Said Nursi'den Abdülhamid'e: Bunu yapmazsan Kürtler arasında keşmekeş çıkar

Said Nursi'den Abdülhamid'e: Bunu yapmazsan Kürtler arasında keşmekeş çıkar

111 yıl önceki talep ve görüşler halen geçerliliğini korumuyor mu?

Ahmet Bilgi'nin haberi:

RİSALEHABER-Araştırmacı yazar Müfid Yüksel, Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin, Kürtlerin yoğun yaşadığı bölgelerde din ve fen ilimlerinin beraber okutulacağı eğitim kurumlarının açılması için Sultan Abdülhamid'e gönderdiği layihayı yayınladı.

Kürtlerin sadece medrese eğitim aldıklarını, fen ilimlerini alamadıklarına dikkat çeken Said Nursi, bunun neticesinin karmaşa ve keşmekeş olacağını, Kürtlerin geri kalmışlığından istifade edenlerin var olduğunu belirtiyor.

Müfid Yüksel'İn layiha ile ilgili açıklaması ve yazı şöyle:

Bediüzzaman Said Nursi hazretlerinin Kürdistan'da yeni medrese açmak için Sultan II. Abdülhamıd zamanında (1907) Sultan'a sunulmak üzere Yıldız Sarayında mabeyne arzettığı layiha.

Bediüzzaman bilahare bu layihayı "Şark Ve Kürdistan” gazetesinin 23 Şevval 1326/19 Kasım1908 tarihli birinci sayısında “Kürtler Neye Muhtaçtır” başlığı ile neşreder ve Kürdistan’da ilmi hizmetlere ait bazı taleplerin arzedileceğini beyan eder:

“Millet-i Osmaniyye meyânında mühim bir unsur teşkil eden Kürdistan ahâlsinin ahvâli hükümetçe mâlum ise de, hizmet-i ilmiyye-i mukaddeseye dâir bâzı mutâlebâtı arzetmeğe müsaâde dilerim.

Şu cihân-ı medeniyette ve şu asr-ı terakki ve müsabakatta sâir ihvân gibi yek-âheng-i terakki olmak içün himmet-i hükümetle Kürdistân’ın kasaba ve kurasında mekâtib tesis ve inşâ buyurulmuş olduğunu ayn-ı şükranla meşhûd ise de bundan yalnız lisân-ı Türki’ye âşina etfâl istifâde ediyor. Lisana âşina olmayan evlâd-ı ekrâd yalnız medâris-i ilmiyyeyi ma’den-i kemâlât bilmeleri ve mekâtib muallimlerinin lisân-ı mahalliye adem-i vukufları cihetiyle maârifden mahrum kalmaktadır. Bu ise, vahşeti, keşmekeşi, dolayısıyle garbın şematatını da’vet ediyor. Hem de ahâlinin vahşet ve tekâyüd-i hâl-i ibtidâîsinde kalmaları cihetleriyle evhâm ve meşkûkün te’sîrâtına hedef oluyor.

Eskiden beri her bir veçhile ekrâdın mâdununda bulunanlar bugün onların hâl-i tavakkufda kalmalarından istifâde ediliyor. İse ehl-i hamiyyeti düşündürür. Bu üç nokta müstakbelde bir darbe-i müdhişe hazırlıyor gibi ehl-ibasîreti dağdâr etmiştir.

Bunu çaresi, numune-i emsâl ve sebeb-i teşvik ve terğîb olmak içün Kürdistan’ın nokat-ı muhtelifesinden biri, Artûş aşâyiri merkezi olan Beytüşşebâb cihetinde, diğeri, Motkân, Balekân, Sason vasatından, biri de Sipkân ve Haydaran vasatında olan nefs-i van’da Medrese nâm-ı me’lûfuyla Ulûm-i Diniyye ve fünûn-ı lâzime ile beraber hiç olmazsa ellişer talebe bulunmak ve oraca medâr-ı maişetleri hükümet-i seniyyece tesviye edilmek üzere üç Dârutta’lîm tesis edilmelidir. Bazı medârisin dahi ihyâsı maddi ve mânevi Kürdistan’ın hayât-ı istikbâliyesini temin eder esbâb-ı mühimmedendir. Bununla maârifin temeli teessüs eder. Ve bu mebde-i teessüsten ittihad takarrür edecek.

İhtilâf-ı dâhilîden dolayı mahv olan kuvve-i cismiyyeyi hükümetin eline vermekle hârice sarfettirmek için hakkıyla müstehakk-ı adâlet ve kâbil-i medeniyet oldukları gibi cevher-i fıtriyyelerini göstereceklerdir.

Molla Said-i Meşhûr

Aynı lahiya daha sonra Kürd Teâvün Ve Terakki Gazetesinde Neşredilirken yapılan ilâve:

“Bunun çare-i yegânesi: Aşiret, alaylılık ve askerlik bâb-ı âlisiyle mekâtib ve maârifi içlerine idhâl ve ma’den-i saâdetleri olan medâris-i münderiseyi ihyâ ile, ulûm-i diniyye ile beraber fünûn-i lâzime-i medeniyyeyi Kürd ulemâsı tedris etmektir.” (Kürtler Neye Muhtaç? 3 Teşrin-i Sani 1324, Kürd Teâvün Ve Terakkî Gazetesi, Sayı 2, Sahife, 13)

sarkvekurdistan.jpg

sarkvekurdistan2.jpg

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
5 Yorum