Said Nursi'yi Medresetüzzehra yüzünden susturmak istediler

Said Nursi'yi Medresetüzzehra yüzünden susturmak istediler

Tekrar maneviyatla buluşturup Yaratıcısını yeniden keşfetmesini sağlamak gerekiyordu...

Risale Haber-Haber Merkezi

Yavuz Bahadıroğlu, “Medreset’üz-Zehra” projesi nedeniyle Bediüzzaman Said Nursi'nin susturulmak istendiğini söyledi.

Bediüzzaman Said Nursi'nin yenileşme ile statüko arasında kalan aydının, kararsızlık içinde bocaladığı bir dönemin ortasında gençliğini yaşadığını belirten Bahadıroğlu, Akit'teki yazısında "Modernitenin kendini dayattığının farkındaydı. Kimse bunun etkilerinden masun kalamazdı. Bir yandan da insanın tüketildiğini, yaradılış hikmetinden git gide uzaklaştırıldığını görüyordu... Önce insanı, başarı+para=güç (kapitalizm) dayatmasından yahut bu formüle tepki olarak gelişen ideolojik travmalardan (faşizm ve komünizm) kurtarıp tekrar maneviyatla buluşturup Yaratıcısını yeniden keşfetmesini ve böylece bir anlamda kendini fark/ idrak etmesini sağlamak gerekiyordu. Bu ise ancak eğitimle gerçekleşebilirdi" dedi.

Eğitimin değişen şartlara göre kendini yenileyemediği için ihtiyacı karşılayamaz duruma düşen medrese sistemiyle olamayacağını ifade eden Bahadıroğlu, Bediüzzaman'ın eğitimde yeni bir model ihtiyacına karşılık “Medreset’üz-Zehra” adını verdiği bir “Eğitimde Islahat Projesi” geliştirdiğini, bu modelde, din ilimleriyle fen ilimlerinin birlikte okutulacağını hatırlattı.

“Medreset’üz-Zehra” projesi için Bediüzzaman Said Nursi'nin susturulmak istendiğine dikkat çeken Bahadıroğlu, yazısını şöyle sürdürdü:

"Doğu ve Güneydoğu öncelikli olarak okullar inşa edilmeli, sonra bu okullarla tüm vatan sathı donatılmalıydı.

Mutlakıyet, Meşrutiyet ve Cumhuriyet dönemlerinde, eğitim projesini gerçekleştirmek için büyük çabalar gösterdiyse de, olmadı; çünkü siyasiler böyle uzun vadeli zor projelere değil, hemen sonuç veren popüler çıkışlara yatırım yapmak istiyorlardı. 

Her dönemin isimleri farklı, ancak tutumları aynı devletlüleri, “Medreset’üz-Zehra” projesi için ona yardım etmek yerine, onu maaşa bağlayarak susturmak istediler. 

Hepsine de çok sert tepki gösterip Başkentlerden (Önce İstanbul, sonra Ankara) ayrıldı. Erek Dağı (Van) yalnızlığında varlık aradı.

Devletten ve başkalarından umudunu kesmiş, sebeplerden tümüyle sıyrılarak “Fail-i Hakiki”ye yönelmişti. Bu yöneliş, önünde yeni ufuklar açacak, hayat telâkkisi çerçevesinde hem okullaşıp, hem de kitaplaşacaktı.

 

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
2 Yorum