Said Nursi 9 yaşında ayrıldığı köyüne bir daha dönemedi

Said Nursi 9 yaşında ayrıldığı köyüne bir daha dönemedi

Bediüzzaman Said Nursi Seyahatnamesi Yazıldı

Risale Haber-Haber Merkezi

"Bediüzzaman Said Nursi Seyahatnamesi" Mahmut Askeri Küçükkaya tarafından yazıldı. Küçükkaya, “Bediüzzaman Said Nursi’nin hayatı birçok yönden ibret alınacak levhalarla doludur. O kendisi için yaşamamış, insan ve toplum için hayatını feda etmiş büyük bir İslam âlimidir. Hayatının her anı ve her yönü sıkıntılarla, zahmetlerle, sürgünlerle geçmiştir. Böylesine zor bir hayatın sahibi olan Bediüzzaman Said Nursi’nin gittiği yerler ve yaşadıklarının bir seyahatname biçiminde değerlendirilmesi amacıyla bu çalışmayı yaptım” dedi.

Küçükkaya, Said Nursi’nin, dokuz yaşından itibaren anne ve babasından ayrıldığını, çeşitli seyahatlerde bulunduğunu belirterek, “Bu seyahatlerin bazıları isteğe bağlı bazıları da zorunlu olmuştur. Bediüzzaman öyle bir hayat yaşamış ki, doğduğu köye, akrabalarının bulunduğu yere, ayrıldığı dokuz yaşından itibaren seksen yedi senelik ömrünün sonuna kadar gidemedi” şeklinde konuştu.

Kitapta Bediüzzaman Said Nursi’nin gezdiği, gördüğü ve kaldığı yerleri tarihi kronolojik içerisinde aktarmaya çalıştığını hatırlatan Küçükkaya, “Seyahatname isminin verilmesindeki asıl amaç Bediüzzaman Said Nursi’nin seyahat ettiği yerler ve karşılaştığı olayların bir sıra takibi halinde ele alınmasıdır. Bu eser Bediüzzaman’ın seyahat ettiği ve kaldığı yerler hakkındaki sözleri ile talebeleri ve arkadaşlarının hatıraları doğrultusunda ele alındı. Bir bütün olarak değerlendirildiğinde diğer seyahatnamelerin aksine bir Hüzün Seyahatnamesi olarak karşımıza çıkıyor. Bediüzzaman Said Nursi Seyahatnamesi acıklı ve hüzünlü bir seyahatname. Okuyanlar bu seyahatnamenin birçok yerinde gözyaşlarını tutamayacak” dedi.

Altı yüzden fazla dipnot ve kaynakla yazılan “Bediüzzaman Said Nursi Seyahatnamesi” Mevsimler Kitap tarafından yayınlandı. Okurlar bu eseri internet satış sitelerinden, kitapçılardan ve Yayınevinden temin edebilecek.

seyehatname.jpgBEDİÜZZAMAN SAİD NURSİ SEYAHATNAMESİ’DEN BAZI BÖLÜMLER

…Sekiz yıllık bir ayrılıktan sonra geldiği Van’da, geçmişi, medresesi, talebeleri, dostları,  Rus ve Ermenilerle mücadelesi birer birer gözlerinin önünde geçti. İlk önce Horhor medresesine gitti. Yüksek bir tepeye çıktı. Etrafı seyretti. Hatıraları bir bir canlandı. Kendini tutamadı. Hıçkırıklara boğuldu. Gözyaşları toprağa düştü. Hayalleri taptazeydi. Unutmamıştı hiçbir şeyi. Yalnızdı. Tek başına çıktığı bu yerde başına gelenleri düşündü. Gurbetten gurbete gitmişti. Kalbi sızladı. İki gözü yerine binlerce gözü olsaydı belki hep beraber ağlayacaklardı. Sekiz yıl önceki hayatını düşündüğünde, sanki bir daha gurbetlere düşmüş gibiydi.

SÜRGÜN YOLLARINDA

…Kağnı arabaları, kızaklara koşulan öküzlerin bağrışmaları, atların kişnemeleri ağlayan çocuk seslerine ve yakılan ağıtlara karışıp gittiği bir andı. Boşalan bir şehir görünümü vardı sürgün yollarında. Ümitsizlik ve korku ayak izlerine karışıyordu. Sürgüne gidenlerin kafaları dakikada bir iki defa geriye dönüyordu. Terkedilmek zorunda bıraktıkları evlerine, geçmişlerine, aşklarına ve özlemlerine son kez bakıyorlardı.

Bir tek kişi vardı başı dik, alnı açık olan. Rıza sancağını eline almış korkusuzca geleceğine yürüyen Bediüzzaman. Beraberinde kelepçeli olan Şeyh Masum’un sağ kolu Bediüzzaman’ın sol koluna kelepçelenmişti. Şeyh Masum’un kolu çok sıkı bağlandığından sıkışmış, kan toplanmış gibiydi. Bir görevliden biraz gevşetmesi ricasında bulundu. Görevli, Müftü’ye indirdiği bir dipçikle cevap verdi. Şeyh Masum düştü. Yüzü çamura bulandı. Yürekler dağlandı. Gönüller kan ağladı. Bediüzzaman, konaklama yerinde Müftü Şeyh Masum’un yüzünü eliyle yıkayıp temizledi.

… Tarih 14 Ekim 1943’tü. Bediüzzaman trenle Isparta Hapishanesine doğru götürülüyordu. Oturduğu kompartımanın camından dışarıyı seyrediyordu. Uzaktan yakından gördüğü köylere bakıyordu. Nerelere gitmişti, nereleri görmüştü? Nerelerde kalmıştı? Bütünüyle hayalinde ve hatıralarında canlandılar birer birer. Şam’dan Beyrut’a gittiği tren yolculuğunu hatırladı. Kızkardeşi Hanım aklına geldi. Birden Ergani’deki kardeşi Abdülmecid yâdına düştü. Bitlis, Van, Urfa köyleri gözlerinin önünde geçti.

BARLA’DAKİ GÖZYAŞLARI

…Bediüzzaman, Isparta’ya geldiği ilk günlerde Eylül 1953’te on dokuz yıldan beri görmediği Barla’ya gitti. Özlem ve hasretle Barla toprağına geldiğinde geçmişte yaşadıkları hafızasında canlandı. Neler görmüştü buralarda, ne sıkıntılar çekmişti sürgün yıllarında. Hiç unutmamıştı Barla’yı ve Barlalıları. İlk medresesi buralar olmuştu. Çok kıymetliydi buralar. Yıldız Sarayına değişmeyecek kadar değerliydi.

Belediye binası önündeki yoldan Barla’ya giriş yaptı. Eski dostları, ahbapları ve talebeleri yıllardır görmedikleri Bediüzzaman’ı dört gözle beklemekteydi. O da onlara bir an önce kavuşmak istiyordu.

Gözü bir kapıya ilişti. Kapı kalın bir kilitle kapatılmıştı. Durdu. Etrafına baktı, eve baktı. Derinden ve hasretle bir nefes aldı. Sonra gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Yanındakiler de ağladılar. O ağladı, yanındakiler ağladı. Bu ev çınar ağacına kulübe ve merdiven yapan Mustafa Çavuş’un eviydi. Vefat ettiğinden, uzun zamandan beri kapısı kapatılmıştı. Oradan hüzünle, ıslak gözlerle ayrıldı. Barla’da iken kaldığı eve yöneldi.

Beraberindekiler de yürümeye başladılar. Evin önüne gelince, başını kaldırdı evine uzun uzun baktı. Burada da hüngür hüngür ağlamaya başladı. Ayakta duracak gibi değildi. Tahiri Mutlu ve Zübeyir Gündüzalp kollarına girdiler. Bırakmalarını istedi. Çınar ağacına sarıldı, başını dayadı. Hıçkırıklara boğulmuştu. Daha sonra yukarı çıkardılar. Odasına çekildi. Yalnız kalmak istedi. İki saat kadar içeride tek başına kaldı. Ağlamasının sesi dışarıya kadar geliyordu. Hem talebeleri ağladı hem Barlalılar ağladı…

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
3 Yorum