Rusya'da esir askere gönderilen zarftan Said Nursi'ye selam çıktı!

Rusya'da esir askere gönderilen zarftan Said Nursi'ye selam çıktı!

Kartpostal, Said Nursi'nin Ruslara karşı savaşırken gösterdiği gayretin yeni bir delili olması bakımından önemli

RİSALEHABER

Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Lokman Erdemir, Rusya'da esir bir subaya gönderilen zarftan Bediüzzaman Said Nursi'ye çıkan selamı yayınladı.

Erdemir, Derin Tarih geçmiş yıllardaki sayısında söz konusu kartpostalı yazdı. Kartpostal, Bediüzzaman Said Nursi'nin birçok kişi için meçhul olan 1. Dünya Savaşı sırasında Ruslara karşı savaşırken gösterdiği gayretin yeni bir delili olması bakımından önemli:

"Şeyh Kürt Said Efendi'nin ellerinden öperim" 

Hafız Şaban Efendi'nin tuttuğu günlüğü diğerlerinden ayıran husus, esaretinin bir kısmını geçirdiği Kologrif kasabasıdır. Kostroma [Kosturma] vilayetinde Volga Nehri'nin bir kolu üzerindeki Kologrif'in bu yazıya konu olmasının sebebi, Kafkas Cephesi'nden başka bir esirin, Bediüzzaman Said Nursi'nin (Said-i Kürdî) esaret hayatının bir kısmını aynı kasabada geçirmiş olmasıdır.

Bediüzzaman'ın esaret hayatını anlatan eserlerde ve hatıralarda bu kasaba için "Kilogrif" ifadesi kullanıldığını biliyoruz. 

Öte yandan Hafız Şaban Efendi günlüğünde kendi ailesi ve en yakınında bulunan birkaç arkadaşı dışında ne bulunduğu yer, ne de diğer arkadaşları hakkında bilgi verir. Ancak bu iki kader arkadaşını aynı noktada birleştiren şey, birbirlerini Kologrif'deki günlerinden tanıyor olmalarıdır. 

Hafız Şaban Efendi'ye esareti sırasında Vologda vilâyeti, Nikolsk kasabasında esir Mülazım Musa Kâzım Efendi'den "Kostroma Osmanlı esir zabitanından Oflu biraderim Zabit vekili Hafız Şaban Efendi'ye" hitabıyla başlayan 4 Ekim 1917 tarihli bir kartpostal gönderilir. 

Elimizde bulunan bu kartpostal Bediüzzaman Said Nursi'nin hayat hikâyasine hiç umulmayan bir noktadan aydınlatıcı bir katkıda bulunmaktadır. 

Musa Kazım Efendi "İstifsar-ı hatırla gözlerinizden bûs ederim" (Hatırınızı sorarak gözlerinizden öperim) ifadeleri ile başlayıp Hafız Şaban Efendi'nin halini hatırını sorduktan sonra gönderdiği diğer kartlara cevap yazılmamasından ötürü ayrıca sitem de etmektedir.

Bu minvalde yazdığı kartpostalın hemen üstüne düştüğü birkaç satırlık küçük ama mahiyeti itibariyle hayli önemli not ise bu iki esirin müşterek noktasına işaret eder. Nottan belli bir süre beraber esir kaldıkları, hususi selamlarını iletecek kadar aşina ve samimi oldukları anlaşılmaktadır. Hafız 

Nottan belli bir süre beraber esir kaldıkları, hususi selamlarını iletecek kadar aşina ve samimi oldukları anlaşılmaktadır.

Hafız Şaban Efendi'ye kartpostal gönderen arkadaşı Musa Kâzım Efendi "Şeyh Kürt Said Efendi'nin ellerinden öperim, Kürt Ahmed Efendi'ye selam ederim" ifadesiyle Bediüzzaman'a selam etmiş, ona karşı hürmetini göstermiştir. 

Âlime hürmetin de belgesi 

Bediüzzaman, çoğunluğu kendi talebelerinin oluşturduğu milis kuvvetiyle Ruslara karşı Bitlis ve Van civarında mücadele etmiş, bu sırada Ruslara esir düşmüştür. Hayatının anlatıldığı Tarihçe-i Hayat adlı eserde bu olaya değinilmiştir. Ayrıca Yirmi Altıncı Lem'a'nın Üçüncü Ricası'nda esaret hayatına temas edilmiştir. 

Esirlerin durumlarını görmek üzere Hilal-i Ahmer tarafından Rusya'ya gönderilen Akçuraoğlu Yusuf, Kostroma esir karargahını ziyaret edecektir. Bu ziyareti ve esirlerin durumunu belirttiği raporunda Bediuzzman'ın esareti hakkında ise ise isim vermeden şu ifadeleri kullanır: "(...) Fakat bazıları masrafı deruhte ederek şehirde istedikleri evlerde kira ile oda tutmuşlar, birkaçı şehirden iki üç kilometre bud ve mesafede bulunan bir Tatar köyüne gidip Tatarlara misafir olmuşlar. Kürt ulemasından ve milis zabitandan bir zat da köyün camiinde ikamet ediyordu." Bu konudaki birçok kitap onun esaret hayatında da faal birisi olduğunu ve ilim öğretmekle meşgul olduğunu yazar. 

Bediüzzaman, Musa Kâzım Efendi'nin ifadesi ile "Şeyh Kürt Said Efendi" esaretteyken Bolşevik ihtilali sonrası çıkan karışıklıktan istifade ederek Kostroma'dan firar eder; Petesburg, Varşova ve Viyana yoluyla İstanbul'a gelir. İstanbul'a gelişi ilgi çekmiş, 25 Haziran 1918 tarihli Tanin gazetesinde duyurulmuştur. 

Musa Kazım Efendi'nin kartpostaldaki selamına dönersek, Bediüzzaman'ın birçok kişi için meçhul olan, Birinci Dünya Savaşı sırasında Ruslara karşı savaşırken gösterdiği gayretin yeni bir kanıtı olması bakımından ayrıca önemlidir.

Bir Osmanlı askerinin Trabzonlu medrese mezunu bir zabit vekili vasıtasıyla bir âlime hürmetini belirtmesi, bu toprakların kadim bir hasletinin, ilme ve âlime esarette bile olsa gösterilen hürmetin de altın bir vesikası hüviyetindedir. 

İşte kartpostaldaki Said Nursi notu

"Şeyh Kürt Said Efendi'nin ellerinden öperim, Kürt Ahmed Efendi'ye selam ederim"

saidnursi_rusya_mektup.jpg

HABERE YORUM KAT
YORUM KURALLARI: Risale Haber yayın politikasına uymayan;
Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve BÜYÜK HARFLERLE yazılmış yorumlar
Adınız kısmına uygun olmayan ve saçma rumuzlar onaylanmamaktadır.
Anlayışınız için teşekkür ederiz.
1 Yorum