Said Nursi'nin, Kürtleri Müslümanlardan ayırmak isteyenlere gösterdiği sert tepki

Said Nursi'nin, Kürtleri Müslümanlardan ayırmak isteyenlere gösterdiği sert tepki

O günkü gazetelere yazdı, açıklama yaptı

Mustafa Duman-Risale Haber

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin gazetelerde yer alan yazı ve mektuplarını yayınlamaya devam ediyoruz.

Bugün üç gazete var. Sebilürreşad, İkdam ve Vakit gazeteleri. Bu üç gazetenin de gündemi Kürtler adına hareket ettiğini iddia edenlerin Ermenilerle işbirliği yaparak Osmanlı'dan ayrılmayı planlamasına ayrılmış.

Arka plan

Birinci Dünya Savaşından sonra İngiltere, Güneydoğu Anadolu projesiyle bir yandan Anadolu'yu parçalayarak Osmanlı yönetimine son vermek, diğer yandan da Osmanlı Devleti’nin Irak'la bağlantısını koparmak ve kalıcı barış sürecinde bölge üzerinde hak iddia etmesini engellemeyi hedefliyordu. Kurulması planlanan Kürt devletinin sınırlarıyla, büyütülmesi düşünülen Ermenistan'ın sınırları birbiriyle çelişiyordu. Taraflar arasındaki rekabet İngiliz Dışişleri Bakanlığı'nın iki kesimi anlaştırmak için yoğun çaba harcamasına neden oldu. 1919 yılı ilkbaharından itibaren İngiliz Dışişleri Bakanlığı, iki kesimi anlaştırmak üzere aktif rol oynamaya başladı. İngiliz Dışişleri Bakanlığı Kürt ve Ermeni temsilcilerini Paris'te bir araya getirdi. Görüşmelere Kürtleri temsilen Şerif Paşa, Ermenileri temsilen de Bogos Nubar Paşa katıldı. Doğu ve Güneydoğudan bu anlaşmaya itiraz mahiyetinde pek çok telgraflar çekilmiştir. Bu tepkiler üzerine Şerif Paşa temsil görevinden istifa etmiştir.

Bu gelişmeyle ilgili Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin gazetelerde yer alan yazıları ve beyanları

SEBîLÜRREŞÂD

sebilurresad1.jpg

KÜRDLER VE İSLÂMİYET

Bagos Nubar ile ma’hud Şerif (paşa) nınbirleşerek Kürdleri camia-i İslamiyeden ayırmak teşebbüs-ü hainanesinde bulundukları haberi alınır alınmaz gerek burada, gerek Kürdistandaki bütün Kürdler kemal-i nefretle protestolarda bulundular. Salâbet-i diniye hususunda pek yüksek bir mertebede bulunan Kürd ihvan-ı dinimizden beklenen de bu idi. Her millet arasında zuhur ettiği gibi Kürdler arasında da türeyen birkaç hamiyetsiz iftirakçının, politikacının, hiçbir kıymeti olamayacağı şüphesizdir. Bilakis, bu kabil kesanın izhar-ı nifak etmeleri vahdet-i İslamiyeyi daha ziyade te’yid ve teşyid eder. 

Nitekim o haber üzerine umum Kürdlerin galeyan ve tezahürat ve vahdetkerânesi bunu pek güzel ispat etmiştir. Bu hususda en ziyade söz söylemek salâhiyetine haiz bulunan ve Kürdlerin salâbet-i diniye, necabet-i ırkiye ve celâdet-i İslâmiyesini bihakkın temsil eden ve Dar-ül Hikmet’il İslâmiye azasından, Kürd eşraf ve mütehayyızanından bulunan fazıl-ı şehîr Bediüzzaman Said-el Kürdî Efendi Hazretleri buyuruyorlar ki:

“Boğos Nubar ile Şerif Paşa arasında akdedilen mukaveleye en müskit ve beliğ cevap vilayat-ı şarkiyede Kürd aşairi rüesası tarafından çekilen telgraflardır. Kürdler camia-i İslâmiyeden ayrılmaya asla tahammül edemezler. Bunun aksini iddia edenler mutlaka makasıd-ı mahsusa tahtında hareket eden ve Kürdlük namına söz söylemeye selahiyettar olmayan beş on kişiden ibarettir.

Kürdler, İslâmiyet nam ve şerefini i’la için 500 bin kişi feda etmişler ve makam-ı hilafete olan sadakatlerini isar ettikleri kan ile bir kat daha te’yid eylemişlerdir. Ma’hud muhtıranın esbab-ı tanzimine gelince: Ermeniler, Vilayât-ı Şarkiye’de ekall-i kalil derecesinde bulundukları için asla bir ekseriyet teminine ve ne kemiyeten, ne de keyfiyeten Şarkî Anadolu’da iddia-yı temellüke muvaffak olamayacaklarını son zamanlarda anladılar, maksadlarına Kürdler namına hareket ettiğini iddia eden Şerif (Paşa)yı alet etmeyi müsait ve muvafık buldular, bu suretle Kürd ve Ermeni davası ortada kalmayacak ve Şarkî Anadoludaki iftirak âmâli mevki-i fiile çıkmış olacaktı. İşte bu gaye ile o ma’hud beyanname müştereken imzalandı ve konferansa takdim olundu. Ermeniler’in maksadı Kürdleri aldatmaktan başka bir şey olamaz, çünkü ileride Kürdlerin kemiyeten hal-i ekseriyette bulunduklarını inkâr edemeseler bile keyfiyeten yani ilmen, irfanen kendilerinden dûn oldukları bahanesiyle Kürdleri bir millet-i tabi’a haline getirecekleri muhakkaktır. Buna ise aklı başında olan hiçbir Kürd taraftar değildir. Zaten Kürdler bu beyannameye yalnız sözle değil, bilfiil muhalif olduklarını isbat ediyorlar. 

Kürdlük davası pek mânâsız bir iddiadır, çünkü herşeyden evvel Müslümandırlar, hem de salâbet-i diniyeyi taassub derecesine isal eden hakiki Müslümanlardan. Binaenaleyh Ermenilerle aynı ırktan bulunup bulunmadıkları meselesi onları bir dakika bile işgal etmez. “الْجَاھِلِیَّةَ الْعَصَبِیَّةَ جَبَّ سْلاَمُ اَلْاِ

İslâm uhuvvet-i İslâmiyeye münafi olan kavmiyyet davasını men’ eder. 
Esasen bu, tarihe ait bir şeydir, Kürdlerin asıl ve nesepleri ne olursa olsun İslâmdan iftiraka vicdan-ı millîleri asla müsaid değildir. Bununla beraber Kürdlerin, Arap kavm-i necibi ile ırken alâkadar bulunduğu hakâik-i tarihiyedendir.

İslamiyyet, herhangi bir ırkın diğer bir unsur-u İslâm aleyhine olarak menfî surette intibah hâsıl etmesini kabul edemez. Binaenaleyh Kürdleri Müslümanlıktan ayırmak isteyenler, esasat-ı İslâmiyeye muhalif hareket ediyorlar. Fakat bunlar da kimlerdir? Bir iki kulüpte toplanan beş on kişiden ibaret. Hakiki Kürdler, kimseyi kendilerine vekil-i müdafi’ olarak kabul etmiyorlar. Onların vekili ve Kürdlük namına söz söyleyecek ancak Meclis-i Mebusan-ı Osmaniye’deki mebûslar olabilir. 

Kürdistana verilecek muhtariyetten bahsediliyor. Kürdler, ecnebî himayesinde bir muhtariyeti kabul etmektense ölümü tercih ederler. Eğer Kürdlerin serbestî-i inkişafını düşünmek lazım gelirse bunu Boğus Nubar ile Şerif (Paşa) değil, Devlet-i Âliye düşünür. Hülâsa, Kürdler bu hususta kimsenin tavassut ve müdahalesine muhtaç değildirler. Seyyid Abdülkadir Efendinin beyanat-ı malumesine gelince bu hususta şimdilik bir şey söyleyemem, bununla beraber bu beyanatın tahrif edilip edilmediğini bilemiyorum.”

sebilirresad1.jpgsebilirresad2.jpg

***

İKDAM

ikdam.jpg

KÜRDLER VE OSMANLILIK

Şerif Paşanın Ermeniler ile i’tilafı

Kürdlerin hiddet ve galeyanı

Paris’de bulunan Şerif Paşanın Bagos Nubar Paşa ile Kürd milleti nam ve  hesabına olarak akd edildiği itilaf hakkında yazmış olduğumuz baş makalede bu itilafın ciddi ve hakiki olamayacağı fikir ve kanaatini dermeyan eylemiş idik. Zira her zaman merd ve necib Kürd Milleti’nin Câmia-i Osmâniye’den iftirak etmeyi aslâ hâtırdan geçirmediğini ve Hilâfete dâimâ merbût kalmak fikir ve emeli perverde eylediğini okumak şimdiye kadar gösterdiği harekât ve sekenâtdan tamâmen anlamış idik.

Filhakika makalemizin intişârı üzerine birçok Kürd mu‘teberânı idârehânemize gelerek Şerif Paşa’nın i’tilâfı, umum Kürd Milleti’ne izâfe edilemeyeceğini ve Şerif’in böyle bir i’tilâf akdine asla salâhiyetdâr olmadığını beyan eylemişlerdir.
 
Şehrimizde sâkin Kürd ricâlinden bu i’tilâfı protesto yolunda birçok muharrerât vârid olmuştur. Bunlardan birini bervech-i zîr aynen derc ediyoruz:

İkdâm Cerîde-i Mu‘teberesine

Evvelki günkü gazeteler Paris’de Şerif Paşa ile Ermenî hey’et-i murahhasası reîsi Bogos Nûbar Paşa arasında Kürdistan ve Ermenistan hakkında bir i’tilaf akd edildiğini yazarak Kürd efkâr-ı umûmiyesinden istîzâhâtda bulunuyorlardı.

Dörtbuçuk asırdan beri vahdet-i İslâmiyenin fedâkâr ve cesûr hâdim ve tarafdârları olarak yaşamış ve dini ananesine sadâkati gaye-yi hayat bilmiş olan Kürdler henüz beşyüzbine karîb şühedâsının kanı kurumadan, şişlere geçirilen yetimlerinin, gözleri oyulan ihtiyârlarının hâtırala¬rını teessürlerle anarken İslâmiyetin zararına olarak târîhî ve hayâtî düşmanlarıyla i’tilâf akdetmek sûretiyle salâbet-i dîniyeleri hilâfında iftirak-cûyâne âmâl ta‘kib edemezler. Binâenaleyh Kürd vicdân-ı millîsinin bu tarz-ı tahassüsüne mugayir hareket eden zevâtı da tanımazlar ve yegâne emelleri de vahdet-i dinî ve millîlerini muhâfaza ol¬duğundan keyfiyyetın îzâhına delâlet buyurulmasını muhterem gazete¬nizden istirham ederiz.

Hîzan Sâdât-ı Kirâmından İhtiyât Binbaşısı
Muhammed Sıddık

Sâdât-ı Berzenciyeden 
Da‘vâ Vekili
Ahmed Ârif

Ulemâ-yi Ekrâd’dan
Saîd-i Kürdî

İkdam Gazetesi Hakkında

İkinci Abdülhamit döneminde yayınlanmaya başlayan (5 Temmuz 1894) ve 31 Mart 1961 tarihine kadar yayınını sürdüren İkdam gazetesinin Türk basın hayatında önemli bir yeri vardır. Ahmet Cevdet Beyin çıkardığı gazete, zengin iç ve dış haberleriyle, ilânlarıyla, siyasî, ilmî, fennî, edebî ve sanat ağırlıklı makale ve sohbetleriyle, yayınladığı tefrika roman ve hikâyeleriyle, Türk kadınını, çocuğunu, çiftçisini eğiten, bilgilendiren yazılarıyla bir “mektep” görevi üstlenmiştir. Devrinin ünlü bilim adamları, romancı ve hikâyecileri ile güçlü bir yazar kadrosuna sahip olan İkdam, matbaasında bastığı değerli kitaplarla da bu alanda önemli bir boşluğu doldurmuştur.

ikdamgazete1.jpg

***

VAKİT

vakit.jpg

Yevmî siyasi gazete

Kürd Efkâr-ı Umûmiyesi ve Şerif Paşa

Ulemâ-yı Ekrâd’dan (Saîd-i Kürdî) Hîzan Sâdâtından ihtiyât binbaşısı (Muhammed Sıddîk) ve Sâdât-ı Berzenciye’den da‘vâ vekili (Ahmed Ârif) imzâlarıyle dün aldığımız mektubdur:

“Evvelki günkü gazeteler Paris’de şerif Paşa ile Ermeni hey’et-i mürahhasası reisi Bogos Nûbâr Paşa arasında Kürdistan ve Emenistan hakkında bir i’tilâf akd edildiğini yazarak Kürd Efkâr-ı Umumiyesinden istizahatda bulunuyorlardı.

Dörtbuçuk asırdan beri vahdet-i islâmiyenin fedâkâr ve cesûr hâdim ve tarafdârları olarak yaşamış ve dini ananesine sadâkati gaye-i hayat bilmiş olan Kürdler henüz beşyüzbine karîb şühedânın kanı kurumadan, şişlere geçirilen yetimlerinin, gözleri oyulan ihtiyarlarının hatıralarını teessürle anarken İslâmiyetin zararına olarak tarihî ve hayatî muârız ve rakibleriyle i’tilâf akd etmek sûretiyle salâbet-i dîniyeleri hilâfında iftirâkcuyane emeli takib edemezler. Binâenaleyh Kürd vicdân-ı millîsinin bu tarz tehassüsüne mugayir hareket eden zevâtı da tanımazlar ve yegâne emelleri de vahdet-i dini ve millilerini muhafaza olduğundan keyfiyetin izahına delâlet buyurulmasını muhterem gazetenizden istirham eyleriz.”

vakitgazete1.jpgvakitgazete2.jpg

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum