “Melâikenin bir kısmı insanları hıfzediyor (koruyor), bir kısmı kitâbet (sevâb ve günahlarını yazma) işlerini görüyor. Demek melâikelerin insanlarla alâkaları ziyâde (fazla) olduğundan, insanların ahvâline (hâllerine) ehemmiyet veriyorlar.” (İşârâtü’l-İ‘câz, 250)